Farklı tepkilerle karşılaşan 'ölü yıkayıcı' gassallar konuştu
Gassal dizisiyle birlikte dillendirilmeye bile çekinilen meslek yeniden gündem oldu. Gassallar yaptıkları işin detayını anlatıp en unutamadıkları anıları anlattı
Herkes şu sıralar gündeme bomba gibi düşen Gassal dizisini konuşuyor. Dizinin yayınlandığı TRT Tabii dijital platformu ise en çok tıklanan ve izlenen platform olarak zirveye yerleşti.
Yayınlanan dizi ile gündem olan gassallar, bazen yakınlarının bile yaklaşamadığı cenazeleri son yolculuklarına hazırlarken asırlardır işlerini fedakarlıkla yapmaya devam ediyor.
ÖLÜ NASIL YIKANIR?
Son günlerde merak konusu olan mesleği ile ilgili bilgi veren Gassal Celal Ulaşlı, "Gassallık ölü yıkamadır. Ölüyü yıkayıp, kefenleyip, hazırlamaktır. Bunun için zaten erkekler için 3 adet kefen lazımdır. İzar, lifafe ve kamis dediğimiz.
Daha sonra işte ayak bağları ve bağcıktan oluşan toplam 3 parça olan kefendir. Cenaze ilk geldiğinde önce avret temizliği yapılır. Teneşir taşına alındıktan sonra önce temizliği yapılır. Ardından normal namaz abdesti alınır. Ondan sonra iki kez yıkanır, durulanır.
En sonunda da tekrardan durulandıktan sonra kefen bölümüne geçilir. Burada her türlü cenaze gelebiliyor. Yaralı gelebiliyor. Kokmuş evde terk edilmiş cenazeler oluyor. Cenazelerde kurtlanma falan olabiliyor. Bunun için de boy naylonu dediğimiz naylonla tedbir alıyoruz.
Naylonla sarıldıktan sonra yine 3 adet 3 kat kefenle sarılıp ona göre defin hazırlığı yapılıyor. Pandemide cenazeler yıkanmadan defnedildi. Daha sonra tekrardan hani bu hastalığın geçici bir şey olduğu anlaşıldığından tekrardan yıkandıktan sonra kefenlendi. Deprem sürecinde burası bayağı yoğundu. Ona göre zaten cenazeleri bekletmeden bir an evvel hazırlayıp kefenledik, defnettik” dedi.
"PİŞİRDİĞİMİZ YEMEĞİ YEMEYEN OLUYOR"
Zorlu mesleğin kadın kahramanlarından olan gassal Selvi Yağmur, mesleklerini yalnızca bir iş olarak değil aynı zamanda büyük bir insanlık görevi olarak gördüklerini söyledi.
Yağmur, “Her cenazede, son bir görev bilinciyle hareket ediyoruz, Mesleğimizi duyanlar arasında ürperen oluyor, hayranlıkla karşılayan oluyor, korkan oluyor. İşte sen benim annemi yıkamıştın veya çocuğumu yıkamıştın, bebeğimi yıkamıştın diyen oluyor. Merakla karşılıyorlar bu konuyu. İşte ben aynı odada oturamam diyen oluyor, pişirdiğimiz yemeği yemeyen bile oluyor” dedi.
"ALLAH ALIŞTIRMASIN"
Yağmur, "Annene karşı bakışın değişiyor, çevrene karşı bakışın değişiyor. Biz her gün ölümle yüzleşiyoruz. Her nefis ölümü tadacaktır ve sen bu ölüme her gün dokunuyorsun. Yani ölüme temas ediyorsun. Bu hakikatle yüzleşmek insanı iman anlamında tabii ki kuvvetlendiriyor. Mesela alıştınız mı diye soruyorlar bize. Ben şey diyorum Allah alıştırmasın. Yani ölüme de alışırsak artık bizden arsızı kalmaz değil mi dünyada. Yani insanı durduran bir ölüm var, korkutan bir ölüm var. Ben kendi nefsime böyle bakmaya çalışıyorum" şeklinde konuştu.
Yağmur, "Cenazeler tatlı bir suyla yıkanır. Bebek yıkama suyu gibi ne çok sıcak ne çok soğuk ama şartlar neyi gerektiriyorsa da ona göre davranılır. Yani teyemmüm de yaptırıldığı olur. Bu tamamen şartlara göre ayarlanır ama bizim dinimizin hassasiyeti tatlı bir su diye tarif eder" dedi.
UNUTAMADIĞI O ANIYI ANLATTI
En unutamadığı olayı ise deprem döneminde yaşadığını söyleyen kadın gassal Yağmur, "12 yıldır unutamadığım tek olay deprem döneminde oldu. Yıkadığım bir kız çocuğunun saçlarından tokalarını çıkartıp annesinin avucuna vermiştim. Çocuk tokaları daha bir önceki gün istemiş annesi saçlarına takmış. Onu çıkardığımda belki de kendim de anne olmam hasebiyle onu unutamıyorum” diye konuştu.
Türkiye
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.