‘Filancanın yanında Said Nursi’ye âlim diyemezsiniz’ diyenin akibeti
Prof. Dr. Metin Yiğit, Üstad Bediüzzaman Said Nursi etrafında zaman zaman tenkit konusu yapılan 12 meseleyi cevaplandırıyor
Salih Okur-Cevaplar.org
SORU-8: Bir zat; “Bir şey söyleyeyim, kimse kızıp darılmasın, Zahid El Kevserî’nin yanında Said Nursi’ye âlim diyemezsiniz” demişti. Bu sözü nasıl değerlendirirsiniz? Edeb sınırlarını aşmıyor mu?
BU TÜR İŞLERLE UĞRAŞANLARIN AKIBETİNDEN KORKULUR
Prof. Dr. Metin Yiğit: Bir alimi sevip takdir edebiliriz. Ama bunu başka bir alimin tezyifi üzerinden yapmak İslam ahlakına uymaz. İmam Subki el-Eşbah adlı eserinde şunları der: “İmamların seviyesine ulaşmayan bir kimsenin onlardan bazısını bazısına tafdil etmesi uygun değil. Bu tür işlerle uğraşanların akıbetinden korkulur. Bu yola girip felah bulan pek azdır.”
إن الدخول بين أئمة الدين والتفضيل بينهم لمن لم يبلغ رتبتهم لا يحسن ويخشى من غائلته في الدنيا والآخرة وقل من استعمله فأفلح.
İbn Receb’in Fadlu İlmi’s-Selef ala İlmi’l-Halef adlı eserinde naklettiğine göre Ebu Hanife’ye Alkame ve Esved’den hangisinin daha üstün olduğu soruluyor? Ebu Hanife’nin cevabı şöyledir: Allah yemin ederim ki biz onların ismini anmaya bile layık değilken hangisinin daha faziletli oluşundan nasıl bahsederiz?
والله ما نحن بأهل أن نذكرهم فكيف نفضل بينهم
Bir Seydamız bahsetmişti: Bölgemizde yaşayan bir alime daha önceki dönemlerde yaşamış iki büyük alimden hangisinin daha üstün olduğu soruluyor. Verdiği cevap ibretamiz: “Benim terazim onların ağırlığını ölçecek büyüklükte değil.” Ulemaya karşı bize lazım olan tavır budur. Başka şekilde hareket edenlere “Allah selamet versin” deyip geçmek lazım.
BEDİÜZZAMAN’IN İLMÎ HAKKINDA İKİ KANALDAN BİLGİ
Üstad Bediüzzaman’ın ilmî şahsiyeti hakkında iki kanaldan bilgi edinmek mümkündür: Birincisi onu yakından görüp tanıyanlardan, ikincisi ise geride bıraktığı eserlerden.
Üstad’ın eserleri onun ilmi dehası ve ilmi hizmeti hakkında hiçbir söze gerek bırakmayacak niteliktedir. Dünyanın dört bir yanından Üstadı tanıyan ilim erbabının takdiri herkese ayandır. Kendim defaatle müşahede etmişimdir. Yurt içinde ve yurt dışında hangi eğilime mensup olursa olsun Üstad’ın tahkikatını paylaştığım ilim erbabı yapılan tespitler karşısında hayret ve takdirlerini gizleyemiyorlar. Üstadı hiç tanımadıkları halde taaccüpte bulunduklarını defalarca gördüm.
Üstad’ın ilmi şahsiyetini tanımanın ikinci yolu ise dönemin alimlerinin şahitliğidir. Bildiğiniz gibi Osmanlıda en zirve ilmi kurum Daru’l-Hikmeti’l-İslamiyyedir. Bu kuruma Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, İzmirli İsmail Hakkı, Şeyhul İslam Mustafa Sabri Efendi, Muhammed Akif ve Saffet Efendi gibi dönemin ileri gelen alimleri seçilmişlerdir. Üstad, istemediği halde Mustafa Sabri gibi ulemadan ileri gelenlerinin ısrarıyla bu kuruma alınmıştır. Burada 4 yıl 3 ay görev yapmıştır. Eğer Bediüzzaman, Kevserîye nazaran alim addedilmeyecekse Kevserî’nin yaşadığı ve Şeyhu’l-İslama vekillik yaptığı bir dönemde Daru’l-Hikme’ye aza olarak seçilmesi nasıl izah edilebilir? Bu seçim Mustafa Sabri ve meşihat dairesinde ona vekalet eden Kevserî gibi zatların Bediüzzaman hakkındaki sıra dışı takdirini göstermez mi!
BİZE LAZIM OLAN ULEMAYI YARIŞTIRMAK DEĞİL
Yukarıda aktardığımız anonim bilgiler dışında Osmanlı ulemasının Üstadı tazim ve takdirine dair bilgiler şahsen benim nezdimde muttasıl senetle sabittir. Ben kendim bizzat Üstad’ın şu an ebediyete intikal etmiş bazı talebelerinden Üstadı imtihan için gidip onun ilmi seviyesi karşısında tahsin ve takdirde bulunan insanların ifadelerini duymuşumdur.
Sonuç olarak şunu söyleyeyim: Ulemadan bazılarını bazılarına tafdil problemi yeni bir problem değil. Eskiden beri alimler bu tür şeylere dalmamak ve meşgul olmamak gerektiğini söylemişlerdir. Zira bazen kantarın topuzu kaçıp mesele bazılarının tezyifiyle sonuçlanabiliyor ki bunun mefsedete sebep olduğu tarihi tecrübeyle sabittir. Bize lazım olan ulemayı yarıştırmak değil, onların izinden giden nesiller yetiştirmektir.
Devam edecek
Başka biri Risale-i Nur gibi bir eser yazabilir mi?
Said Nursi’nin Risale-i Nur’da yer verdiği hadisler şüpheli mi?
Prof. Yiğit: Kur’an’ın telkin ettiği iman vazifesini Risale-i Nur yerine getiriyor
Prof. Yiğit: Said Nursi’nin ‘Bana yazdırıldı’ demesi Kur’an ve Sünnet’e uygundur
Said Nursi, bu kadar kısa zamanda medrese ilimlerini nasıl bitirdi?
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.