Geçerken uğradığı camide hayatı değişti

Geçerken uğradığı camide hayatı değişti

Rallici Burcu Çetinkaya Eyüp Sultan'de değişen hayatını yazdı

Küçük yaşlarda Müslümanlıkla tek alakam, oruç tutmak ve Fatiha suresini ezbere bilmekten ibaretti. Namaz kılmayı öğrenmeye çalışırken kendimi kaybolmuş hissettim ama kader bir seyahatte karşıma Sevim’i çıkardı.

Eyüp Sultan Camii ve Eyüp ile ilk kez 18 yaşındayken ehliyet almaya gittiğimde tanıştım. Sürücü kursum Eyüp’e kayıtlı olduğu için sınavım orada yapıldı. O dönemde sadece kulaktan dolma, muhterem bir yer olarak tanıyordum Eyüp ilçesini. Eyüp Sultan Camii’ni de çevremdekilerin arada bir dilek dilemeye gittiği bir yer olarak biliyordum. Şimdi aradan 12 sene geçtikten sonra huzur bulduğum, her gittiğimde yeni bir şeyler öğrendiğim, maneviyat yolunda kalbini açmış birçok değerli kişiyle tanıştığım, kendimi ait hissettiğim Eyüp ve Eyüp Sultan var.

“Ehliyet için Eyüp Sultan’a kadar gitmişken camiye de gireyim” demiştim. O zaman Müslümanlıkla tek alakam, Fatiha suresini ezbere bilmekten ve oruç tutmaktan ibaretti. Camide herkesi taklit ederek elime bir tespih alıp “Allah’ım verdiğin her şey için şükürler olsun, günahlarımı affet” dedim, ardından “İnsanlar burada nasıl saatlerce sıkılmadan oturabiliyor” diye düşünerek çıktım.

Uçakta yanımda oturuyordu

Aradan yıllar geçti ve Fatiha suresinin anlamını, oruç tutmayı, alkol kullanmamayı, sigara içmemek gerektiğini öğrendim. Sonra bir gün internetten namaz nasıl kılınır başlıklı yazıları indirip uygulamaya çalıştım ve kendimi kaybolmuş, yanlış şeyler yapmış hissine kapıldım. Dinde yanlış yapmak beni hep korkuturdu, hiç yapmamak daha doğru gelirdi. O gün kader işte, uçakta yanımda Sevim isminde bir kız oturuyordu. Arkadaşının Müslümanlıkla ilgili sorularını cevaplıyordu. Cesaretimi toplayıp “Ben de sizi dinleyebilir miyim” diyerek çok değerli bir arkadaş kazandım. O arkadaş bana öğrenmekle ilgili korkularımı yenmekte bir el uzattı, yanımda oldu. Sonra Eyüp Sultan Camii’nin gerçek anlamını yaşarken insanların orada nasıl saatler geçirebildiklerini, okunan duaları anlayıp nasıl manevi huzuru yakaladıklarını, neden burayı sevdiklerini hissettim ilk kez.

İşte bu yüzden ayda en az iki-üç kez gittiğim ve sabahın ilk saatlerinde büyülü görüntülere mekan olan Eyüp Sultan Camii’ne gitmek ve sizlerle acemi deneyimlerimi paylaşmak istedim. Bunu yaparken de hayatta çok ayrı gözüken insanların ortak kalpleri olabileceğini bana öğreten, yurtdışındaki yarışlarımı bile izlemeye gelen tek arkadaşım Sevim de beni kırmadı, yalnız bırakmadı.

Eyüp Sultan’a geldiğimizde ise kafamda hiçbir plan yoktu. “Sabah namazını kılar, sonrasına bakarız” demiştim sadece. Kadınların camiye katılımı hep erkeklere oranla daha azdır aslında ama Eyüp Sultan Camii’nde kimi zaman dışarıdaki betonlara serilen hasırlara kadar uzanan kadınlardan oluşan cemaati de görebilirsiniz. Bizim seçtiğimiz sabah sakindi ama o sakinliğin içinde cami çıkışında tanışıp ayaküstü konuşmaya başladığımız Makedonya Kalkandereli Yunus Hoca, güneşin henüz doğduğu o ilk saatleri iyice renklendirdi. Makedonya aksanıyla, bize İslam dersi verdi Yunus Hoca ve biz bu tevafuğu hiç planlamamıştık.

Yunus Hoca sohbetimize ortak oldu

“Biz” diyorum çünkü foto muhabiri arkadaşım Adnan Gül, dostlarım Sevim ve Özge caminin dış avlusunda sohbet ediyorduk. Bu sırada Yunus Hoca, Adnan’ın sigarasına ilişerek bizim muhabbetimize ortak oldu. “İçtiğin tütün değildir. Kimyasaldır o, kağıdıyla, katkısıyla. Allah soracak sana ‘İyi sahip çıktın mı emanet ettiğim vücuda’ diye? Ne diyeceksin o zaman?’ dedi ve Adnan’ın sigarayı atıp üstüne bastığını gördüm. Yunus Hoca aldığı tepkiden memnun devam etti: “Eğer gönlünde Allah sevgisiyle, Müslümanlığı anlayarak yaşarsan o fotoğraf makinesi de daha çok anlam kazanır, yaptığınız işlerden daha çok keyif alırsınız.”

Kendine Müslüman diyen ama camiye hiç gitmemiş olanlar var. Bir arkadaşım “Müslümanlığı çok iyi öğrenmemiştim ama camiye girmek, görmek, tanımak istedim. Bir kadın beni azarladı, ters davrandı ve bir daha gitmedim” dedi. Namaz kılmaya başladığım ilk zamanlarda bilmeden, tırnaklarımı ojeli unuttuğum bir günde yanımda namaz kılan kadının selam verdikten sonra bana bakıp “Sen ojelisin, namazın, abdestin kabul olmaz” diye bağırmasına şahit oldum. Tabii ki dinin kuralları var ama bilmeden, tanımadan birbirimizi yargılamasak, biraz daha hoşgörü, sevgiyle, birbirimizi dinleyebilsek belki bu korkular azalır, belki bu çok ayrı görünen hayatlar birleşebilir, ne dersiniz?

Bunları biliyor muydunuz?

Necip Fazıl, Fevzi Çakmak, Ferhat Paşa, Mehmet Paşa, Siyavuş Paşa, Beşir Fuad, Ahmet Haşim, Ziya Osman Saba, Sokollu Mehmet Paşa’nın mezarlarının Eyüp Sultan civarında olduğunu,

Hz. Ebu Eyyub El-Ensari’nin kabri Fatih Sultan Mehmet döneminde bulununca, buraya Eyüp Sultan Türbesi inşa edildiğini,

Caminin inşaasının Fatih Sultan Mehmet döneminde başlandığını ve sonra bugünkü caminin ilk örneği olan binanın da Üçüncü Selim zamanında yaptırıldığını,

Hz. Ebu Eyyub El-Ensari’nin Hz. Muhammed’e Medine’de mihmandarlık yaptığını ve Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlarda Hz. Muhammed’in yanında İslam cihad hareketlerine katıldığını,

Pierre Loti, Necip Fazıl Kısakürek, Sokollu Mehmet Paşa, Esma Sultan gibi pek çok önemli ismin Eyüplü  olduğunu.
Star