Gençlerden güzel çağrı: İşimizi namaza göre dizayn etmeliyiz
Camilerde namaz kılmanın sadece Ramazan ayında ya da cuma vakti olmaması gerektiğine inanan bir grup genç, camilerin yaşam merkezi olması konusunda çalışıyorlar
Namazın önemine dikkat çekmek isteyen bir grup genç tarafından kurulan “Camideyiz Biz” hareketi 2015 yılından beri “Müminlerin kalpleri camilerde atıyor!” sloganıyla yoluna devam ediyor. Bir avuç gencin bir araya gelerek başlattığı bu oluşum beş vakit namazı camilerde cemaat ile kılınmasını hedefliyor. Çıktıkları yolda bıkmadan seslerini duyurmaya çalıştıklarını söyleyen hareketin kurucusu Yasin Uslu, İTÜ Gemi İnşaatı mezunu. Aynı zamanda da Namaz Gönüllüleri Platformu İcra Heyeti üyesi.
Ashab-ı Kiram’ı boş otururken mi hayal ediyoruz?
“Asr-ı Saadet’te Hz. Bilal’in sesi semaya yükselirken hayat onlar için durmuştur. Bu güzel nidayı duyanlar mescide koşmuşlar, Rableri ile buluşmuşlar ve namazlarını cemaatle kılmışlardır” diyen Uslu, “Ezanların davetine icabet eden Ashab-ı Kiram’ı işleri güçleri yok, hurma ağaçları altında boş boş otururken mi hayal ediyoruz? Bizler niye gün içinde duyduğumuz bu en güzel çağrıya icabet edemiyoruz? Efendimiz ezanı dinlemenin ötesinde ezanın sözlerini tekrar etmemizi istiyor. En son ne zaman bir ezanın sözlerini sessizce dinledik, tekrar ettik? Ne zaman bir ezan elimizdeki işimizi veya bir konuşmamızı durdurabildi?” şeklinde konuştuktan sonra sözlerini şu şekilde sürdürdü:
İşlerimizi namaza göre düzenlemek istiyoruz
“Camideyiz biz gönüllüleri olarak ezanlarımıza hak ettiği değeri verip namaz kılacağımız vakitleri işlerimize göre düzenlemek yerine işlerimizi namaz kılacağımız vakitlere göre düzenlemek istiyoruz. Beş vakit namazın farzlarını evinde, iş yerinde tek başına kılan veya cemaatle dahi olsa derneklerin, vakıfların mescidlerinde kılan kardeşlerimizi bu alışkanlıklarından vazgeçip onların da katılımıyla namazlarımızı hep beraber camilerimizde kılmak istiyoruz. Camilerimizin sadece namaz kılınan mekanlar olmasını değil, 24 saat aktif kullanılan mekanlar olmasını istiyoruz. Hesap gününde arşın gölgesi altında gölgelenecek yedi gruptan biri olan kalbi mescidlere kilitli bir topluluğun içinde olabilmek duası ile...”
Camideyiz biz hareketinin şu an yürütmüş olduğu 3 farklı proje bulunuyor. Bunlar: ‘Ezanlar bizi çağırıyorsa kametler bizi beklesin’, ‘Camide iftar’ ve ‘Camide ilim.’
Efendimiz (asm) ashabını mescidde eğitmiştir
“Efendimiz’in Yesrib’e ayak basar basmaz yaptığı ilk iş kendi evinden önce Mümin gönülleri bir araya getirecek, onları kaynaştıracak bir mescid inşaa etmek oldu. Yesrib, Medine-i Münevvere’ye dönüşürken bu dönüşüme en büyük katkı sağlayan mekan hiç şüphesiz ki Mescid-i Nebi oldu. Hayatın merkezi haline gelen mescid, hayata dair çok farklı faaliyetlere ev sahipliği yaparken aynı zamanda ilim irfan yuvası da olmuştu. Efendimiz, ashabını orada eğitmişti. Sadece ilim irfan ile meşgul olan Ashab-ı Suffa ise mescidde yatıp kalkıyordu. Mescid-i Nebi İslam’ın ilk üniversitesiydi. Bugün de Asr-ı Saadet’teki mescidi örnek alarak camilerimizi ilim yuvası haline getirmek için gayret etmeliyiz” diyen Uslu, ‘Camide ilim’ projesi ile “Namaz sonrası meal okuma, camide dil eğitimi, hutbede derinleşmek, ortak kitap okumaları, kıs Kur’an kursu, hanımlar camide ve etütlü camiler” gibi alt başlıkları hedeflediklerini söyledi.
Kametler bizi beklesin
“Ezanlar bizi çağırıyorsa kametler bizi beklesin” çağrısı ile başlattıkları bir talepleri olduğunu belirten Uslu, “Bu talep ile gayemiz; cemaatin namaza yetişmesi, dalgınlığı, meşguliyeti veya özrü sebebiyle ezan vaktinde hazır olamadığından ötürü camiye gitmekten vazgeçmemesidir. Kametler bizi beklesin talebimiz nedenleri şöyle: İftitah tekbirine yetişebilmek, namazların ilk sünnetlerini huşu ile kılabilmek, namazların ilk sünnetlerini evde kılabilmek, akşam farzından önce namaz kılabilmek, huşu içerisinde dua edebilmek, gönül huzur ile Kur’an-ı Kerim dinleyebilmek” dedi.
Sadece namaz kılınan mekanlar olmaktan çıkarmalıyız
Son olarak ‘Camide iftar’ le ilgili bilgi veren Uslu, “Kutsal topraklara giden kardeşlerimiz Kabe-i Muazzama’da ve Mescid-i Nebevi’de kurulan iftar sofralarına şahit olmuşlardır. Bu güzelliği bu topraklarda hayata geçirebilirsek camilerimizin sadece namaz kılınan mekanlar olmaktan çıkacağına, toplum için çok olumlu yönde etkileri olacağına inanıyoruz. Mümin kardeşlerimizin oruç gibi ecri büyük bir ibadeti sadce Ramazan ayına hapsetmemesi, nafile oruç tutmaya özenmesi camideki iftar sofralarının en büyük kazançlarından biri olacaktır” ifadelerini kullandı.
Yeni Şafak
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.