Güneş gökyüzünde yıldızların arasında, dünyadan 8 dakika ışık hızı uzakta olmasına rağmen biz insanların yakından takip ettiği ve ilgilendiği önemli bir hayat kaynağı, dünya sarayında dönen bir lamba.

O nedenle onun başına ne gelse bizi elbette fazlasıyla ilgilendirir. Hayatımız onun düzenli hareketine bağlı. İlahi düzenin temel taşı olan Güneşimiz, Her gün özenle doğup, özenle tepemizde dolaşarak guruba gitmelidir ki, biz rahat bir nefes alalım ve o gece rahat uyuyalım.

Tarihte yaşamış insanların bu anlamda bizden farkı yok elbet, onları da yakından ilgilendirmiş ve her hareketini çıplak gözle de olsa takip etmişlerdir.

İşte ispatı:

"Bir cuma günü, neredeyse bir saat süreyle gökyüzünde tam üç tane güneş gördük. Diğer iki tanesi, "bildiğimiz" güneş kadar parlak olmasa da, oldukça belirgindiler. Bunun bir mucizeden fazlası olduğunu hissettim..."

Bunlar, 16. yüzyılda Güneş ile ilgili gördüğü inanılmaz görüntüyü açıklamaya çalışan Jacob Hutter'ın sözleriydi.

Bugün de güneşi bu şekilde görenlerin olduğu ekte sunduğumuz resimlerden anlaşılmaktadır. Geçmişte bunun sırrını anlamayanlar gördüklerini hayretler içinde ifade etmişlerdi. Ama bugün bu sır sır olmaktan çıkmış, İlahi düzenin ortaya çıkardığı bir resim olduğu anlaşılmıştır.

O da şudur:

"Parhelion" olarak da bilinen İlahi tablo, birbirine 60 derece eğimle duran küçük buz kristallerinden geçen güneş ışığının yansımasıdır

Cirrus ve cirrostratus bulutlarının içerisindeki buz kristalleri bu olaya yol açıyor.

"Sun dog" ismiyle anılan bu İlahi tabloyu şartlar oluştuğunda, güneşin 22 derecelik açıyla her iki tarafında herkesin görmesi mümkün...