Gönenli Mehmed Efendinin ile Said Nursi arasında yaşanan 'Kurban eti' hatırası
Bir Kurban bayramındaydı. Sabah namazından sonra kapı çalındı. "Muhammed kardaşım! Muhammed kardaşım!" diye bir ses çağırıyordu
RİSALEHABER
Gönenli Mehmed Efendi anlatıyor:
"Yâ Rabbi! Bu zâtın (Bediüzzaman Said Nursi) bende hiç kısmeti yok mu?" diye düşünürdüm. Evime davet ediyordum, gelmiyordu. Devamlı olarak "Söyleyin Hafız Mehmed'e, Sakın sakın yanıma gelmesin" diye hocalarla haber gönderiyordu.
"MUHAMMED KARDAŞIM! MUHAMMED KARDAŞIM!"
Bir Kurban bayramındaydı. Sabah namazından sonra kapı çalındı. "Muhammed kardaşım! Muhammed kardaşım!" diye bir ses çağırıyordu. Kapıya çıktım. Baktım ki Üstad. Boynuma sarıldı ve "Sen Kur'ân'a çok hizmet ediyorsun. Benim yanıma gelenleri çok tâciz ediyorlar. Seni tâciz etmemeleri için, benim yanıma gelmesin, diye haber gönderdim" dedi.
"VER KABIMI, KISMETİMİ VERSİN"
Yanında talebeleri de vardı. "İstanbul'da hiçbir kimsenin evine gitmemeye karar vermiştim" dedi. Yanındaki talebeye işaret etti. "Ver kabımı, kısmetimi versin" dedi. Keramete bakınız. Daha önce "Bu zatın kısmeti yok mu?" demiştim ya. Kısmetini almaya gelmişti. Evde yumurta tatlısı vardı. Ondan verdim.
ORANIN DİN BÜYÜĞÜNÜ ZİYARET ETMEK ONA VÂCİBDİR
Orada dedi ki: "Bir Müslüman bir beldede bulunduğu sırada bayram olsa, oranın din büyüğünü ziyaret etmek ona vâcibdir. Madem ki bu kardaşımız Hazret-i Kur'ân'a hizmet için ortaya çıkmış. Ben de onu bu beldenin şeyhülislâmı kabul ederek ziyarete geldim" dedi.
İşte böyle geçti aramızdaki konuşmalar. Elhamdülillâh. Allah şefaatine nail eylesin. Ona çok şey borçluyum. Cesaret ve kuvveti kendisinden aldım.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.