Güz mevsiminin anlamı
Günlük Risale-i Nur dersi...
Bismillahirrahmanirrahim
.......
Güz mevsiminde yaz, bahar âleminin güzel mahlûkatının tahribâtı idâm değil. Belki, vazifelerinin tamamıyla terhisâtıdır. (Haşiye)
Hem, yeni baharda gelecek mahlûkata yer boşaltmak için tefrîgattır ve yeni vazifedarlar gelip konacak ve vazifedar mevcudâtın gelmesine yer hazırlamaktır ve ihzârâttır.
Hem zîşuura vazifesini unutturan gafletten ve şükrünü unutturan sarhoşluktan ikazât-ı Sübhâniyedir.
(Haşiye): Evet, rahmetin erzak hazînelerinden olan bir şecerenin uçlarında ve dallarının başlarındaki meyveler, çiçekler, yapraklar, ihtiyar olup vazifelerinin hitâma ermesiyle gitmelidirler; tâ, arkalarından akıp gelenlere kapı kapanmasın. Yoksa, rahmetin vüs'atine ve sâir ihvanlarının hizmetine sed çekilir. Hem, kendileri gençlik zevâliyle hem zelîl, hem perişan olurlar. İşte, bahar dahi mahşernümâ bir meyvedar ağaçtır, her asırdaki insan âlemi ibretnümâ bir şeceredir, arz dahi mahşer-i acâib bir şecere-i kudrettir, hattâ dünya dahi meyveleri âhiret pazarına gönderilen bir şecere-i hayretnümâdır. (Sözler. S, 75)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
MAHLÛKÁT : Yaratılmışlar. Varlıklar.
TAHRİBÂT : Yıkımlar, bozmalar.
TERHİSÂT : Terhisler, izin vermeler, serbest bırakmalar.
TEFRİGÂT : Boşaltmalar.
İHZARÂT : Hazırlıklar, hazırlanmalar.
ZÎŞUUR : Akıl, şuur sâhibi.
GAFLET : Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık; nefsine uyarak Allah\'ı ve emirlerini unutmak.
İKAZÂT-I SUBHANİYE : İlâhî ikazlar, uyarılar.
ERZAK : Rızıklar, nîmetler.
ŞECERE : Ağaç.
HİTAM : Son, nihâyet.
VÜS\'AT : Genişlik.
SÂİR : Başkası, diğeri, birşeyden geri kalan, maadâ.
İHVAN : Kardeşler.
ZEVAL : Zâil olma, sona erme. * Gitmek. Yerinden ayrılıp gitmek.
ZELÎL : Aşağı, alçak, zillete düşen.
MAHŞER : Toplanma yeri; Kıyâmetten sonra insanların toplanacakları yer.
İBRETNÜMÂ : İbret gösteren, ibretli.
MAHŞER-İ ACÂİB : Herkesi hayrete sevkeden toplanma. Veya toplanma yeri. * Hayret edilecek harika şeylerin bulunduğu yer.
ŞECERE-İ HAYRETNÜMA: Hayret veren ağaç.