Güzellikler Ayrıntıda Gizli

Güzellikler Ayrıntıda Gizli

Şahin Doğan'ın yazısı..

Floransalı ünlü heykeltraş Mikelanjelo, atölyesinde bir ziyaretçiye son ziyaretinden beri bir heykel üzerinde neler yaptığını izah ediyor:

‘Bu tarafı biraz rötuşladım, şu tarafı parlattım, çehreyi azıcık yumuşattım, şu adaleyi meydana çıkardım, bu dudağa biraz ifade verdim, şu parçaya da biraz enerji ekledim’ gibi izahlar yapıyordu.

Ziyaretçi:

‘Ama bunlar ufak tefek şeyler’ deyince heykeltıraş şu tarihi cevabı verir:

‘Olabilir. Fakat unutmayın ki, mükemmelliği sağlayan da ufak tefek şeylerdir. Ama mükemmellik, ufak tefek bir şey değildir.’

Nitekim Stothard da renk kombinezonu sanatını, kelebeklerin kanatlarını dikkatle incelemek suretiyle öğrenmiştir. Dostlarına, kendisinin bu minicik hayvanlara neler borçlu olduğunu kimsenin bilmediğini söylermiş.

Kemal Ural, insanlık, yüzyıllar boyu hep güzel bir dünya kurmanın özlemiyle yaşadı. Bunu gerçekleştirebilmek için göremediği, düşünemediği tek şey ‘küçük şey yoktur’ gerçeğidir, diyor haklı olarak. Büyük şeylere büyüklüğünü veren küçük şeylerdir çünkü. Aslında ‘küçük şey yoktur’. Küçük gibi görünen veya öyle zannedilen şeyler vardır sadece. Bu ise apaçık bir gaflettir.

Bu manaya işaret eden nefis bir ayet-i kerime vardır. Hakikate karşı şartlanmış olanların ‘eğer Kur’an Allahın kitabı olsaydı sivrisinek, örümcek, sinek, arı vs. gibi basit ve küçük şeyleri misal olarak alıp açıklamalar yapmazdı’ şeklindeki yersiz itirazlarına karşı şöyle cevap verir aziz Kur’an:

‘Allah bir sivrisineği, hatta ondan daha küçük bir şeyi örnek vermekten çekinmez. İnananlar, bu örneğin rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Hakikate karşı şartlanmış olan kafirler ise ‘bu örnekle Allah ne demek istiyor acaba?’ derler. Allah bu yolla birçoğunu saptırır, birçoğunu da doğruya yöneltir; fakat fasıklardan başkasını saptırmaz.’(Bakara, 26)

Hakikate karşı şartlanmış olan zihinlerin en büyük zaafı: Adileştimek, sıradanlaştırmak ve bayağılaştırmaktır. İndirgeme ve basitleştirme hastalığı. Bütün hastalıkların anası. Evet örümcek, sinek gibi şeyler zahiren küçük fakat batınen her biri kainat kadar büyük. Kainat kadar önemli. Her biri ayrı bir mikrokozmos. Küçük alem. Bir sivrisinek, bir pire, bir kelebek, sanat ve yaratılış bakımından, bir güneşten, bir gezegenden geri değiller. Belki hayat gibi yüce bir nimete sahip olmaları itibariyle onlardan daha ileridirler. Bir binek sanatça ve kıymetçe güneşten önde olmadığı gibi ondan geri de değildir. (Bediüzzaman)

‘Fussilet Sûresi'nin 53. aziz âyetinde, bizim bir şeyin hakikatini bihakkın idrak edebilmemiz için, hem âfâk'a, hem de enfüs'e bakmamız emrediliyor.

O hâlde âfâk ne, enfüs ne? Afâk'ı, bir şeyin dış yüzü, kabuğu, görünen hâli; enfüs'ü de iç yüzü, öz'ü, -yani gizlenen, perdelenen boyutu- olarak tarif edebiliriz. Âfâk, parça, yani atomların dünyası; enfüs de 'bütün' yani kozmos'un dünyası.

Âfâk, bir hâdisenin geldiği son nokta yani önplan; enfüs ise, bir hâdisenin bütününü ihata eden ama belli bir zikir ve fikir çabasını ve yolculuğunu zorunlu kılan 'arkaplan'dır.’

Yani afak, bütün genel ve genellemelerdir; enfüs ise bütün özeller, özgelemeler ve ayrıntılardır. Önplan yani afak, herkes için aynı, herkes için malum, herkesçe görünür. Arkaplan yani enfüs (detay) ise, belli bir zikir ve fikir çabasını ve yolculuğunu zorunlu kıldığı için, herkese göre farklı, çoğu için meçhul, herkesçe görünmez ve bilinmez.

Demem o ki ey kari! mükemmellik ve güzellik, çoğunlukla, ayrıntılarda gizli. Detayda. Teferruatta. Parçada. Enfüste. Mütevazi olanda yani.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum