Halil KÖPRÜCÜOĞLU

Halil KÖPRÜCÜOĞLU

Risale-i Nur'u Anlamak İstiyorum!

R.A ağabey, iki gün önce bana 29. Mektuptan 6. Nükteyi, Na’büdü bahsini okudu!

10. Notadaki ölçüleri, “Dimağ Mertebelerindeki…” basamakları da hatırlayarak onu dikkatle dinledim. Metinlere yaptığı yorum ve katkılarına da önem verdim. Zaman zaman, dar dairede, aramızdaki usulle, fikirlerimle ben de derse katıldım!

Belki okuyanın ihlâsı, belki benim zihnen, kalben çok ihtiyaç hissedip, ruhumda hissettiğim zaaf ve yaralarıma da deva olarak bütün benliğimle odaklanmam sebebiyle olsa gerek, çok ama çok etkilendim. Ufkum açıldı, idrakim zirve yaptı, heyecanlanıp adeta maddi-manevi lezzet aldım.

Çocukluğumda akide şeker dediğimiz cam gibi şekerleri yerken dayanamayıp dişlerimle kırıp küçük parçalara ayırıp lezzeti artırır öyle yerdik.

Burda da dayanamayıp, daha iyi anlayalım, bilgimi amele dönüştürecek ve ihlasla tatbik edecek hale gelebilmek için bilgisayarımdaki yazılımını oynayıp çalıştığım Risale-i Nur metinlerini açtım. Hayretle daha önce bu 29. Mektubu okuduğumu, tekrar tekrar üzerinde hem de yazılımını anlamayı kolaylaştıracak şekilde, satırları yan cümlelerine ayırarak, maddeleştirip, yer yer koyulaştırarak, renklendirerek “11. Sözdeki kabartma yazılı Kur’an gibi” farklı yerleri, manalara dikkat çekmek için, kıymetli mücevherlerle yazmak gibi, bu mektubu da öyle yapıp çalıştığımı gördüm.

Ancak ya Risale-i Nur'un CANLI VARLIK gibi samimiyete cevap verdiğini unuttum, öyle davranmadım, okumuş olmak için okudum veya dinledim; ya da bütün ruhumla teveccüh edemedim ki bana R.A ağabeyim okuması gibi tesir etmemişti.

Tenkitsiz, bütün latifelerimle hem de ihtiyaç hissederek, doğruluğuna da tam itimat hatta itikat ederek Risalelerden, aşkla, yazılımı değiştirilmiş, renklendirilmiş, büyük harflerle de yer yer şekillenmiş bilgisayarımdan okudum, okudum…

Baştan itibaren okudum. Ancak 6. Nüktede daha da tekrar ederek metne, manalara tam nüfuz etmek için yoğunlaşmaya çalıştım.

Risale-i Nur'un pek çok konusu tanzim usulüyle zihnime akmaya başladı. Fakat çoğu kez oraları da açıp metin kopyalayıp okuduğum yere taşıyamadım. İdrakimin bozulmasından, dikkatimin bozulmasından, adeta bu büyülü gibi halimin kaybolmasından, en önemli ibadet olan Namazı pek çok cemaatle Rabbimin tam huzurunda, Hacdaki gibi çok yüksek bir halle kılmanın müthişliğini daha iyi idrak ettiğimin farkına vardım.

Bu hali can dostlarıma da acaba anlatsam onlara da faydam olur mu diye düşündüm.
(Bu arada ifade etmek mecburiyetindeyim ki ben tam bir yazar değilim! Sadece Risale-i Nurlardan anladığımı sandığım bazı hakikatleri arkadaşlarımla da paylaşmak isteyen birisiyim efendim.)

Yaşadıklarımı anlatmam çok zor. Dilim buna kifayet etmez. Keşke her bahsi böyle tekrar tekrar okumak mümkün olsa. Lezzet-i Ruhaniye ulaşabillenlere dâhil olabilsem. Kâinattaki müthiş düzen ve mucize yaratılmışlardan Teşahhusat-ı İlahiye kalp gözüyle ulaşabilsem.

Dualar ettim. Ama hep kalbime karşı kalplerden ders dinleyip, o metinleri tekrar tekrar yoğunlaşarak okumaya, daha sarih bir ifadeyle FİİLİ DUA yapmaya tekrar tekrar karar verdim.

Son aylarda hadisat, dünyanın ve insanların geldiği dehşetli haller, müminlerin, bizlerin ve bilhassa kendi halim beni çok korkutuyordu!

Kaygılarım öyle arttıki ruh sağlığımın bozulmasından korkar hale geldim.

Namazda zihnim başka şeylere kayıyor, ihtiyarım dışında tam huzurda bulunamıyordum. Zübeyir ağabeyin söylediğini sandığım “Hadisat ziyadeleştikçe Risale-i Nur gözüyle bakmak” manasını hatırladım, öyle yaptım. Harika bir tevafukla halis bir ağabeyimden elzem olduğuna inandığım Nurlara müracaat ettim!

Bir zamanlar eski halis ağabeylerin tavsiyesine uyup her gece belli bir miktar Nurlardan okurduk. Ben zaman zaman eve derslerden geç dönünce bu konudaki kendime verdiğim söze uyamayınca haftalık(!) uyma yemini ederdim. Hizmetten eve gece yarısı da dönsem, küçük kitaplardan(!) o söz verdiğim miktarı mecburen okur öyle yatardım.

Şimdi acaba Nurlardan her gün belli miktarı arkadaşlarımla veya kendi kendime şu kadar okuyacağım, okumaya şu kadar zaman ayıracağım; tesbihatı tam yapıp, akşam-yatsı arası eklenen tesbihâtı da hiç atlamayacağım diye yemin mi edeyim diye düşünüyorum!

Hem artık Nurları anlamak çok kolaylaştı. Bizim yaşımızdaki arkadaşlar yarım asırdan fazla okuduk, dinledik, çok konuları defalarca devrettik. Kendimize anlattık,hizmetlerde o bilgileri tebliğde kullandık. Üzerinde sabahlara karar cedelleştik. Hem artık bilgisayara indirdiğimiz Rizale-i Nur programlarında bilemediğimiz kelimelere dokununca manaları da çıkıyor. Ayetlerin, Hadislerin mealleri de var.

Pek çok halis ağabeyin o konudaki derslerini dinlemek, şerh ve izahlarına ulaşmak da mümkün.

İnşallah Nurları tam anlayıp ondaki Vahyin yansıyan hakikatlerini yaşayarak ve doğru ve usulünce tebliğler yaparak bütün insanlığa ondaki Kur’an Hakaikini taşıyarak büyük bir vazifede istihdam oluruz.

Rabbim bu ahirzamandaki bizleri muhafaza etsin. Nefislerimizi ıslah etsin. Doğru dürüst birer Nurlu Mümin olarak yaşatsın. Âmin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
9 Yorum