Hani, Faiz Lobisi'ne karşıydık?
Bir yandan Faiz Lobiciliğine savaş açarken diğer yandan bankaların artması çelişki değil mi?
İbrahim Mert'in haberi:
RİSALEHABER-Türkiye, Gezi olaylarının ardından "Faiz Lobisi" kavramı ile tanıştı. Bir bakıma istikrarı bozan, ülkeyi karıştırmak isteyenleri niteleyen Faiz Lobisi'nin en büyük gücü bankalar. Akşam gazetesinin haberine göre "Türk bankacılık sektörü dünyaya parmak ısırtmaya devam ediyor."
Avrupa'da binlerce banka şubesi kapanırken Türkiye'de daha çok açıldığına dikkat çekilen haberde, "2008 sonundan bu yana Avrupa’da kapanan banka şubesi 20 bine ulaştı. Aynı dönemde Türk bankaları 2.221 yeni şube açtı, çalışan sayısını 23 bin kişi artırdı" ifadesi yer aldı.
Faizi teşvik eden, yatırımı engelleyen sektörlerin başında gelen bankacılığın Türkiye'de artması ve hükümete desteğiyle bilinen gazetenin bunu "Avrupa'ya kriz dersi" olarak vermesi şaşkınlıkla karşılandı.
Haberde yer alan bilgiler şöyle:
"Krizle birlikte birçok gelişmiş ülke bankaları çareyi binlerce kişiyi kapının önüne koymakta bulurken, Türk bankaları büyümesine tam gaz devam etti. Türk bankalarında çalışan kişi sayısı son yapılan hesaplamalara göre 205 bin seviyesine ulaştı. 2008 sonunda Türk bankalarında çalışan kişi sayısı 182 bindi. Yani bankalar 4.5 yılda personel sayısını 23 bin kişi artırmayı başardı.
MUŞ’TA 30 BİN KİŞİYE BİR ŞUBE
Aynı şekilde 2008 yılının sonunda Türk bankalarının 9.107 şubesi bulunurken, bu yılın ikinci çeyreği itibarıyla bu sayı 11.328’e ulaştı. Avrupa’da ise 2012’nin tamamında 5.500 banka şubesi kapatıldı. 2008 yılından bu yana kapatılan şube sayısı ise 20 bine ulaştı. Bankaların şube konusundaki en aktif davrandığı bölge ise Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri oldu. 2008 sonu itibarıyla Muş’ta 45 bin, Hakkari’de ise 24.600 kişiye bir banka şubesi düşerken, bu rakam sırasıyla Muş’ta 29.500’e, Hakkari’de ise 23.300’e geriledi. "
İSLÂM’DA FAİZ YASAĞI
Bakara sûresinin 275-281'inci âyetleriyle her türlü faiz kesinlikle haram kılınmıştır. Faizi kesinlikle yasaklayan bu âyetlerin meâlleri şöyledir:
"Faiz yiyenler, mahşerde ancak Şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların "alış-veriş de faiz gibidir" demelerindendir. Oysa, Allah alış-verişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime Rabbından bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, geçmişi kendisinedir, onun işi (bağışlanması) Allah'a aittir. Kim de faizciliğe dönerse, işte onlar Cehennemliktir ve orada ebedi kalacaklardır.
Allah, faiz kazancını eksiltir, sadakaları ise bereketlendirir. Allah nankörlük eden hiçbir günahkârı sevmez.
İnanıp yararlı işler işleyenlerin, namaz kılıp, zekât verenlerin Rabları katında ecir ve mükâfatları vardır. Onlar için hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir de.
Ey inananlar! Allah'tan korkun; eğer inanıyorsanız, faizden artakalan kısmı bırakın. Şâyet böyle yapmayacak olursanız, bunun Allah ve Resûlüne karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tevbe eder de (faizden vazgeçerseniz), sermayeleriniz sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Borçlu darda ise, eli genişleyinceye kadar, ona mühlet verin. Eğer bağışlarsanız, bilesiniz bu sizin için ne kadar hayırlıdır.
Allah'a döndürüleceğiniz ve sonra haksızlığa uğramadan herkesin kazancının eksiksiz kendisine verileceği günden korkunuz."
Faizcilik, bu bakımdan en büyük günahlardandır. Kur'ân-ı Kerîm'de faizcilik Allah ve Resûlüne karşı savaş olarak nitelenmiş, hiç bir haram için böylesine tehdidkâr bir ifade kullanılmamıştır.
Resûlüllah Efendimiz de, "Toplumu helâkete sürükleyen şu 7 şeyden sakınınız. Bunlar da:
1 - Şirk (Allah'a ortak koşmak).
2 - Sihir yapmak.
3 - Savaş ve kısas gibi meşru' bir sebeb olmadan adam öldürmek.
4 - Faiz almak.
5 - Yetim malı yemek.
6 - Savaşta düşmandan kaçmak.
7 - İffetli kadınlara iftira etmektir" buyurmuştur.
Bir başka hadis-i şerîfte ise, Peygamber Efendimiz; faiz yiyenlerin âhiretteki acıklı hâlini şu şekilde anlatmışlardır:
"Mi'rac gecesi bir insan topluluğuna rastladım. Bunların mideleri dışarıdan bakıldığında içi görülen ve içi yılanlarla dolu olan bir eve benziyordu.
- Bunlar kim? diye sordum. Cibrîl:
- İşte bunlar faiz yiyenlerdir, diye cevab verdi."