Alaettin TAŞKIN
Haramlardan ve günahlardan kaçınabilmem için!!
Haramlardan ve günahlardan kaçınabilmem için!!
Post-modern çağda Batı kültürünün hedonist, zevkperest ve hazcı bütün ürünleri ve eserleri anında müslüman toplumlara organize bir şekilde yayıldığı, sirayet ettiği/ettirildiği bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir dünyada günahlardan, haramlardan ve özellikle 'lezzet gibi' sunulan haramlardan bir müslüman kişi ve genci olarak nasıl sakınabilirim, nasıl bunlardan uzak durabilirim? Ateşin etrafındaki kelebeklerin ateşe üşüştüğü gibi müslüman gençlerin, kişilerin yani bizlerin günaha ve harama üşüştüğü ve düştüğü bir toplumda günahlardan uzak durmak ve haramlardan kaçınmak için bir Risale-i Nur sohbetinin meyvesi olarak kendime ders olan bu notları toplumla, ümmetle paylaşıyorum. Öncelikle müzakere zemini olur ve bu notlar daha da geliştirilerek ümmetin istifadesine vesile olur. Böylece başta kendimin olmak üzere müslüman kişilerin ve gençlerin haramlardan kaçınmasına ve günahlardan sakınmasına bir nebze olsun katkısı olmasını umut ediyorum.
Haram Lezzetler Fanidir!
"Lezzetleri tahrib edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz." hadisindeki 'ölümü' lezzetlerin ölümü, yani fena bulması, fani olması, 'bir anlık' aldatıcı hazdan sonra yok olup gitmesi olarak anlayarak ancak günahlardan ve haram lezzetlerden uzak durabilirim.
Allah’ın Huzurunda Olduğumu Hissetmeliyim!
Tevhid-i Rububiyet mertebesindeki bir tahkik-i imanı Kuran'ın iman, ibadet ve ahlak ile ilgili konularını güzelce izah, isbat ve tefsir eden Risale-i Nur'u düzenli okuyarak kazanmalıyım. Bu mertebedeki bir imanın kuvvetiyle kendimi Allah’ın huzurunda hissedip haddimi bilerek o huzurun edebine uygun bir şekilde hareket etmeliyim.
Nefis Miyoptur İleriyi Görmez!
Nefis ileriyi görmeyip anlık ve aldatıcı haz ve zevklerle oyalanarak insana, kendine en büyük zulmü ve kötülüğü yaptırır. Ben de nefsimin bu kötülüklerinden kurtulmam için hayalimi hislerimle birlikte çalıştırarak 'yakın olana' değil ileriye odaklanarak nefsimin güdülerinden, ayartılarından kurtulabilirim. Böylece benim en büyük düşmanım olan nefsimin hilelerine karşı kendimi korumaya çalışırım. Yoksa nefsime uysam anlık haz ve aldatıcı zevklerine müptela olarak kendi cehennemimi inşa ederken, fıtrî ebedi hazlar ülkesi olan cennetimi yıkıp mahvediyorum.
Günahlar Özgürlüğüme Engel!
Günah ve haram lezzetler işlerken, bunların içinde ben bir insan olarak aklımı, ruhumu, kalbimi ve vicdanımı susturarak ancak bu günahı işleyebilirim, bu haramı yapabilirim. Resmen ruhî ve manevî özelliklerimi perde altına itmekle, üstünü örtmekle ve onları susturmakla ancak günah işleyebilir ve haram lezzetler peşine düşebilirim. Ama böyle yapınca da kendimle tam barışık olamam, iç huzurumu sağlayamam ve neticede psikolojim ve ruh sağlığım bozulur. Tam gerçek öz/ü/gür olamam. Yani güçlü, mutlu ve huzurlu bir hayatım olmaz ve olamaz.
Helal Dairesi Keyfe Kâfidir!
Haramlara girip günah işleyeceğime beni buna sevk eden nefsimin istek ve arzularını "Helal dairesi geniştir keyfe kâfidir, harama girmeye lüzum yoktur!"(Bediüzzaman) kaidesince helal dairesinde, Allahın izin verdiği alanda tatmin ederek haramlardan ve günahlardan kaçınabilirim
Maneviyata Odaklanmak!
Nefsanî ve hayvanî günah, haz ve haram lezzetlere odaklanmaktansa, bunları hislerime, insanî ve vicdani duygularıma 'kerih', iğrenç ve ürkütücü göstermeliyim. Böyle görerek, yani günah olan haz ve haram lezzetlerden az çok iğrenerek ve onlardan ürkerek kendimi ve insanî duygu ve kabiliyetlerimi maneviyata ve ruhî lezzetlere yöneltmeliyim. Mesela ilim, ibadet, tefekkür, zikir, dua ve sohbet gibi maneviyatla haz alarak günah ve haram lezzetlerden kaçınabilirim. Böylece bu dünyada manevi bir cenneti yaşarım. Yani hakiki bir dindar olarak günahlardan kaçınıp, maneviyatla lezzetlendiğim zaman yaşadığım halin manası bir nevi cennet oluyor.
Zehirli Bal!
Maddi ve hayvani lezzetler bedenimde, vücudumda ancak bir 'kapıcı' hükmünde olan organ ve azalarıma hizmet etmektedir. Bir kapıcıya bedel vücudumda sultan ve padişah hükmünde olan ruh, kalb, vicdan ve akıl gibi temel insanî özellik ve azalarım var. Maddi ve hayvani lezzetler çağırdıkça 'sanki yedim' diyerek -bu zamanda sağlıklı yaşamın bir gereği olarak da- yeteri miktarla iktifa etmeliyim. Hele haram lezzetler ve günahlar ise maddi ve manevi vücuduma bir 'zehirli bal' hükmündedir. Bu zehirli balı yemekle sadece damak ve dudağımda saniyelik bir lezzet hâsıl olduktan sonra maddi ve manevi vücudumu en feci bir şekilde zehirlediğini hissederek günahlardan ve haram lezzetlerden sakınabilirim. Ayrıca ebedi sonsuz cennetimin enfes lezzetlerini, harika nimetlerini, muhteşem saraylarını ve muazzam manzaralarını bu fani dünyada anlık haz ve haram lezzetler içinde tüketmek olsa olsa aptallığın daniskası olduğunu anlayarak günahlardan kendimi uzak tutabilirim.
Rabbe Vefa!
Beni sırf sevdiği için yoktan yaratan ve yaşamam için benimle birlikte bütün kainatı yaratıp terbiye edip yöneterek benim hizmetime sunan Rabbime karşı bir vefasızlık ve nankörlük olan haram lezzetlerden ve günahlardan şeytandan kaçar gibi kaçınmalıyım. Ancak böylece insanî duyguların en değerlilerinden birisi olan vefa gereğince insaniyetimi koruyarak edebi ve erdemi gözeterek Rabbimin rızasına göre yaşayabilirim.
Medar-ı İftiharım İslam!
Can-u gönülden bağlandığım ve medar-ı iftiharım olan Hz. Muhammed'e, Sahabeye, Ulemaya, Evliyaya ve bütün İslam tarihine ve İslam dinine bağlılığımın ve bu değerlerimden aldığım güçle dünyanın geleceğine dair güçlü ideallerimin bir gereği olarak haram lezzetlerden ve bütün günahlardan uzak durmak için azâmi hassasiyet göstermeliyim. Yoksa kendimle çelişmiş, sözü ayrı ameli ayrı olmuş bir savruk kişiliğe düşeceğim.
Sosyal Direnç!
Haram lezzetlere girdiğimde ve günah işlediğimde aileme, akrabalarıma ve topluma nasıl çıkacağım, onlara nasıl görüneceğim, onların yüzüne nasıl bakacağım. Günah işleyerek ve haramlar içinde sefil ve sefih bir hayat yaşayarak mı onlar nezdinde daha değerli olacağım? Yoksa haramlardan ve günahlardan sakınıp uzak durarak bir temiz, güzel ve sağlam hayat yaşayarak mı!
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.