Harf inkılabında pilot bölge Said Nursi'li Isparta
Manidar olansa harf inkılabı uygulamaları için pilot bölge olarak Isparta'nın seçilmesidir
Hakan Güneş'in haberi:
RİSALEHABER-84 yıl önce bugün yani 27 Aralık 1928'de gazetelerde bir haber yayınlanır. 'İstanbul Belediyesi, eski harflerle yazılı tabelalarını değiştirmeyen dükkân sahiplerini cezalandırdı.' Harf inkılabı gerçekleştireli henüz iki ay bile olmamışken 'dükkan tabelasını' değiştirmeyen esnafa ceza uygulanması o yılların baskıcı zihniyeti hakkında bilgi vermesi açısından aslında yeterlidir. Ancak 1 Kasım 1928'de gerçekleştirilen bir inkılabın, cebri uygulamalarla halka baskı kurulmasının altında yatan fikirleri görmemiz lazım.
HARF İNKILABI ÖNCESİ
Henüz harf inkılabı olmamıştır. Mahmut Esat Bozkurt hatıralarında; Mustafa Kemal’le arasında geçen harf inkılabı kararı ile ilgili şu diyalogu aktarır:
-Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz?
-Bir on beş yıllık uzun, bir de beş yıllık kısa müddetli teklif var dedim.
Yüzüme baktı,
-Ya üç ayda olur, ya hiç olmaz dedi.
Harf inkılabının ilk uygulamaları Isparta’da başlamıştır. Resmi kabul 1 Kasım 1928 tarihi olmasına rağmen Isparta’da kurslar 12 Eylül 1928 de başlatılmıştır.
HARF İNKILABINDA PİLOT BÖLGE: ISPARTA
Harf inkılabı resmi olarak 1 Kasım 1928'de gerçekleştirilmiş olsa da öncesinde 12 Eylül 1928'de fiili çalışmalara başlanmıştır. Özel ve resmi kurslar açılarak halk buralara yönlendirilmiştir. Manidar olansa harf inkılabı uygulamaları için pilot bölge olarak Isparta'nın seçilmesidir.
Yazar Ahmet Özkılınç, Bediüzzaman’ın sürgün edildiği Isparta’nın, tek parti döneminin Harf Devrimi gibi bazı icraatları için ‘pilot bölge’ seçilmesinin ‘tesadüfî’ olmadığını söylüyor.
Yine aynı şekilde tarihçi-yazar Mustafa Armağan Türkiye'de 1 Kasım 1928 tarihinde Osmanlı Alfabesi'nin yerine, Latin Alfabesi'nin Türkçeye uyarlanmasındaki gerçek amacın İslam’dan ve Osmanlı’dan kopmak isteği olduğunu belirtiyor. Yine Mustafa Armağan, “Bütün diğer sayılan ‘Okuma yazma kolaylığı, çağdaş bir ülke haline geleceğiz, Arap harfleri Türkçeyi karşılamaya yeterli değildi’ gibi mazeretlerin haricinde asıl amacı; İslam’dan ve Osmanlı’dan kopmak arzusu yattığını, bunu gerçekleştirmek için de harf inkılabının yapıldığı söylüyor.
NEDEN ISPARTA
1928 yılı Bediüzzaman Hazretlerinin Isparta'da zorunlu ikamete mecbur edildiği dönemler. İslam harflerinin muhafazasını mesleğin bir vazifesi bilen Bediüzzaman Hazretleri bu yıllarda üst üste bazı risaleler yazdırır. Bunlardan biri de yeniden dirilişin inkar edilmeye çalışıldığı bir dönemde yazdırdığı Haşir Risalesidir. Onuncu Söz adıyla da bilinen Haşir Risalesi hem Isparta çevresinde hem Ankara’nın en üst makamlarındaki önemli şahısların eline geçmiş okunmuştur.
Yine aynı yıllarda Maarif (Eğitim) Şurasında müfredatlarda ahiretin olmadığını ders kitaplarında yer almasına dair kararı alınmıştır. Bu sırada şura üyelerinden biri Haşir Risalesini okumuştur. Endişesini dile getirerek “Said Nursi bizim çalışmalarımızdan haberdar oluyor” der. Tecrit altında ve dış dünyaya kapalı birisinin yazdığı eser nasıl tâ Ankara’ya ulaşır?
Onuncu Söz aslında büyük bir oyunu deşifre etmiş ehli iman için âdeta çelikten bir sur olmuştur.
Harf inkılabının Isparta’da uygulanmasının altında yatan etkenin Risale-i Nur’un yayılmasını kısa sürede engellemektir.
ISPARTA'DA GECE DERSLERİ
Isparta'nın pilot bölge olmasıyla beraber hemen çıkartılan bir yönetmelikle genç-ihtiyar, kadın-erkek herkesin halk evlerinde geceleri yapılacak derslere katılması 'emredilir'. O zamanlar hala İslam harfleriyle yayın yapan 'Isparta Gazetesi'nde bir de ihtar vardır. İhtarda geceleri 'laklakalar' vakit geçirip kurslara katılmayanların 'cahilliklerinin katmerleşeceği' söylenmektedir.
BEDİÜZZAMAN VE İSLAM HARFLERİ
Bediüzzaman bir yandan İslam harflerinin muhafazasına çalışıyor bir yandan da İslam harflerinden tamamen habersiz yetişen yeni mektepliler için Risale-i Nur'ların yeni harflerle basılmasına müsaade ediyordu.
Bediüzzaman İslam harflerini değiştirenlerin asıl amacını gördüğü için yıkmak için uğraştıkları bir kaleyi tamir ediyordu. Mektubat adlı eserinin 29. mektubunda geçen şu bahis İslam harflerini kaldırmak isteyenlerin asıl niyetlerini açığa çıkarıyor.
'"Dokuzunce mes'ele: Ey ihvan, madem Cenab-ı Hak kemal-i rahmetiyle bizi Kur'ân-ı Hakîm'e hizmetkâr kabul ettiğini gösterir bir tarzda bizi muvaffak ediyor, biz de rahmetine ve inayet ve tevfîkine istinad edip, merkez-i nuraniyenin etrafında mütesanid daire-i muhita olmaya çalışmalıyız. Hatt-ı Kur'ânî'nin ref'ine çalışanları susturmalıyız. Kur'an'ı unutturmaya niyed edenlerin niyetlerini onlara unutturmalıyız.."
Kaynaklar:
1-Akrebin Kıskacında, Ahmet Özkılınç
2-erisale.com
3-risaeara.com
4-Atatürk İhtilali, Mahmut Esat Bozkurt
5-http://tr.wikipedia.org/wiki/Harf_Devrimi
6-http://kitapzamani.zaman.com.tr/kitapzamani/news DetailNewsById.action?newsId=7315
7-http://www.islamharfleri.net/risale/bsn_hayati1.html
https://www.risalehaber.com/author_article_print.php?id=12384
8-http://www.moralhaber.net/haber-yorum/harf-inkilabini-yapmalarinin-asil-amaci-neydi/
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.