Harf inkılabının hedefi: İslam ve Kur'an'dan uzaklaştırmak

Harf inkılabının hedefi: İslam ve Kur'an'dan uzaklaştırmak

1 Kasım 1928'de gerçekleştirilen bir inkılabın, cebri uygulamalarla halka baskı kurulmasının altında yatan fikirleri görmemiz lazım

Ahmet Bilgi-RİSALEHABER

Yüzyıllardır kullanılan Kur’an hattı yani Osmanlıca alfabe 96 yıl önce bugün değiştirilmişti. Çağdaşlık adı altında aslında İslami kimlikten uzaklaşma amacı taşıyan alfabe değişikliği milleti bir anda geçmişten kopardı.

27 Aralık 1928'de gazetelerde bir haber yayınlanır: 'İstanbul Belediyesi, eski harflerle yazılı tabelalarını değiştirmeyen dükkân sahiplerini cezalandırdı.'

Harf inkılabı gerçekleştireli henüz iki ay bile olmamışken 'dükkan tabelasını' değiştirmeyen esnafa ceza uygulanması o yılların baskıcı zihniyeti hakkında bilgi vermesi açısından aslında yeterlidir. Ancak 1 Kasım 1928'de gerçekleştirilen bir inkılabın, cebri uygulamalarla halka baskı kurulmasının altında yatan fikirleri görmemiz lazım.

BEDİÜZZAMAN VE İSLAM HARFLERİ

Bediüzzaman bir yandan İslam harflerinin muhafazasına çalışıyor bir yandan da İslam harflerinden tamamen habersiz yetişen yeni mektepliler için Risale-i Nur'ların yeni harflerle basılmasına müsaade ediyordu.
Bediüzzaman İslam harflerini değiştirenlerin asıl amacını gördüğünden yıkmak için uğraştıkları bir kaleyi tamir ediyordu. Mektubat adlı eserinin 29. mektubunda geçen şu bahis İslam harflerini kaldırmak isteyenlerin asıl niyetlerini açığa çıkarıyor.

'"Dokuzunce mes'ele: Ey ihvan, madem Cenab-ı Hak kemal-i rahmetiyle bizi Kur'ân-ı Hakîm'e hizmetkâr kabul ettiğini gösterir bir tarzda bizi muvaffak ediyor, biz de rahmetine ve inayet ve tevfîkine istinad edip, merkez-i nuraniyenin etrafında mütesanid daire-i muhita olmaya çalışmalıyız. Hatt-ı Kur'ânî'nin ref'ine çalışanları susturmalıyız. Kur'an'ı unutturmaya niyed edenlerin niyetlerini onlara unutturmalıyız…" (Hatt-ı Kur’an Mektubat 29. Mektub 3. Kısım 9. Meselesinden)

BAKİLER: HARF İNKILABI İSLAM’DAN VE KURAN’DAN UZAKLAŞMAK İÇİN YAPILDI!

Yavuz Bülent Bakiler: "Atatürk de bir insandır. Onun da yanlışları olmuştur. Eleştirmek düşmanlık değildir. Dil, din ve musikide inkılap olmaz. Dil devrimi olmaz, dili ortadan kaldırır. Osmanlı'nın elbette hataları var, Cumhuriyet'in de hataları var. Osmanlı'nın edebiyatta Farsça'yı kullanması yanlış. 'Harf inkılabı İslam'dan ve Kur'an'dan uzaklaşmak için yapılmıştır.' Osmanlı bizim şerefimizdir. Cumhuriyet'in ilk kurucuları arşivimizi Bulgaristan'a sattı. Şapka devriminden sonra mezar taşlarındaki sarıklar, fesler yıkıldı. 1946 yılında demokratik nizama geçtik. Köy Enstitüleri'nin kapatılması gayet isabetli olmuştur. Milletimizin dili öztürkçe değildir. Çocuklarımızı öztürkçeye mahkum etmek irticadır." (SkyTürk360'da ekranlara gelen Karakutu programı)

KÜLTÜRÜMÜZÜN ALDIĞI İKİ BÜYÜK DARBE: HARF İNKILABI VE DİL DEVRİMİ

Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan: Kültürümüzün iki büyük darbe aldığını hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor. Harf inkılabı ve dil devrimi. Zihnimiz daraltıldı, ifade imkanlarımız kısıtlandı! Çünkü kelimelerimizi kaybettik! Cumhuriyete geçtiğimizde aydınlarımızın kullandığı sözlüklerin en azı 30 bin kelimelikti. Dil Kurumu’nun 1945’te yayınlanan ilk sözlüğünde 20 bin kelime bile yoktu! Ki bu kelimelerin neredeyse yarısı yeni uydurulmuş kelimelerdi, kullanım değeri belirsizdi veya yoktu. Müthiş bir tasfiye ile (‘soykırım’ bile diyebiliriz) karşı karşıyaydık. Bunun ciddi sonuçları oldu. Günlük dilde daralma en görünür kısmı bu halin. Günlük dilde kullandığımız kelimelerle turistlerle anlaşabiliriz, fakat oturup doğru dürüst konuşamaz, sohbet edemeyiz. Dil yanlışları günlük gazetelerde, televizyonlarda ve radyolarda almış başını gidiyor. Sosyal medya denilen ve kuş dili konuşulan mecrayı hiç kaale almadan söylüyorum bunu. Silkinmemiz, kendimize gelmemiz lâzım.

AMAÇ İSLAM MEDENİYETİNDEN ÇIKMAKTI

Mustafa Armağan: “Harf inkılabı tek başına bir inkılap olsaydı belki 84 yıldır öğretilmeye çalışılan gerekçelere inanabilirdik. Ama 1924 yılından beri Hilafetin kaldırılması, medreselerin kapatılması, liselerden Arapça ve Farsça’nın kaldırılması, Medeni Hukuk’un İşviçre’den getirilmesi gibi pek çok değişiklikliği düşündüğümüzde bir sürpriz değildi. Cumhuriyetin mantığının bizi götürmek istediği yerin bir göstergesi. Bir İslam medeniyetinden çıkarıp bir garp, yani Batı medeniyetine transfer etmenin yöntemlerinden bir tanesiydi. Biz bunu böyle görmezsek laf meselesi arasında kayboluruz. Bunu açılıkla söylemelerini beklerdik. "Biz İslam medeniyetinden uzaklaşmak istiyoruz. Batı medeniyetine gitmek istiyoruz" diyemedikleri için böyle konuşuyorlar.”

İSRAİL İKİ BİN YILLIK ALFABESİNE GERİ DÖNDÜ BİZ İSE…

“20. yüzyılda iki ülke harf inkilabı yapıyor. Bunlardan biri İsrail, birisi de Türkiye’dir. Biz 900 yıllık geleneğimizi bırakıp bizi geri götürüyor diye Batı medeniyetini kullandığı Latin Alfabesi’ni alıyoruz. 1948’de israil bütün vatandaşları Latin Alfabesi’ni bilmesine ve Batı dillerini konuşup yazmalarına rağmen Latin Alfabesi’ne değil de israil’in 2000 yıl önceki İbranice Afabesi’ni diriltiler. İsrail böyle İsrail oldu. Yediğimiz domatesten tutun da F16’ların yazılımların yapıldığı ülke olduğunu düşünürsek alfabe onları geri değil ileri götürmüştü. Alfabeninin bir milleti ileri veya geri götürmesi gibi bir durumu yok. Çin, Japonya ve uzak doğu ülkeleri medeni olabildiler. Latin Alfabesi ile biz 84 yılda nereye geldik? İslam medeniyeti 11. ve 12. yüyılda nasıl dünya medeniyeti oldu. Demek ki alfabenin tek başına bir ülkeyi medeni yapması gibi bir ihtimal yok. O yüzden Harf İnkılabı bu ülkenin kültürüne vurulmuş en büyük darbelerden bir tanesidir. Kültürümüz inançlarımız ve değerlermiz üzerinde çok büyük bir tahribat yapılmıştır."

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum