Abdulkadir MENEK
Hayat Dersleri (V)
Niyetlerimizi daima düzgün ve halis tutmalıyız. Böyle bir niyetin sahibi olarak başarılı olmasak bile, Rabbimizin af ve mağfiretine mazhar olabiliriz. Halis olmayan ve dünyevi maksatlar ve hükümranlık istekleri ile kirlenmiş niyetlerle ne kadar başarılı olursak olalım, Rabbimizin rızasına mazhar olmamız belki de mümkün olmayacaktır.
**********
Uzun ve ince hayat yolculuğumuzun, hangi nokta veya durakta nihayet bulacağına dair herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Bize düşen görev, bu yolculuğumuzun her an bitebileceği ihtimalini göz önüne alarak hazırlıklı bulunmak, bize tevdi edilen emanetleri iade etmeye de daima amade olmaktır.
**********
Allah'ın vermiş olduğu nimetleri, veriliş nedenlerine uygun bir şekilde, israfa kaçmadan kullanmak ve hayatı yaratılış gayelerine ve emirlere uygun bir şekilde yaşamak, fiili ve fıtri bir şükür hükmündedir.
**********
Ölümün biz insanlara verdiği mesajları iyi okumalı ve çok iyi anlamaya çalışmalıyız. Ne yaparsanız yapın ve ne olursanız olun dönüp geleceğiniz yer kabirdir ve bu ölümün bizden istediklerini, hiç bir zaman göz ardı etmemeliyiz.
**********
Biz doğru bildiğimiz yolda tek başımıza kalsak dahi yürümeye devam edemezsek, davamıza olan inancımızda bir arıza var demektir. Arızalı bir şekilde devam edeceğimiz yolda, maksadımıza ulaşmanın da bir hayal olduğunu akıldan çıkarmamalıyız.
**********
Biz görevimizi en iyi şekilde yaptıktan ve bütün sebeplere müracaat ettikten sonra, Rabbimizin verdiği her şeye rıza ile kanaat etmeliyiz. Rıza ile kanaat içinde olmak, kulluk bilincinin en önemli gösterge ve gereklerinden birisidir.
**********
Bütün kişi ve gruplar, sahip oldukları küçük veya büyük her çeşit otoriteyi korumak, başkalarına kaptırmamak veya bölüşmemek için ellerinden gelen bütün gayreti gösteriyorlar. Hal böyle iken, başkalarının otoritesinden şikâyet etmenin haklılık veya haksızlığını tartışmamız gerekmez mi?
**********
Hayatımız, aynı minval üzere ve düz bir çizgi üzerinde devam edip gitmez. İniş ve çıkışlarla ve zikzaklarla devam edip giden bu hayatımızı, yaşadığımız durumu ve şartları göz önüne alarak devam ettirmeli, fakat her şekilde hayatı verenin emir ve rızasını esas pusula yaparak yaşamalı, emaneti bu şekilde esas sahibine iade etmeliyiz.
**********
Her insanı farklı bir karakter ve mizaçta yaratan Rabb'imiz, bununla biz insanları şiddetli bir sosyal imtihana tabi kılmıştır. Bu imtihanı hayatımızın her anında yaşamaya devam ediyoruz. İşte sabır gibi olmazsa olmaz çok önemli bir hasleti, en uygun şekilde kullanabilecek insanlar, bu sosyal imtihandan başarı ile çıkarlar.
**********
Layık olmayan insanlardan vefa ve dostluk bekleyenler, çoğu zaman hüsrana uğramışlardır. Vefakâr ve kadirşinas olan insanlardan ise, vefa beklemeye gerek yoktur. Onlar zaten gereken her zaman ve zeminde, asalet ve dostluklarının gereğini en iyi şekilde yerine getirirler.
Rabb'imiz bizleri her vesile ile sınamakta ve imtihana tabi tutmaktadır. Hayatın farklı halleri ve farklı zorlukları içinde kulluk vazifesini unutmadan, imtihanın şartlarını yetine getirenler, İlahi hoşnutluk ve rızaya mazhar olabilirler. Biz buna talip olmalıyız
**********
Dostlarla yakın muhabbet ve dostane münasebetler, cennet meyveleri gibidir. Yaşandıkça lezzeti eksilmediği ve insanları usandırmadığı gibi, her zaman hasret ve iştiyakla aranır ve istenir.
**********
Hak ve hakikat için onurlu ve kararlı bir tavır takınmaktan kaçınmamak gerekir. Herkesle uzlaşma içinde bulunarak, hak ve hakikate gerçek anlamda hizmet etmek mümkün değildir. Böyle bir tavır içinde bulunanların, ortamı idare etmekten öte yapacakları bir hizmet bulunamaz.
**********
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.