Hayatını eğitime adayan 'Hacı Ata' dualarla anıldı
Orta Asya'da yaptığı eğitim hizmetleriyle gönüllerde taht kuran Hacı Yusuf Kemal Erimez namı diğer 'Hacı Ata', ölümünün 13. yıldönümünde unutulmadı
Yurtiçi ve yurtdışında binlerce öğrencinin yetişmesine vesile olan eğitim gönüllüsü, Topkapı'daki mezarı başında anıldı. 13 Mart 1997'de vefat eden Erimez, Türkiye'de Fatih Koleji'nin kurulmasına öncülük etmiş, Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kazakistan'ın da aralarında bulunduğu birçok Orta Asya ülkesinde onlarca okulun açılmasına vesile olmuştu.
'Okul adam' olarak zihinlere yerleşen Erimez'i yâd etmek için sabahın erken saatlerinden itibaren Topkapı'daki mezarı başına gelen sevenleri, Erimez için gözyaşı döküp dua etti. Fatih Koleji mezunlarının Anıt Mezar Camii'nde organize ettiği programda 'Hacı Ata' için Kur'an-ı Kerim ve mevlid-i şerif okundu. İyi bir eğitim alarak ülkelerine ve Türk dünyasına katkı sağlamaları için çabaladığı Tacik öğrenciler de 'Hacı Ata'larını unutmadı. Dostları ve oğulları, hayatının 30 yılını eğitime adayan Erimez'i anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı. Hacı Ata'nın büyük oğlu Kamil Erimez, babasız geçen 13 yılın çok zor olduğunu, hayatının bir yanının hep eksik kaldığını söyledi. Babasının fedakârlığı ve samimiyeti ile insanların gönüllerine girdiğini belirten Erimez, onun bir vefa insanı olduğunu vurguladı. 7. Türkçe Olimpiyatlarında babası adına aldığı 'vefa ödülünü' ömrü boyunca gururla taşıyacağını ifade etti.
Kamil Erimez, "Rahmetli babamın ulvi bir hedefi vardı, hayatı boyunca Allah'ın rızasını aradı. Bütün amacı buydu. Biz hayatımızı babasız geçirdik diyebiliriz. Kendini o derece bu işe vakfetmişti." dedi. Ondan hal dili ile terbiye aldıklarına dikkat çekerek, "Hizmet yaparken bütün maddi varlığını vakfetti. Evini de sattı. O varlıklı insan vefat edene kadar kiralık bir dairede kaldı. Belki bize maddi olarak bir şey bırakmadı ama manevi değeri çok +büyük miraslar bıraktı. Ektiği tohumların yeşerdiğini görünce çok mutlu oluyorum ve babamla gurur duyuyorum." diye konuştu. Babası ile unutamadığı bir anısını ise şöyle anlattı: "Babam bütün varlığını sattı, geçimimizi sağlamak için sadece bir zeytinlik bıraktı. Babamla zeytinleri toplayıp bir yere biriktirdik. Zeytinlere ham haliyle alıcı çıktı. Babam fiyatta anlaşarak zeytinleri sattı. Alıcılar daha sonra gelerek 'Hacı abi biz zarar ettik. Senin zeytinlerinden yağ çıkmadı' dediler. Babam da zararlarını sorarak paralarını geri verdi, zararlarını da karşıladı. Bir zaman sonra alıcıların zeytini sıktırmadıklarını, yalan söylediklerini öğrenince babam hemen avuçlarını açarak 'Allah'ım ben hakkımı helal ediyorum. Onlar bilmiyorlar, bilseler yapmazlardı. Onları bağışla.' diye onlar için dua etti."
Merhum'un İzmir'de yaşayan büyük oğlu Celal Erimez, babasıyla 40 yılda 40 akşam yemeğinde bir araya gelmediğini ifade etti. Bu durumun şikayet olarak algılanmaması gerektiğinin altını çizen Erimez, tam tersi kendisi için bir onur ve övünç kaynağı olduğunu vurguladı. Hacı Ata'nın arkadaşlarından Ertuğrul Çulhacı, onun Tacikistan'ı savaş döneminde dahi terk etmediğini ve okulların başında durduğunu aktardı. Yakın arkadaşı Fazlı Yüce ise bir anısını anlattı: "Bir ziyaretimde, ayak parmaklarını yakmıştı ve bu sebeple Başkurdistan'a gidemediği için gözyaşları döktüğünü gördüm."
Zaman