Hukukçular bilişimi, bilişimciler hukuku öğrenmeli

Hukukçular bilişimi, bilişimciler hukuku öğrenmeli

Bilişim Hukuku Kurultayı sona erdi

Şerif Erdikici'nin haberi:
 
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Bilişim Derneği işbirliği ile gerçekleştirilen İzmir Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı sona erdi. Kurultayın son günü Bilişim ve Hukuk Forumu yapıldı. Bilişimdeki hızlı gelişmeler nedeniyle halihazırdaki kanunun yetersiz olduğunu savunan konuşmacılar, hukukçuların ve bilişimcilerin karşılıklı olarak konuları öğrenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Milletvekili Osman Coşkunoğlu, 5651 sayılı İnternet kanununun Mayıs 2007'de çıkmasına rağmen bugün ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu söyledi. "Bu konudan anlayan hukukçu pek yok. Ancak Abant kriterleri gibi, Kardelen kriterleri gibi bir takım kriterlerin en azından tartışılmaya başlandı. Ama hala bir tanım eksikliği var. " diye konuşan Coşkunoğlu, ABD ve AB'nin de bir sansüre varmadan düzenlemek için çaba gösterdiği bilişim alanında diyalog içinde sorunlara çözüm aranmasını istedi.

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Yönetim Kurulu Üyesi İlker Tabak, teknolojinin hızla değiştiğini anlatarak, milletvekillerini TDB olarak bilişimci yapabilir miyiz diye düşündüklerini ve mecliste bilgi teknolojileri grubunu kurduklarını anlattı. "Baktık olmuyor, zorlanıyoruz. Bilişimcileri milletvekili yapmaya karar verdik." diye konuşan Tabak, şimdi yasa yapıcıları bilişimin neferi haline getirdiklerini ancak, yasaların uygulanması konusunda şimdi hukukçuları bilişimci, bilişimcileri de hukukçu yapma peşinde olduklarını söyledi.

Microsoft Genel Müdür Yardımcısı Cemal Akyel ise bilişimin esasen sosyal bir olgu olduğunu kaydetti. Farkındalık kavramının altını çizen Akyel, "İlgililerin teknolojilerdeki gelişmelerle ilgili farkındalıkları olması gerekir. Ancak bu sayede sosyal sistemler tasarlanabilir ve regülasyonlar ortaya konabilir. " diye konuştu. Akyel, biilişim teknolojileri pazarında bir bulut girişimi diye bir kavram oluştuğunu, firmaların mevcut bilişim işlerini bu teknolojileri gerçekleştiren üçüncü şahısların kurduğu firmalara vermeye başladıklarını anlatarak, "Bu da dış kaynak sorunu meselesini getiriyor. Üçüncü şahıslara devrediyorsunuz bu bilgileri. Bilgiler kaybolduğunda firmanın durumu ne olacak? Verilerin başkaları tarafından saklanması ne gibi problemler oluşturacak? Bu ve benzeri konularla ilgili olarak teknoloji gelişmelerini derinlemesine takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.

turk.internet.com haber sitesinin sahibi, internet gazetesi sahibi Fusun Sarp Nebil ise hukukla bilişimin artık birbiriyle ilişkilerinin problemlerin çözülmesi noktasında her zamankinden daha önemli hale geldiğini vurguladı. Sarp Nebil, bu konularda sivil toplum örgütlerinin yaptığı toplantıların ümit verici olduğunu söyledi.

Netsis Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ihlamur da bilişimcilerle hukukçuların yaşanmakta olan problemleri hızlı bir şekilde aşması gerektiğinin altını çizerek aksi takdirde bilişimde geri kamanın kaçınılmaz olduğunu savundu. Bugün İtalya'da elektronik imzası olmayan cep telefonunun bile kalmadığını dile getiren Ihlamur, elektronik fatura, elektronik muhasebe gibi verimlilik anlamında birçok yeniliğin uygulama konması gerektiğini anlattı. Ihlamur, "Özellikle ihracat ithalat konularında yazılımcı bir firma olarak 20 tane risk sayabilirim mali uygulamalarla ilgili. Ben bilişim ve hukukun yakınsamasını bizi ileriye götürecek bir fırsat olarak görüyorum." dedi.

TOBB Yazılım Sektör Meclis Başkanı Mehmet Akyelli ise Türkiye'de yazılım üretimi yapan yazılımcıların acilen düzenlemelere ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Bu noktada özellikle dış kaynaklı firmalarla ortaklıkların büyük anlaşmazlıklara gebe olduğunu anlatan Akyelli, böyle bir durumda bunun sonunun ne olacağını hiç kimsenin kestiremeyeceğini söyledi.

Google avukatı Gönenç Gürkaynak da hukukçuların zihninin gelişmesi için bilişim öğretilmesi gerektiğini, aksi taktirde çok sakat süreçlerin yaşanacağını öne sürdü. Gürkaynak, regülasyon konusunda esnekliğin gerektiğini anlatarak hukukçu ve idarecinin toplumsal refah amaçlıyorsa bilişimi zapturapt altına almaması gerektiğini savundu. Aksi halde bunun kendi ayağını vurmak anlamına geldiğini dile getiren Gürkaynak, mevzuatın ben bu işi çözdüm tonundan sıyrılması gerektiğini kaydetti.