Risale Haber-Haber Merkezi

Gazeteci Hulusi Turgut, Risale Haber yazarı Mehmet Erdoğan'ın 22 yıl önce Sabah gazetesinde yayınlanan Nurculuk yazı dizisinde dair yayınladığı mektuba cevap verdi.

Yazısında, "yazı serisine başlandığında, meselenin Nurculukla ilgili olmadığını, tamamen F. Gülen’i reklam eden bir yazı olduğu görüldü" ifadelerine yer veren Erdoğan, "Maksat da bütün Nur camiasını F. Gülen’in arkasına takmak ve onun güdümünde Risale-i Nur faaliyetlerini başka amaca yönlendirmekti. Yazı serisinin başka istikamette yayınlanması üzerine aşağıdaki mektubu yazı işlerine gönderdim. Bugün FETÖ faaliyeti ile Risale-i Nur faaliyetini karıştıranlara bir belge olması hasebiyle bu yazıyı tekrar neşrediyorum" dedi. 

F. Gülen'in proje olarak birileri tarafından tasarlandığını belirten Erdoğan, Hulusi Turgut'a da bir çağrıda bulunmuştu: "Fetullah’ın Risale-i Nurları kendi amacı için kullandığı ve istismar ettiği bir gerçek.Burada şunu da belirtmem gerekiyor; Sabah Gazetesinin o günkü misyonu ve İslam’a bakışı belli olduğu; yani İslam’dan ve İslami faaliyetlerden hoşlanmayan hatta karşı olan bir yayın organı olduğu halde, neden böyle bir yazı serisine ihtiyaç duyuldu? Anlaşılan o ki, Fetullah bir proje olarak, birileri tarafından tasarlanmış ve hazırlanmış. Bu röportajlarla sivriltilerek, alt yapısı oluşturuluyordu. Hulusi Turgut şayet sağ ise, bu konuda detaylı açıklama yapabilir. Tabii eğer bu projenin bir parçası değilse…"

F.GÜLEN NUR TALEBESİ SIFATINI BİR YERLERE ULAŞMAK İÇİN KULLANDI

Erdoğan'ın iddialarına cevap veren gazeteci Hulusi Turgut, "Kamuoyu, Fethullah Gülen'i, Nur Talebesi olarak biliyordu. Kimbilir; o sıfatı, bir yerlere ulaşmak için belki de kullanıyordu" dedi.

Turgut'un cevabı şöyle:

Sayın Mehmed Erdoğan,
"Risale Haber" isimli web sitesinde yayınlanmış olan, 22 yıl öncesinin tarihini taşıyan mektubunuzu okudum. Sabah Gazetesi'nde yıllar önce imzamla yayınlanan "Nur Hareketi" ile ilgili yazı dizisi üzerindeki tesbit ve eleştirilerinizi bugüne taşırken, kaleme aldığım yazı dizisinin "proje" olup olmadığını da sorguluyor, hayatta olup olmadığımı merak ediyorsunuz. Allah'a şükür, hayattayım.

Sayın Erdoğan,
Araştırmacı Gazeteciyim. Proje üretmem; olaylardan, haber üretirim. Dün, Fethullah Gülen okullları haberdi; bugün, Fethullah Gülen'in organize ettiği darbe teşebbüsü haber.

Bildiğiniz gibi, 22 yıl önce yayınlanan yazı dizisinde günlerce Bediüzzaman Said Nursi'nin hayat hikâyesine yer verdik. Bunun yanı sıra, merhum Mustafa Sungur, Bayram Yüksel, Mehmet Kırkıncı ve Mehmet Fırıncı başta olmak üzere Nur Hareketi'nin o tarihte ve bugün hayatta olan değerli mensupları ile yaptığımız söyleşileri yayınladık.

Kamuoyu, Fethullah Gülen'i, Nur Talebesi olarak biliyordu. Kimbilir; o sıfatı, bir yerlere ulaşmak için belki de kullanıyordu. Kamuoyundaki bu algı nedeniyle,Gülen'in, ülke sınırlarını aşan okul kurma faaliyetlerini de yazı dizimize dahil ettik.

Takdir edersiniz ki, Fethullah Gülen'in okul kurma çabaları, kamuoyunun yanı sıra dönemin Cumhurbaşkanları, Başbakanları ve siyasi liderleri tarafında da ilgi ile izleniyor, bu durum, haberlere konu oluyordu.

Keramet ehli olmadığım için, okul kurma faaliyetinin, darbe teşebbüsü ile sonuçlanacağını kestirmem mümkün değildi. Sadece, gazetecilik, habercilik yaptık. O yıllarda pek çok meslektaşım da Fethullah Gülen okulları ile fazlasıyla ilgilendi. Zaten kamuoyunun o tarihlerde Fethullah Gülen'e olan bu ilgisini sizler de mektubunuzda zikrediyorsunuz.

Sayın Erdoğan,
Fethullah Gülen'in Nurculuğunu sorgulamak, takdir edersiniz ki bizim işimiz olmasa gerek. 22 yıl önce Nur Hareketi isimli yazı dizimizi hazırlarken, Gülen'in kendisi gibi etrafındaki pek çok kişinin de kamuoyunda Nur Talebesi oldukları şeklinde algılanması üzerinden yola koyulduk. Yazı dizimiz, okurlarımızı bilgilendirmenin ötesinde bir amaç gütmez, güdemezdi.

Bu arada şu hususu özellikle belirtmek istiyorum. Yazı dizimiz, yaklaşık 20 gün süre ile yayınlandı. Dizide tüm ağırlık Said Nursi Olayı'na verilmiş, 4-5 gün, Fethullah Gülen'in okul kurma çalışmaları ve maceralı geçen sözde Nur Talebeliği hikâyesi işlenmişti.

Sayın Erdoğan,
Eleştiriden, rahatsızlık duymam; haksız eleştiriyi ise, sadece teessürle karşılarım.
Bu vesile ile, yaklaşık çeyrek asır önce bizleri Almanya'da konuk etmenizden dolayı teşekkürlerimi, saygılarımla sunuyorum.

Mehmet Erdoğan'ın yazısı için TIKLAYINIZ