Hulusi Yahyagil, soyadını değiştirmişti

Hulusi Yahyagil, soyadını değiştirmişti

Vefatının 25. senesinde merhum Hûlusi ağabeyimizi rahmet, minnet, şükran ve dualarla anıyoruz

Ömer Özcan’ın haberi:

Hulûsi Yahyagil 1895 Elâzığ-Harput doğumludur. Bediüzzaman hazretleri Barla’da iken 1929’da Yüzbaşı olarak ilk ziyaretini yapmıştır. 1950’de Albay olarak emekli olmuştur. Kendi ifadeleri ile sadece 5–6 defa Üstadla görüşmüştür. 1986’da 91 yaşında iken Elazığ’da vefat etmiş olup, kabri Elâzığ’dadır.

Saff-ı evvel ağabeylerimizden birisi, belki de en birincisidir Hulûsi ağabey. “O kardeşimiz birinciliği dâima muhafaza ediyor” diyor Hz. Üstad. Gavs-ı Azam Hazretleri de bir fıkrasında “Hulûsi gibi muhlis talebeler ve yardımcılar ve Süleyman, Bekir gibi sâdık hizmetkârlar ve Sabri gibi tam takdir edici ve ciddî müştak talebeler size verilmiş” diye sarihan işaret eder Risale-i Nur’un bu ilk muhatabına.

Hulusi ağabeyin ilk soyadı “Özbaş” idi, sonradan “Yahyagil” olarak değiştirmiştir.

Vefatının 25. senesinde merhum Hûlusi ağabeyimizi rahmet, minnet, şükran ve dualarla anıyoruz.

***

HÛLUSİ VE RE’FET AĞABEYLER 1971’DE BİRBİRLERİNİ İLK DEF’A GÖRDÜLER

Ömürlerinin çoğunu aynı Üstad ve eserlere hizmet ederek geçirdikleri halde Nur’un bu iki muazzam kumandanı “Albay Hûlusi Bey” ile “Yüzbaşı Re’fet Bey” daha önce hiç karşılaşmamışlar. Hemen hemen aynı tarihlerde, 1930’larda, ikisi de Bediüzzaman Said Nursi’yi Barla’da ziyaret ettikleri hâlde; tam 40 yıl sonra, birbirlerini yaşlanmış halleriyle gördüler. İlk def’a 1971 senesinde Ankara’da Dışkapı semtinde bulunan Nur Apartmanındaki meşhur dersanede karşılaştılar. Bu tarihi anda bulunmak bize de nasip olmuştu.

LÂTİFE YAPIYORLARDI

İki büyük ağabey, Mektûbat ve Lem’alardan tefeül ettiklerinde kerametkarâne birbirlerine aid kısımların çıktığını hatırlıyorum. Bazen lâtife yapıyorlardı. Bir keresinde Hûlusi Ağabey, Re’fet Ağabey’e “Risale-i Nur Talebelerinin Şeyhi ” diye iltifat etmişti. Re’fet Ağabey de o letâfetli diliyle “Yok!. yok!. Ben şeyh değil, şey!..  şeyim!..” diye gülerek cevap vermişti. Re’fet Abinin kulakları az işittiğinden sohbet daha da lâtif hal alıyordu. (Ömer Özcan Ağabeyler Anlatıyor–1)

www.RisaleHaber.com