Hutbe-i Şamiye Cuma hutbelerinde okunmalı
Bediüzzaman Haftası Etkinlikleri çerçevesinde Risale-i Nur Enstitüsü tarafından Şanlıurfa’da “İslam Toplumlarının Geleceği ve Dünya Barışı“ konulu panel düzenlendi.
Safa Kerem Artan'ın haberi - RisaleHaber
Vefatının 51. Yıldönümü münasebeti ile Bediüzzaman Haftası Etkinlikleri çerçevesinde Risale-i Nur Enstitüsü tarafından Şanlıurfa’da “İslam Toplumlarının Geleceği ve Dünya Barışı“ konulu panel düzenlendi.
Panel Mozaik AVM City konferans salonunda yapıldı. Etkinlik de ayrıca panel katılan panelistlerin imzalı kitapları satışa sunuldu. Panele katılan misafirlere Bediüzzaman Said Nursi’nin 1911 yılında Şam’da okumuş olduğu Hutbe-İ Şamiye adlı eser ücretsiz olarak dağıtıldı.
Program sunuculuğunu İsmail Zorlu’nun yaptığı panele Kur’an-ı Kerim’ den bir aşr-i Şerif okunarak başlandı. Moderatörlüğünü Sebahattin Yaşar‘ın yaptığı panele konuşmacı olarak gazeteci yazar Mustafa Özcan, gazeteci Ali Ferşadoğlu ile Harran Üniversitesi Öğretim üyelerinden Doç.Dr. Ekrem Bektaş katıldı.
Açış konuşmasını yapan Mehmet Kutlular; “Üstad hak ettiği ve layık olduğu yere oturacaktır. Bu asrın müceddidi Dindir, bunu Bediüzzaman Risale-i Nur ile sunmuştur, Said Nursi bu devirde bilginin ehemmiyetine önem vererek hüküm ve kuvvet ilmin eline geçecektir diyor.” diye konuştu.
Yazar Sebahattin Yaşar ise; “Risale-i Nur eserleri her kesimi ve farklılıkları kucaklamış ve bu asırda bir Kur’an iklimidir, Üstad’ın Medresetüz-Zehra fikri maddeten tezahür etmemiş ama manen bugün meyvelerini vermiştir. Risale-i Nur bütün İslami ve imani cemaatlerin ortak değerleri olmuştur.” şeklinde konuştu.
Gazeteci- yazar Mustafa Özcan; 2011 yılı başında Arap dünyasındaki gelişmelerden bahsederek; bu gelişmelerin nasıl okunacağı konusunda bilgiler verdi. Özcan konuşmasında; “Osmanlı sonrasında kurulan düzen yıkılmaya başladı. Arap dünyası gecikmeli olarak 21. Yüzyılla giriş yapmaktadır. 2011 yılı gelecek yüzyılı etkileyecektir. Arap dünyasındaki demir perdeler yırtılıyor, istibdatlar yok olmaya başlıyor, Peygamber Efendimiz (s.a.v) Hadis-i Şeriflerinde buna dikkat çekerek, benden sonraları halifelik, Hülefa-i Raşidin dönemi, saltanat rejimi ve ardından istibdat rejimleri yani totaliter rejimlerin olacağının işaretini veriyor.”
“Osmanlıdan sonra kimi yerlerde İngilizler tarafından totaliter rejimler manasında saltanatlar teşkil edilmiştir, mesela Kaddafi hiçbir sıfatının olmadığını söylemesine rağmen halkıyla savaş ediyor. Kısaca adları cumhuriyet olan kraliyet dönemi hüküm sürüyor. Arap dünyasındaki yönetimler Cumhuriyetçi kraliyetleridir. Hadis-i Şerifler yaşadığımız günü tam tamına tasvir etmektedir. Orta doğuda patlak veren bu hürriyetçi akımların arkasında kimlerin olduğunu araştırmamıza gerek yok sanırım. Hadisler orta yerdedir. 200 yıllık fetret devri bitiyor, tarih yeniden yazılıyor, Dünyanın zannedildiği gibi merkezinin ABD ya da ÇİN olmadığı merkezinin aslı mecrasına yürüdüğü söylenebilir.” sözlerini aktardı.
Doç. Dr. Ekrem Bektaş ise konuşmasında şunları kaydetti; “Hutbe-i Şamiye’de Said Nursi, bahsetmiş olduğu hastalıkların sebep ve çarelerini yine aynı eser ışığında aktarmaya çalıştı. İslam Dünyasının o zamanda içinde bulunduğu bu hastalıkları 33 yaşında ortaya koyan Said Nursi’ nin islam dünyası ile ne kadar alakalı olduğu açıkça ortadadır. Bu tespitler insanlık projesinin bir reçetesi hükmündedir. 42 yıldır Suriye‘ de olağan üstü halin olduğunu daha yeni öğrenmekteyiz. Yine aynı ülkede 300 binden fazla insanın milliyetinden dolayı kimliğinin olmadığını öğrenmekteyiz. Toplumsal huzuru sağlayan etken sevgidir. “Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız, iman etmedikçe cennete giremezsiniz” Hadis-i Şerifini hatırlatmak istiyorum. Hutbe-i Şamiye’nin yazılışının 100. yılında hala komşu ülkeler ile ilişkilerimiz iyi denecek tarzda değildir. Avrupa medeniyeti ömrünü tamamlamıştır. Avrupalılar din-i hakikiyi aramaya başlamışlardır. İslam dünyasının saadeti Arap dünyasının uyanması ile olacaktır.”
Gazeteci-Yazar Ali Ferşadoğlu da şöyle konuştu; “Bugün Risale-i Nurlar yüze yakın dile çevrilmektedir. Hutbe-i Şamiyenin içeriği Türkiye’deki camilerde Cuma hutbelerinde okunmaya başlamasıyla problemlerin giderilebileceğini, Said Nursi’nin sadece hastayız, iyi olmamız lazım demediği, bunun yanında hastalığı teşhis eden ona göre tedavi reçeteleri sunmuştur. Diyanet kurumunun yapmış olduğu bir araştırma sonucunda bugün ülkemizdeki imanlı insanların %20 sinin Kur’an’a hiç el sürmediği, % 60’ının Kur’an-ı Kerim’i okuyamadığı, bunun % 80’inin ise namaz sürelerinin anlamlarını bilmediği ne acıdır ki orta yerdedir. Tarafgirlik kardeşliği bozar, farklılıkları kabul etmemiz lazım, istibdat ve baskı bulaşıcı bir hastalık gibidir. Ailede anne ve babanın çocuğa istibdadı, ilmi istibdat, askeri istibdat, idari istibdat vardır. İstibdat kabiliyetleri öldürür. İnsanlığı mahveder.”