Hz. Peygamber’in meslektaşı olan öğretmenler

Öğretmen eğitimin temel taşlarındandır. Öğretmenlik mesleği ilahî bir meslek­tir. Tabir caizse ilk muallim yani ilk öğretmen Allah Teâlâ'dır. Âdem (a.s.)'a eşyanın isimlerini (1) dolayısıyla bütün insanlığa bilmediklerini (2) öğreten O'dur. Her şeyi bilen, her şeye muhtaç olduğu bilgiyi, sezgiyi ve duyguyu veren Odur. Peygamberleri ilim ve hikmetle donatıp insanlığa öğretmen tayin eden de Odur. (3)

 

Madem öğretmenlik ilahî bir meslektir, öyleyse öğretmen de ilahî ahlâklı ola­
caktır, olmalıdır. Allah Teâla’dan sonra en büyük öğretmen, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’dir (s.a.v). “Ben ancak bir öğretmen olarak gönderildim” (4) buyurmuştur. Bu açıdan bakılırsa bütün öğretmenler, Allah’ın ölçülerine göre iyi ve güzel olanı öğrettikleri müddetçe Peygamber’imizin meslektaşlarıdır. Peygamberimiz, nasıl Allah’ın ahlakıyla ahlaklandı, Peygamberimizin meslektaşları olan öğretmenlerimiz de onun ahlakıyla ahlaklanmalı ve onu tanımalı ve tanıtmalıdırlar. Peygamberimiz, yeryüzünde ilahî ahlâkın peygamber çapında en son ve en mükemmel temsilcisi, canlı bir örneği ve mücessem şekli olmuştur. Bütün öğretmenlerimiz onu tanıma ve tanıtma gayreti içine girmelidir ki diplomalı cahiller, diplomalı katiller, diplomalı teröristler, diplomalı fahişler, fahişeler diplomalı hırsızlar, sahtekâr iş adamları, sahtekâr siyasetçiler, sahtekâr sanatçılar, kısaca diplomalı hayasızlar ve ahlaksızlar çıkmasın, kimsenin canı yanmasın. Peygamberimizi tanıma, tanıtma, onun ahlakıyla ahlaklanma görevi, sadece din ve ilahiyat görevlilerinin işi değil, bütün öğretmenlerimizin işi ve görevidir. Peygamberimiz, Kur’an ahlaklı ve Allah ahlaklı bir insandı. Bu sebeplerden dolayıdır ki Allah onu övdü. Ahlakının, yaşama biçiminin ve sözlerinin bütün insanlık için uyulması ve uygulanması gereken bir ölçü olduğunu ilan etti. (5)

 

Hz. Peygamber hal ve kal diliyle demek istiyordu ki: Allah hayr-ı mutlaktır. Hayr-ı mutlaktan asla kötülük gelmez, hep iyilik gelir. Öyleyse siz de iyi olun, iyilikler saçın. "O güzeldir, güzelliği sever." (6) siz de güzel olun, güzellikleri sevin. O, Muindir. Yardım etmeyi sever, O Rahman'dır, Rahim'dir, merhamet etmeyi sever, O Muhsin ve Kerim'dir, İkram ve İhsan etmeyi sever. O Mucîb'dir; her muhtaç ve mustarr'ın çağrısına cevap verir. O Eman'dır, "Aman" diyenin yardımına ulaşır, güven verir. O Adl ve Adil'dir. Haksızlığı ve haksızları sevmez. O cömert bir zengindir, cimrileri sevmez. O, her şeyi bilen Alîm-i Mutlak'tır, cehaleti sevmez. O Tahir ve Mutahhir'dir, kirliliği ve kirlileri sevmez. O Tevvabdır, tevbeleri kabul eder, tevbe eden­leri ve günah kirlerinden arınanları sever. (7) O Gafur'dur, günahları, hatasından dönüp pişman olanları bağışlar.

 

Hasılı Allah'ın güzel sıfat ve isimleri var. Bu güzel sıfat ve isimler Onun ahlakının, efalinin güzelliğine işaret etmekte, ahlâk ve efalinin güzelliği de Zat'ının sınırsız ve sonsuz güzelliğine delalet etmektedir.

Öğretmen meyveli ağaca benzer. Meyveli ağaç dik başlı değildir. Çünkü onun-dalları meyve ile yüklüdür. Onun için o hep rüku halindedir. Mütevazıdır. Çünkü dallarında onun ilim, marifet, nezaket, tevazu', şefkat, merhamet, muhabbet, if­fet, nezahet, fazilet, güzel ahlâk takva meyveleri vardır. Bu güzel, olgun ve dolgun meyveler Onun kavak gibi dimdik durmasına kibir ve gurura saplanmasına, ken­disini büyük, başkalarını küçük görmesine izin vermez.

 

Hangi öğretmen hayat ve saadet vitaminleri ile yüklü adı geçen meyvelerle öğrencilerinin karşısına çıkmışsa ahlaklı, edebli ve terbiyeli bir neslin yetişmesine sebep olmuştur.

 

Öğretmen ne zaman bu meyvelerden mahrum bir şekilde öğrencisinin karşısına çıkmış bununla da kalmayıp zehirli oklarını yani ruhsuz ve maneviyatsız fikirlerini öğrencilere çevirmişse, öğrenciler, aldıkları zehirli ateist fikirlerle çıldırıp divane olmuşlar, askere, polise hatta anne ve babalarına yumruk, kurşun sıkmaya başlamışlar, anarşist ve terörist olup çıkmışlardır.

 

Büyük yazarlarımızdan biri itiraf ederek der ki: "Sokaklarda küfürbaz bir gençliğe rastlıyorsanız, şaşırmayınız: Talebelerimizdir." (8)

 

İyi bir nesil, iyi öğretmenlerle ancak elde edilir. Öyleyse iyi bir öğretmen kimdir ve özellikleri nedir? Şimdi onu görelim:

 

İYİ BİR ÖĞRETMENİN ÖZELLİKLERİ

 

Sahanın otoriteleri iyi bir öğretmen olmanın özelliklerini şöyle sıralamışlardır:

 

a) Ahlâkî açıdan iyi bir öğretmen:

 

1-Peygamber ahlaklıdır. Talebesine şefkatli davranır,

2- Resûl-i Ekrem'in yolunda ve usûlünde yürür,

3- Daima doğru yolu gösterir ve nasihatlerde bulunur,

4- Talebeye zekâsının müsait olduğu derecede ilim verir,

5- Daima kendini yeniler, çok okur, okuduklarıyla ve ilmiyle amel eder, bildiklerini yaşar, 

6-İlimden maksadın Allah’ın rızasını kazanmak olduğunu söyler. (9)

 

b) Meslekî açıdan iyi bir öğretmen:

 

1-İyi bir öğretmen, konu alanını çok iyi bilir ve bildiklerini öğrenciye etkili bir biçimde aktarır,

2-Öğrenciyi anlar, Onun ihtiyaç ve beklentilerine uygun eğitim ortamları düzenler,

3-Öğrenciyi çalışmaya karşı tahrik eder,

4-Öğrencilerin birbirinden farklı olduğunu kabul edip, her öğrenci ile imkân dahilinde ayrı ayrı ilgilenir,

5-Öğrenciye rehberlik yapar, sorunlarının farkında olur,

6-Elinden geldiğince yardım eder, öğrencisini ve öğretmeyi sever. (10)

7-Öğretirken öğrencinin kavrama gücünü göz önünde bulundurur.

8-Uyarılan bir insanın (motivasyon) uyarılmayana göre daha kolay öğrenebileceğinin farkındadır. Ancak bu uyarımın (motivasyon) ölçülü olmasına çok dikkat eder.

9-Ödüllendirme ile kontrol edilen öğrenmenin, genellikle ceza ile kontrol edilen öğrenmeye oranla daha etkin olacağını, öğrencinin içinden gelen uyarımın, dışarıdan empoze edilen uyarıma oranla daha etkili olacağını bilir.

10-Öğretimde esas başarıdır. Önemli olan, öğrencinin başarısızlığını başarıya dönüştürmektir. İyi bir öğretmen bunu yapar. Öğrencilerin, kendileri için gerçekçi olan amaçları tesbit hususunda onlara yardımcı olur. Ancak bu amaçlar, ne hemen ve az çaba ile erişilecek kadar kolay, ne de erişilmeyecek kadar güç olmamalıdır.

11-Öğrenmede geçmiş yaşantıların önemli bir yeri vardır. İyi bir öğretmen, geçmiş yaşantılardan örnekler anlatarak öğrencinin dikkatini uyanık tutar. Öğrencinin öğretime aktif olarak katılmasını, pasif alıcılığına tercih eder.

12-Alıştırmalara önem verir. Çünkü becerilerin iyi öğrenilmesinde tekrarlanan alıştırmaların yerini hiçbir şey tutamaz.

13-Öğrenci, öğrenme yaşantıları arasındaki ilişkileri bizzat bulur ve ilişkileri gerekli durumlara uygulama deneyimi kazanırsa öğrenim kolaylaşır. (11)

 

14-Öğretmen, okula ve ders meclisine yöneldiğinde maddî ve manevî temizlik yapar,  imkânları dahilinde kendine layık olan elbisenin en güzelini giyer.

15-Öğretmen, eğer din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni ise, ilmi yaymaya, açıklanması emredilen dînî hükümleri tebliğ etmeye, ilmi araştırmaya, doğruyu ortaya çıkarmaya, haktan yana olmaya niyet eder.

16-Öğretmen, öğrencilerin derse zamanında gelmelerini sağlamak için okula zamanında gelir, derse zamanında girer, derse giriş, çıkış saatlerine riayet eder. Çünkü fiil ve hareketlerinde bir düzeni olmayan bir öğretmen, öğrencilere bu alışkanlığı kazandıramaz. Bugünkü manada öğretmen trafik vs. problemleri de hesaba katarak dersin başlamasından en az yarım saat önce okulda bulunacak şekilde evden ayrılmalıdır. nöbetçi olduğu günlerde bir saat önce okulda olmalı ki, gerekli kontrolleri yapabilsin.

17-Öğretmen sınıfa girer ve öğrencilere selam vererek öğrencilerin ders esnasında rahatlıkla görebileceği bir yere edeplice oturur. Derste ağırbaşlı ve alçakgönüllü halini korur. Öğrencilerin karşısında  saygısızca ayak ayak üstüne atarak ve ayaklarını uzatarak oturmaz. (12)

18-Öğretmen, sınıfta bulunan öğrencilerin her problemi ile ilgilenmelidir. O kadar ki bir öğrencinin dersteki durgunluğu, neşesizliği, hareketsizliği öğretmeni harekete geçirmelidir. “Yok” yazmakla iş bitmez. Onun niçin okula gelmediğini, hasta olup olmadığını araştırmalı, gerekirse,  varsa telefon etmelidir. Öğrenci hakkında herhangi bir şekilde haber alamazsa bir elçi göndermeli veya bizzat öğrencinin evine gitmeli, durumu araştırmalıdır.

 

19-Öğretmen derste yoklama yapar, muntazam bir şekilde devam-devamsızlık kayıtlarını tutar.

20-Öğretmen, mümkün olduğu kadar şahsî, ailevî, meslekî problemlerini, üzüntülerini sınıfa yansıtmamalı, sinirli bir hava ile derse girmemelidir. Ders verirken sözlerine dikkat edip, sinirlerine hâkim olmalı ve öfkelenmemelidir. Ders esnasında elbette devamlı kürsüde kalmamalı, yeri geldiğinde sınıfta dolaşmalıdır. Ayrıca el-kol hareketleri, jest ve mimikleri, dersin anlatılmasında önemlidir. Fakat onun jest, mimik, el-kol hareketlerinde bir uyum ve denge olmalıdır. Bu itibarla el-kol hareketleri fazla olup dikkat çekmemeli, sadece sözün daha iyi anlaşılmasına yardım etmelidir. Öğretmen ayrıca derste öğrencilerin dikkatini zinde tutmak için yazı tahtası, harita, vs. gibi çeşitli eğitim araçlarından da faydalanmalıdır.

 

21-Öğretmen, derste güler yüzlü, tatlı dilli ve hareketli, yeri geldiğinde heyecanla ve kendini vererek ders anlatmalı; asık suratlı ve soğuk durmaktan sakınmalıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, derste aşırı şaka yapmaktan, yersiz gülmekten de uzak durmalıdır. Zira bunlar heybeti azalttığı gibi, otoriteyi de zayıflatır.

22-Öğretmen, dersi anlatmada insafla hareket etmeli, öğrenci suallerine yer ve değer vermeli, soran küçük bile olsa sesin geldiği tarafa yönelip, suâli sonuna kadar dinlemeli, onlara göz ucuyla bakmamalıdır.

23-Öğretmen, aşırı şekilde yorgun olduğunda ders vermeyeceği gibi, öğrencilerin de aşırı yorgun olduklarında ders vermemelidir.

24-Öğretmen, dersi uzatarak öğrencilere bıkkınlık da vermemelidir.

25-Öğretmen, derste gürültüye, yersiz ve lüzumsuz hareketlere de mânî olmalıdır. Zira hata, gürültünün altındadır.

27-Öğretmen, bir derste çeşitli konulara dalmayıp, derli toplu bir konu anlatmalı, biri öğrenilmeden diğerine geçmemelidir. Başka bir ifade ile ders, bir bütünlük içinde verilmelidir.

 

28-Öğretmen, suâl sorduğu öğrenciden istenilen cevabı alamayınca, onu mahcup etmemeli, yanlış bir cevap karşısında da arkadaşlarının alay etmesine fırsat vermemelidir. Herhangi bir başarısızlık karşısında onu arkadaşlarının huzurunda mahcup etmeyip “Daha sonra başarırsın, düzeltirsin, buna eminim” gibi sözlerle ona güven vermesi gerekir.

29-Öğretmenin acıyarak veya tahkir gayesiyle bir öğrenci için “Bu zavallıdır, adam olmaz” vs. demesi, onun cesaretini ve nefsine olan itimadını sarsmış olur. Bu tip bir öğretmen, öğrenci psikolojisini yeterince bilmiyor demektir. Halbuki o, mesleği icabı çocuk ve gençlik psikolojisini en iyi bilen kimse olmalıdır. (13) Yani eğitim ve öğretim psikolojiye dayanmalıdır.

30-Öğretmenler arasında “iyi”, “kötü”, “doğru”, “yanlış” gibi kavramlar arasında bir birlik bulunmalı; birinin “iyi” dediğine, bir diğeri “kötü” dememelidir. Denecek olursa, çocuk, nasıl hareket edeceğini şaşırır. Zihinsel yönden de çatışmalar içine girer. (14)

 

Öğretmenler gününüz hayırlı ve bereketli olsun. İçiniz, yuvanız, okulunuz, ülkeniz ve dünyanız huzur ve afiyetle dolsun.

 

DİPNOTLAR:

1-Bakara, 2/31

2-Rahman, 55/2; Alak, 96/5

3-Bkz. Bakara, 2 / 151

4-İbn Mace, Mukaddime, 17

5-Bkz. Karakaş, Vehbi, Hicazlı Sevgili ve Sana Öğle Hasretim ki adlı kitapları.

6-Müslim, İman, 147; İbn Mace, Dua, 10; Amet b. Hanbel, IV, 122

7-Bakara,  2 / 222

8-Peyami Safa, Objektif 2, s.353

9-bkz.Gazali, Muhammed Ebu Hamid, İhyau ulûmi’d-Din, I, s. 72-104, Temel Neşriyat, İst. 1985

10-bkz. A.e. s,11

11-Varış, Fatma, Eğitim Bilimine Giriş, s.14-15,  Alkım Kitapçılık

12-İbn Cemâ’a, a.g.e., 32; Ayrıca bkz: Tâlimatnâme, 76.

13-bkz. Bayraktar, M. Faruk, İslam Eğitiminde Öğretmen-Öğrenci Münasebetleri, s. 217-219

14bkz. Binbaşıoğlu, Cavit, Eğitime Giriş, s,127-129

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.