İlâhî, Sen ikrâm ve ihsân sahibisin ben ise hatâların sahibiyim, hatâlarımı af et!

İlâhî, Sen ikrâm ve ihsân sahibisin ben ise hatâların sahibiyim, hatâlarımı af et!

Bu sırada coşan deryanın ka'rından, sahil-i beyana bahâ takdir edilemeyen cevahir geliyordu

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin BARLA LAHİKASI eserinden bölümler.)

Bismillahirrahmanirrahim

Sözler hakkında Murad Efendinin fıkrasıdır.

Aziz dost,

Derya-yı maariften, semâ-yı irfâna İlâhî bir havayla coşup fışkıran ve semâ-yı irfandan zemin-i maarife İlâhî bir havayla inen bârân-ı mârifeti ve feyezân-ı hikmeti zeminle âsuman arasında seyre dalmıştım.

Bu sırada coşan deryanın ka'rından, sahil-i beyana bahâ takdir edilemeyen cevahir geliyordu. Bunlardan bir miktar olsun almaya iktidarım gelmiyor ve gelemiyordu. Yalnız görüp alabildiğim birşey varsa bedîin cilvesiyle bedîiyatın neşesiyle hayrettir.

Murad

***

Sabri'nin fıkrasıdır.

On dördüncü asrın elli ikinci sâline yetişip, ahkâm-ı kat'iyesiyle mü'mine beraat ve mücrime idâm-ı ebedî kararının infaz ve icrası gününe kadar, bâki kalacak olan kavânîn-i ezeliye-i Sübhâniyeyi, bilkülliye hedm ve imhâ etmek âmâl-i bâtıla ve efkâr-ı münafıkanesine kapılan ehl-i dalâlet, ilk hatvelerini atmak istedikleri sırada, keşf-i kablelvuku olarak, işbu çelik kal'a tâbir ettiğimiz, Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyânın müfessir ve mümessili olan Nur deryası, zahiren otuz üç adet, mânen otuz üç milyon elmas, inci ve mücevherat-ı mütenevvia ve müteaddideyi vücuda getirdikten sonra, asıl kal'anın bu teşkilât-ı nuraniye ve mühimme dairesinde tanzim ve tarsîni iktiza ettiği hengâmda, ednâ bir amele olarak, yüz bin defa haddimin fevkinde olan şu kudsî vazifeye, bu abd-i âciz de, tayin ve kabul edilmekliğimdeki tevfikat-ı Sübhâniyeye karşı, secdegâh-ı Rabbaniyede mütalâa ve riya olmasın, şu fâni vücudumu ârâmsız ifnâ etsem, o mukaddes vazife dairesinde, bir dakika müşerrefiyetime mukabil ubudiyet etmiş olamayacağımdan, اِلٰهِى اَنْتَ ذُو فَضْلٍ وَمَنٍّ وَاِنِّى ذُو خَطَايَا فَاعْفُ عَنِّىِ 1 kaside-i şerifesiyle arz-ı ubudiyet etmekle iktifa ettim.

Hulûsi-i Sâni Sabri

Dipnot-1: İlâhî, Sen ikrâm ve ihsân sahibisin; ben ise hatâların sahibiyim. Hatâlarımı af et!