İmam-Hatip 28 Şubat’ı yendi
Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Başkanı Gülen Aktaş, İmam-Hatip'lerin 28 Şubat'ı yendiğini söyledi
Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Başkanı Gülen Aktaş, İmam-Hatip'lerin 28 Şubat'ı yendiğini söyledi.
Taraf'tan Neşe Düzel'in yaptığı röportajdan ilgili bölümler:
İmam-Hatip liselerine giden öğrenci sayısı düşüyor mu peki?
Katsayının amacı İmam-Hatip liselerine gidişi azaltmak tabii. Katsayı uygulamasıyla birlikte İmam-Hatip’e giden öğrencilerin sayısı düşüyor ama diğer meslek okullarına giden öğrencilerin sayısı kadar da düşmüyor. Katsayı uygulamasının başladığı 1998 yılı ile 2004 yılı arasındaki dönemde, toplam öğrenci sayısı içinde lise öğrenimi görenlerin oranı yüzde 52,4’ten yüzde 63,5’e yükseldi. Meslek lisesine giden öğrencilerin oranı da yüzde 47’den yüzde 36’ya düştü. Ama şu var. Üniversiteye girişte, hakikaten istenen oluyor.
Tam olarak ne oluyor?
Teknik liselerin ve İmam-Hatiplerin üniversiteye öğrenci sokma başarısı, 1999’da katsayı uygulamasının başlamasıyla düştü. Öyle ki İmam-Hatiplerden üniversiteyi kazanma oranı 1998’de yüzde 11 iken, bu oran 2008’de yüzde 2,9’a geriledi. Ama ilginçtir, İmam-Hatiplerin üniversiteye öğrenci sokma başarısı sadece 2009’da arttı ve katsayıya rağmen İmam-Hatip’i bitirenlerin yüzde 12’si üniversiteye girdi. Bu çok ilginç!
Danıştay’ın “eşitlik” kaygısı ortadan kalktı, öyle mi?
Kalktı.
YÖK, niye katsayı uygulamasını başlattı?
Meslek eğitimini desteklemek, meslek eğitimi almış çocukların boşu boşuna üniversiteye gitmelerine engel olmak gibi resmî gerekçeler sunuluyor ama... Katsayı, aslında, İmam-Hatip liselerinin üniversitelere öğrenci sokmasını engellemek için alınmış bir karardır. İmam-Hatip liselilerin doktor, yargıç, kaymakam, vali olmaları istenmiyor. Onlara, “madem İmam-Hatip’e gittiniz, imam olun” deniyor.
Danıştay hukuku çiğniyor mu?
İnsanların vicdanını çiğnediği muhakkak. Danıştay’ın katsayının devamıyla ilgili olarak ortaya koyduğu gerekçe insanın vicdanına sığmıyor. Hukuk vicdana uygun olmalıdır.
Danıştay’ın kararı keyfî bir karar mı?
Çok ideolojik bir karar bu. Ama zaten Türkiye’de uygulanan eğitim sistemi de hep ideolojiktir. YÖK baştan beri ideolojikti. Siyaset sıkıştıkça YÖK’ün ideolojik müdahaleleri arttı. YÖK sistemi hem çok keyfi, hem de çok yanlış bir sistem. Çünkü YÖK çok müdahaleci bir sistem.
Amacı ne bu sistemin?
YÖK’le amaçlanan müdahaleci bir sistemdir. Böyle merkeziyetçi sistemler, katsayı gibi ideolojik ve keyfî uygulamalar yaratırlar. Bu merkeziyetçi üniversite sisteminden kurtulmak, YÖK’ten kurtulmakla olur. Ülkede eğitimi ve üniversiteleri böylesine katı bir biçimde yapılandıran bu sistemden vazgeçmek şart. Çünkü siyaset rüzgârı hangi yönden eserse essin, YÖK müdahalecidir. Amacı da üniversiteleri standardize etmek ve büyük ölçüde kendisinin belirlediği müfredatla öğrencileri belli bir formasyona göre yetiştirmektir.
Meslek lisesi mezunları açıkça bir haksızlığa uğramıyor mu?
Çok büyük haksızlığa uğradılar. Önce üniversiteye heveslendirildiler. Sonra bu hevesleri ve ümitleri ellerinden alındı. Şimdi büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. Üstelik bu hayal kırıklığı bedava da değil. Katsayı kalkacak diye üniversiteye hazırlama kurslarına gittiler, paralar harcadılar. Katsayı kalkmayınca ya da değiştirilmeyince, bu çocuklar hem psikolojik olarak hem de maddi olarak yıkıldılar. Zira meslek liselerine orta ve alt sınıfların çocukları gidiyor. Onlar için kurs paraları çok önemli...
Eğer meslek lisesi mezunlarının üniversiteye girmesine engel olmak istiyorlarsa, neden “meslek lisesi mezunları üniversiteye giremez” diye bir yasa koyup, çocukların daha baştan bunu bilerek eğitim hayatlarını düzenlemelerini sağlamıyoruz?
Ben de aynı fikirdeyim. Ama sistem, meslek lisesi öğrencilerine haklarını vermeyip, veriyormuş gibi görünmek istiyor. Zaten bu yüzden böyle karmaşık bir sistem tercih ediliyor.