İngilizlerin kırmızı çantası da Gladstone'nin eseri

İngilizlerin kırmızı çantası da Gladstone'nin eseri

Müslümanları Kur’ân’dan soğutmalıyız diyen kişi, Bediüzzaman'ın hayatında fırtınalar koparmıştı

Ahmet Bilgi'nin haberi:

RİSALEHABER-İngiltere'de savaş anlamında yorumlanan 'kırmızı çanta'nın altında da Gladstone çıktı. Kur'an'a olan düşmanlığı ile bilinen Gladstone, Bediüzzaman Hazretlerinin hayatında da önemli bir yer teşkil ediyor.

Önce "Kırmızı Çanta"nın hikayesi. Haber 7'de yer alan haber şöyle:

İngiltere Başbakanı David Cameron Ulusal Güvenlik toplantısına 'kırmızı çanta' ile katılınca yorumlar 'Ortadoğu'da savaş kapıda' şeklinde oldu.
 
Peki bu çantanın bu kadar önemli olmasının altında ne var? İngiltere tarihi boyunca başbakanlar savaş öncesi kritik kararların alındığı toplantılara hep bu çantayla katıldı.
 
Bu çantayı Irak savaşı öncesinde 2003 yılındaki İngiltere Başbakanı Tony Blair'in elinde görmüştük. 1991'de Körfez Savaşı öncesi Başbakan John Major de bu çantayı taşımıştı. Falkland savaşı öncesi Margaret Thatcher da aynı çantayı kullanmıştı.

OSMANLI'YI PARÇALAMA PROJESİNDE GÖRÜLDÜ

İngilizlerde kırmızı çanta taşıma ekolü Büyük İhtiyar olarak adlandırılan başbakan William Ewart Gladstone döneminde başladı. Gladstone'u Osmanlı'da tanıtan en büyük etmen onun büyük bir Kur'an ve Türk düşmanı oluşuydu. Öyle ki bir konuşmasında ‘Kuran-ı Kerim olmasaydı Avrupa’da barış sağlanırdı’ bile demişti.
 
Osmanlı'nın artık dağılma ve çöküş yıllarına girdiği ve İngiltere'nin Ortadoğu'daki gücünü sağlamlaştırmaya ve planlarını devreye koyduğu yıllarda Gladstone'un kırmızı çantası o toplantılarda görülmüştü. 1853 yılındaki Osmanlı Rusya arasındaki Kırım Savaşı'nda İngilizler Türkleri destekleyerek olumlu bir hava sağlanmıştı. Oysa ki amaç Rusların gücünü kırararak İngiltere'nin Osmanlı ve Ortadoğu'daki hakimiyeti sağlamaktı.
 
Nitekim savaş sonrası Berlin Anlaşması ile Osmanlı tarihin en büyük toprak kayıplarını yaşadı ve parçalanma süreci hızla geldi.

Gladstone'un meşhur sözleri
 
-Türkler insanlığın insan olmayan numuneleridir. Medeniyetimizin bekası için onları Asya steplerine geri sürmeli veya Anadolu'da yok etmeliyiz.
-İttihat ve Terakki üyelerinden Ahmet İhsan Matbuat Hatıralarım adlı eserinde Gladstone'dan şöyle söz eder: "Meşhur Gladstone (İngiliz başbakanı) İngiliz parlamentosunda eline Kuran'ı alıp: 'Türkler bu kitapla yürüdükçe medeniyete muzırdır (zararlıdır)' demişti. (Haber 7)

BEDİÜZZAMAN'IN TEPKİSİ

Gladstone, Nur talebelerinin yakından tanıdığı bir isim. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin hayatının yer aldığı Tarihçe-i Hayat adlı eserde isim verilmeden "Müstemlekât Nâzırı" olarak geçmektedir. Söz konusu nazırın Gladstone olduğu yönünde kuvvetli yorumlar bulunmaktadır.

İşte Tarihçe-i Hayat'ta geçen o bölüm:

Bediüzzaman, Van’da bulunduğu zamanlarda, Vali Tahir Paşa ile bazı gazetelerden havadis okurdu. Bilhassa İslâmiyeti alâkadar eden hususlara dikkat ederdi. Van’daki ikameti esnasında, âlem-i İslâmın vaziyetini bir derece öğrenmiş bulunuyordu. Birgün Tahir Paşa bir gazetede şu müthiş haberi ona göstermişti. Haber şu idi:

İngiliz Meclis-i Meb’usan'ında Müstemlekât Nâzırı, elinde Kur’ân-ı Kerîm'i göstererek söylediği bir nutukta,

“Bu Kur’ân İslâmların elinde bulundukça biz onlara hâkim olamayız. Ne yapıp yapmalıyız, bu Kur’ân’ı onların elinden kaldırmalıyız; yahut Müslümanları Kur’ân’dan soğutmalıyız” diye hitabede bulunmuş.

İşte bu müthiş haber, onda târifin fevkinde bir tesir uyandırmıştı. İstidadı şimşek gibi alevli, duyguları ve bütün letâifi uyanık ve ilim, irfan, ihlâs, cesaret ve şecaat gibi harika inayet ve seciyelere mazhar olan Bediüzzaman’ın, bu havadis üzerine, “Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez mânevî bir güneş hükmünde olduğunu, ben dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğim” diye kuvvetli bir niyet ruhunda uyanır ve bu saikle çalışır.