İnsan, bütün mevcudatın lisanlarıyla Esmâ-i Hüsnânın delillerini fehmeder
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
İ’lem eyyühe’l-aziz!
İnsanı fıtraten bütün hayvanlara tefevvuk ettiren câmiiyetinin meziyetlerinden biri, zevilhayatın Vâhibü’l-Hayata olan tahiyye ve tesbihlerini fehmetmektir. Yani, insan kendi kelâmını fehmettiği gibi, iman kulağıyla zevilhayatın da, belki cemâdâtın da bütün tesbihlerini fehmeder. Demek, herşey sağır adam gibi yalnız kendi kelâmını anlar. İnsan ise, bütün mevcudatın lisanlarıyla tekellüm ettikleri Esmâ-i Hüsnânın delillerini fehmeder. Binaenaleyh, herşeyin kıymeti kendisine göre cüz’îdir. İnsanın kıymeti ise küllîdir. Demek bir insan, bir fert iken, bir nevi gibi olur. وَاللهُ اَعْلَمُ بِالصَّوَابِ
İ’lem eyyühe’l-aziz!
Zâhir ile bâtın arasında müşabehet varsa da, hakikate bakılırsa aralarında büyük uzaklık vardır.
Meselâ, âmiyâne olan tevhid-i zâhirî, hiçbirşeyi Allah’ın gayrısına isnad etmemekten ibarettir. Böyle bir nefiy sehil ve basittir. Ehl-i hakikatin hakikî tevhidleri ise, herşeyi Cenâb-ı Hakka isnad etmekle beraber, herşeyin üstünde bulunan mührünü, sikkesini görüp okumaktan ibarettir. Bu huzuru ispat, gafleti nefyeder.
Bediüzzaman Said Nursi
Mesnevi-i Nuriye