İnsanın kendisi için yapmadığı tek ibadet

İnsanın kendisi için yapmadığı tek ibadet

Nice oruçlunun kendisine kalan yalnız açlıktır...

Prof. Dr. Abdulhakim Yüce'nin yazısı

Oruç bize Allah'ı hatırlatır. Oruç, kalbimizi kötülüklerden temizler. Peygamberimiz (sas) "Oruç (koruyucu) bir kalkandır. Oruç günü olunca kimse kötü söz söylemesin, bağırıp çağırmasın, cahilce davranmasın. Birisi sataşır veya bulaşırsa, 'Ben oruçluyum, ben oruç tutmaktayım!' desin." buyuruyor.

Oruç, bize daima Allah'ı hatırlatır, sorumluluk duygusunu geliştirir. Kalbimizi kötü duygu ve düşüncelerden temizler, başkalarına fenalık yapmaktan korur. Oruç, bize en güzel ahlâkî davranışları kazandırarak adeta melekleştirir. Efendimiz (sas) bir kutsî hadîste, Allah'ın şöyle buyurduğunu bize bildiriyor: "İnsanoğlunun her amel ve ibâdeti kendisi içindir, yalnız oruç müstesna; çünkü o, benim içindir, onun özel ödülünü de ben vereceğim. Oruç (koruyucu) bir kalkandır. Oruç günü olunca kimse kötü söz söylemesin, bağırıp çağırmasın, cahilce davranmasın. Birisi sataşır veya bulaşırsa, "Ben oruçluyum, ben oruç tutmaktayım!" desin. (Buharî, Savm, 2)

Bu ve benzeri hadîslerle orucun amacı göz önüne alındığında kâmil bir orucun, yalnızca yeme içme ve cinsel teması terk etmekten ibaret olmadığı, oruç tutan mü'minin her an Allah'ın huzurunda olduğunun şuuru içinde bulunması gerektiği, her zaman ayıp ve günah olan davranışlardan, oruçlu iken daha çok, daha titizlikle uzak kalmanın kaçınılmaz olduğu, orucun insanı âdeta melekleşmeye doğru götürmesi icap ettiği ortaya çıkmaktadır. Buna 'oruçlunun ahlâkı' demek mümkündür. Bu yönüyle oruç iyi bir ahlâk eğitimi aracı olabilmektedir.

Bir başka hadîste "Nice oruçlu vardır ki, orucundan kendisinde kalan yalnızca açlıktır, nice gece boyu namaz kılan vardır ki, namazından yanına kalan sadece uykusuzluktur." (İbn Mace, Sıyam, 21) buyruluyor. Öyle ise bütün ibadetler gibi orucun da maddî ve manevî güzel sonuçları vardır. Bunları gerçekleştirmeyen bir oruç, sadece aç ve mahrum bırakır. Bu böyle olmakla beraber, orucun mânâ ve hikmetini kendinde gerçekleştiremeyen, üzerinde bunları göremediğini düşünen insanların orucu terk etmeleri gerekmez, çünkü her ava çıkan av yapamazsa da, ava çıkmayı terk edip evinde oturanın av yapma ihtimâli hiç yoktur. Sonuç ne olursa olsun oruç tutmak, ancak bu ibadeti yaparken şekil yanında öze de yönelmek, orucun maddî ve manevî bereketini elde etmeye çalışmak, özellikle oruç ahlâkına sahip olmak için çaba göstermek tercih edilecek en doğru yoldur. Bu arada harama bakmaya istekli, haram işlemeye meyilli arzular oruçla azaltıldığı gibi oruç, mü'minin duygu ve düşüncelerini inceltir, yardım duygularını artırır, şefkat ve merhamet ahlâkını da geliştirir.

Oruçla nimete şükür artar

Mü'min oruçla beraber nimetlere sahip olmanın kıymetini daha iyi anlar, nimet verene şükrünü artırır. Allah'ın verdiği nimetleri diğer kullarla paylaşmayı öğrenir. Yani merhamet ve yardım duygularını geliştirir. Hayatında açlık nedir bilmeyen varlıklı bir kimse, yoksulların çektiği açlık ve sıkıntıyı gereği gibi anlayamaz. Oruç tutan kişi ise açlığın ne olduğunu daha iyi anlar.

Zaman