Irak Meclis eski Başkanı Prof. Abdülhamid'den Nur talebelerine Bediüzzaman uyarısı

Irak Meclis eski Başkanı Prof. Abdülhamid'den Nur talebelerine Bediüzzaman uyarısı

"Sözümü bitirmeden şunları ifade etmek isterim: Ey nur talebeleri...

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı'nda “Kur’an ve Sünnetin Tebliğinde Yeni Metodlar” konulu bir toplantı düzenlendi. Toplantıya İİKV Mütevelli Heyeti Başkanı Said Yüce, Risale-i Nur Arapça Mütercimi İhsan Kasım Salihi, Irak Meclis eski Başkanı Prof. Dr. Muhsin Abdülhamid, Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç, Prof. Dr. İshak Özgel, Prof. Dr. İsmail Hacınebioğlu, Hattat Muhsin Demirel ve Av. Safa Mürsel katıldı.

Oturumun açılış konuşmasını İİKV Mütevelli Heyeti Başkanı Said Yüce gerçekleştirdi. Yüce, "İstanbul İlim ve Kültür Vakfı olarak dünyanın dört bir yanından irtibatlarımız ve faaliyetlerimizi devam etiriyoruz. Ortak derdimiz her zaman Kur'an ve sünnet tebliğinde kullanılan dil ve metotların eksik oluşudur. Biz de bu asrın anlayışına uygun tebliğ metodunu ve dili bulabilmek adına bu toplantıyı gerçekleştiriyoruz” dedi.

BU ASIRDA KUR'AN VE SÜNNET TEBLİĞİNDE EN ETKİN DİL BEDİÜZZAMAN'IN METODUDUR

Irak Meclis eski Başkanı Prof. Dr. Muhsin Abdulhamid, konuşmasına “Bence bu asırda Kur'an ve sünnet tebliğinde en etkin dil Bediüzzaman Said Nursi’nin metodudur çünkü onun metodu ve dili, akla ve ilme, mantıka dayalıdır. Muhatabı ise tüm insanlıktır” cümleleriyle başladı.

Bu kanaate Risale-i Nur'un Arapça'ya tam tercüme edilip hepsini okuduğunda vardığını ve Bediüzzaman hakkında bir kitap yazmak istediğini hatırlatan Abdülhamid, “Modern Asrın Mütekellimi” isimli kitabında islami cemaatleri ve Bediüzzaman'ın en önemli farkını nasıl anlattığını şöyle açıkladı:

“Bediüzzaman hazretleri, toplumun iman kültürü ile yetiştirilmesini üç kanata bina etmektedir. Diğer cemaatler ilk ikisini başarmış ama üçüncüsünü tam yapamadılar. Bu nedenle son 100 senedir yapılan tebliğin neticeleri hiç iyi değil.

Bu üç kanat ise:

Birincisi: Bediüzzaman Said Nursi, kendi talebeleri arasına partizanlık olmadan muhabbet ve uhuvvet tohumlarını ekmiştir ve aralarındaki bağı bu şekilde inşa etmiştir. Onun mesleğinden ve yolundan gidenler bu emanete sahip çıkmalı ve toplumda bu tohumun ekilmesine çalışmalıdır.

İkincisi: İslam'ı şümullü anlatması. Yani İslam'ı hayatın bir parçası değil belki İslam'ın kendisini bir hayat olarak anlatmasıdır.

Üçüncü: Bu ilk iki maddeyi uygulamasıdır. Diğer cemaatler tepeden aşağı yolunu seçerek hep güç merkezleri ile çatışma halinde olmuşlar, Bediüzzaman ise ilk önce ümmetin baştan inşasına en alttan başlamıştır.

“Mesela Bediüzzaman hazretleri siyaseti terk etti, lanetledi deniliyor. Aslında o menfi ve şerre sürükleyici kabiliyeti olan siyaseti kastetmiştir. Aksine Bediüzzaman hazretleri müsbet ve insanlara hizmet etmeyi hedefleyen siyaseti hayatı boyunca uygulamıştır.”

iikv.jpeg

İSLAM DÜNYASININ EN BÜYÜK SORUNU

Aynı toplantıda konuşan Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç, “Her medeniyet ilimle devam etmiştir ve ne yazik ki İslam dünyasının en büyük sorunu ilim ile amel etmeyi terk etmemizdir” derken, Prof. Dr. İsmail Hacınebioğlu, “Bence metod ve dil konusunda elimizde kaynak mevcut, bu kaynağın Kur’an’da ve sünnete olduğunu biliyoruz. Bunu söylemekle yetinmeyip orda mevcut olan bilgileri nasıl çıkaracağımıza bakmalıyız” ifadelerini kullandı.

EY NUR TALEBELERİ, ÜSTADINIZIN EMANETİNE SAHİP ÇIKIN

Toplantının sonunda bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Muhsin Abdulhamid sözlerini şöyle tamamladı:

“İlim ve kültür meselesini Bediüzzaman hazretleri çözmüştür. Bediüzzaman Kur'an'ı derin anladığı için ve Peygamberimizin (asm) marifetine ulaştığı için Kur'an ve sünnetin ilim ve kültür konusunda ve insanı rızayı ilahiye uygun halifeliğin gerçekleştirmesinde Kur'an ve sünnete metod kaynağı olarak bakmasıdır. Yol haritası ve metodları ise her asra yeni bir tarz çıkartmalıdır.

"Sözümü bitirmeden şunları ifade etmek isterim: Ey nur talebeleri, üstadınızın kıymetini bilin, emanetine sahip çıkın, 10 veya 20 sene içinde üstadımız Dünya'nın üstadı olacaktır. Ben 50 yıldır tüm islami ilimleri üniversitede okutuyorum. Buna rağmen, gurur duyarak şunu diyorum ki benim üstadım Bediüzzaman Said Nursi'dir.”

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
7 Yorum