İş Bankası tartışmaları da Ayasofya'yı gündeme getirdi
Atatürk tarafından CHP'ye miras kalan Türkiye İş Bankası hisselerinin Hazine’ye devri için başlatılan çalışma Ayasofya'yı da gündeme getirdi
Ahmet Bilgi-RİSALEHABER
Hisse devrine karşı çıkanların en büyük eleştirisi Atatürk'ün bu konuda vasiyeti olduğu bu nedenle değiştirilemeyeceği yönünde.
Karşı çıkanlar: Atatürk'ün vasiyeti var!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Atatürk'ün vasiyeti hiç kimsenin dokunmadığı, saygı duyduğu Atatürk'ün iradesidir" ifadesini kullanırken, gazeteci İsmail Saymaz da, "Atatürk’ün mirası ortadayken, hukukun etrafından dolanamazsınız. Bugün miras hukukuna müdahale ederseniz, yarın mülkiyet hakkına, konut dokunulmazlığına varır iş... Önünü alamazsınız" şeklinde tepki gösteriyor.
Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya mirası ve vasiyeti 1934'te çiğnendi
Bu savunmalara karşı da Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya vasiyetinin 1934'te Atatürk tarafından nasıl çiğnendiği hatırlatılıyor.
1453'te İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya'yı camiye çevirmiş Cuma namazı ile ibadete açmıştı.
Başına gelecekleri hissetmiş gibi vasiyet yazdıran Sultan Fatih'in açık beyanı ve bedduasına rağmen Ayasofya 1934'te müzeye çevrildi.
Fatih'in vasiyeti Ayasofya, 86 yıldır cami olarak açılmayı bekliyor.
İŞTE FATİH'İN AYASOFYA BEDDUASI
"Allah’ın yarattıklarından Allah’a ve O’nun rü’yetine iman eden, Ahirete ve onun heybetine inanan hiçbir kimse için, sultan olsun melik olsun, vezir olsun bey olsun, şevket ve kudret sahibi biri olsun hâkim veya mütegallib (zâlim ve diktatör) olsun, özellik-le zâlim ve diktatör idareciler tarafından tayin olunan, fâsid bir tahakküm ve bâtıl bir nezâret ile vakıflara nâzır ve mütevelli olanlar olsun ve kısaca insanlardan hiçbir kimse için, bu vakıfları eksiltmek, bozmak, değiştirmek, tağyir ve tebdil eylemek, vakfı ihmal edip kendi haline bırakmak ve fonksiyonlarını ortadan kaldırmak, ASLA HELAL DEĞİLDİR.
Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen bâtıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksa-dından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikame eylemek (temel müesseseler-den birinden taviz vermek) ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse; veya şer’-i şerife aykırı olarak vakıfda tasarruf etmeye azm eylerse, mesela şeri’ata ve vak-fiyeye aykırı ferman, berat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi ya-hut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey taleb ederse, kısaca bâtıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, AÇIKÇA BÜYÜK BİR HARAMI İŞLEMİŞ OLUR, GÜNAHI GEREKTİREN BİR Fİİ-Lİ İRTİKÂB EYLEMİŞ OLUR. ALLAH’IN, MELEKLERİN VE BÜTÜN İNSANLARIN LA’NETİ ÜZERLERİNE OLSUN
“Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebeddiyyen merhamet olunmasın. Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse, vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve herşeyi bilir.
Haksız bir şekilde bu vakıflara tağyir, ibdâl, tahrif ve ibtal şeklinde müdahele ve tecavüz eyleyen insan, ölümle karşılaştığı anı, sekerât-ı mevti, kabri müşahede ettiğini ve onun karanlığını, tabutu ve onun içindeki yalnızlık ve vahşeti, Münker meleğini ve hey-betini, Nekir meleğini ve onun dehşetli darbelerini, Münker ile Nekir’in sorgulmalarındaki dehşeti, bütün insanların Âlemlerin Rabbinin huzuruna çıktıkları günde Allah’ın huzuruna çıkacağını, o gün hiçbir nefsin bir diğer nefis için hiçbir şeye malik olamaya-cağını ve o gün her şeyin dizgininin Allah’a ait bulunacağını hatırlasın.
Kim Allah’ın Kitabına ve Resülüllah’ın Sünnetine muhâlefet ederse, Allah ve Resü-lünün haram kıldığını helalleştirmeye çalışırsa, müslüman kardeşinin vakıflarını bozmaya, hayırlarını tahrib etmeye ve hasenâtını iptal eylemeye gayret gösterirse ve mü’minin hayır müesseselerini fonksiyonsuz hale getirmeye taarruz ederse, artık Allah’ın gadabı ile dönmüş olur; son durağı ve oturağı Cehennemdir; cehennem ne kötü bir varılacak yerdir; Allah onun hesaba çekicisi, azabın en azgın olanlarıyla azaplandırıcısı ve ikabın kanunlarıyla cezasını vericisidir. “O gün zâlimlere ileri sürecekleri mazeretleri fayda vermeyecektir; onlar için sadece la’net vardır; onların varacakları cehennem ne kötü bir menzildir.”
“O gün her nefis kazandığı günahlar sebebiyle rezil ü rüsvay olacaktır; o gün zulüm yoktur; şüphesiz Allah hesabı çok hızlı yapandır.”
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.