İşârâtü'l-İ'câz'ın Türkçe'ye tercümesine vesile olan İmam Hatipli
Abdülmecid Efendi İşârâtü'l İ'caz'ı tercüme ettikçe formalar, Isparta’ya Rüştü Çakın ağabeye benim ismimle gönderilirdi
Ahmed Gümüş, 1937 Konya/Ermenek doğumludur, Zübeyir Gündüzalp ağabeyin hemşerisidir.
1952 senesinde daha henüz 15 yaşında iken Risale-i Nur’u Konya’da tanır. Nurların ve müellifi Bediüzzaman hazretlerinin cazibesi, cevval fıtratlı Ahmed Gümüş’ü bir anda kuşatıverir. Çocuk yaşında iman hizmetinin içinde bulur kendini. Kur’an'ın tefsiri Risale-i Nur okuduğu için, imam hatip okullarında başına gelmedik kalmaz...
Konya’da Abdülmecid Ünlükul, Isparta’da Üstad Bediüzzaman Said Nursi, Isparta ve İstanbul’da Zübeyir Gündüzalp ile çok beraberlikleri olur.
12 Ağustos 2012 tarihinde vefat eden Ahmet ağabeyi rahmetle anıyoruz. Ahmet Ağabey, hatıralarını Ömer Özcan'ın Ağabeyler Anlatıyor-7 kitabında anlatmıştı:
İŞÂRÂTÜ'L-İ'CAZ'IN TERCÜME EDİLMESİNE VESİLE OLDUM
Konya’da bir gün yorgancı Hacı Mehmet Parlayan'ın dükkânındayım. Söz İşârâtü'l İ'caz'dan açıldı. Hacı Mehmed, İşârâtü'l İ'caz'ın at üstünde, avcı hattında şehit ruhuyla yazıldığını anlattı. Arapçadan tercüme edilmesini de Üstad’ın kardeşi Abdülmecid efendiden başka kimsenin gücünün yetişemeyeceğini söyledi.
BEDİÜZZAMAN: DEMEK İMAM HATİP OKULU TALEBELERİNİN İHTİYACI VAR
Abdülmecid efendiye gittim, “Tercüme etsek olur mu?” dedim. “Olur” dedi. Ben de Zübeyir ağabeye, “Mesnevî-i Nûriye ile İşârâtü'l-İ'caz'ı Abdülmecid efendinin tercüme etmesine Üstad’ımız müsaade eder mi?” diye yazdım. Üstad Hazretleri, “Demek İmam Hatip Okulu talebelerinin ihtiyacı var...” demiş ve kabul etmiş. Bunun üzerine Zübeyir Ağabey Abdülmecid efendiye bir mektup yazıyor, mektubu Abdülmecid Efendiye ben getirdim. Abdülmecid Efendi mektubu evvela kendisi okudu, sonra bana okudu; “Nur-u aynım, bana hayat kazandırdın; boştum, işsizdim. Hazret bana hizmet verdi. Buna sen sebep oldun” dedi ve gözlerimden öptü.
İŞÂRÂTÜ'L İ'CAZ 1955 SENESİNDE TERCÜME EDİLMİŞ OLDU
Abdülmecid Efendi İşârâtü'l İ'caz'ı tercüme ettikçe formalar, Isparta’ya Rüştü Çakın ağabeye benim ismimle gönderilirdi. O sırada Abdülmecid Efendi ile Hz. Üstad arasındaki mektuplaşma usulü şöyleydi; mektuplar önce Konya’ya Hacı Mehmet Parlayan'ın dükkânına geliyor, ben de onları alıp Abdülmecid efendiye götürüyordum. Konya’dan da Rüşdü Çakın ağabeye gönderilirdi mektuplar. Oradan Üstad’a verilirdi. Böylece İşârâtü'l İ'caz 1955 senesinde tercüme edilmiş oldu.
Bediüzzaman hazretlerinin kardeşi Abdülmecid Ünlükul tarafından 1955 yılında Konya’da Arapçadan Türkçeye tercüme edilen İşârâtü'l İ’caz, Hz. Üstad’ın tashihinden sonra, Hüsrev Ağabey tarafından 1956 senesinde Osmanlıca Türkçesi olarak yazılmış ve büyük boy olarak teksir edilip, ciltlenmiştir.
1959 yılında ise, yine Üstad Hazretleri hayatta iken, Ankara Doğuş matbaasında yeni harflerle Atıf Ural, Said Özdemir ve Dr. Tahsin Tola tarafından tab ettirilmiştir. Bu isimler kitabın iç sayfa kapağında yazılmıştır. Kitabın sonunda da bu üç isme Bediüzzaman hazretlerinin hususi duası bulunmaktadır.
(Sağdan; M. Ali Zeybek, A. Emin Sağbaş, Ali Zeybek, Ahmed Gümüş, Salim Zeybek, Ali Yılmaz. Isparta İmam Hatip Okulu talebeleri 6 Şubat 1961)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.