Hüseyin ÖZTÜRK
İslam İnanç İlmihali
“İman edip de imanlarına şirk zulmünü bulaştırmayanlara gelince; işte güven onların hakkıdır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır.” En’am Suresi: 6/8
Bu haftaki kitabımız; Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları arasında çıkan, “Kur’an’ın Ve Kâinatın Dilinden İman Esasları” üst başlığıyla “İslam İnanç İlmihali” ismini taşıyor.
Yazarı ise ömür sermayesinin önemli bir kısmını; “İnanç, İman ve Ahlak” üçgeninde geçirmiş ve harika eserler vermiş olan Ümit Şimşek.
İman denilince akla gelen şey, sağlıklı bilginin yanı sıra yaşanan, solunan, zevk edilen bir hayat olmalıdır.
Kur’an-ı Kerim’in ve Hadisi Şerifin bize öğrettiği iman, aynen böyle bir hayattır. Allah’ın kelamından ve onu getiren Peygamber Efendimiz’den dersini alan mü’min, hayatının her aşamasında kendisini Rabbinin huzurunda ve meleklerden dostlarla kuşatılmış bir halde bilir.
Kur’an’ın daha ilk satırında bize âlemlerin Rabbini “Rahmet” sıfatıyla tanıtmaya başlaması ve bu sıfatları bütün surelerin başında tekrar tekrar hatırlatması, son derece dikkat çekicidir.
Surelerin iniş sırasına göre incelendiğinde ise, ilk olarak inen ayetlerin, Peygamberimiz (s.a.v.)’in şahsında bize hitap ederken, Allah’tan “Senin Rabbin” şeklinde söz ettiği görülecektir.
Her iki tespit de gösteriyor ki, etkili bir iman dersi, insanı doğrudan doğruya Rabbine muhatap etmek ve O’nun sonsuz rahmetiyle tanıştırmakla işe başlamalıdır.
Diğer yandan, içinde yaşadığımız kâinat da Kur’an-ı Kerim’in sık sık atıfta bulunduğu ibret levhalarını bize sunmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’in irşadına kulak veren bir insan, kendisini Rabbinin ayetleriyle dolu bir âlemde bulacak ve nereye adımını atsa, orada imanına kuvvet katan ve bir iman neşesini bütün sıcaklığıyla yaşamasını sağlayan delillerle karşılaşacaktır.
Sağlam bir inancın esaslarını öğrenmek kadar o inancı çeşitli yönlerden gelecek tehlikeler karşısında koruyabilmek de önemlidir. Bu tehlikeler ise zamanlara ve toplumlara göre değişiklik gösterebilirler.
İnsanın bu dünyadan sağlam bir imanla ayrılmaktan daha büyük bir meselesi yoktur. Dünyanın bütün servetleri, saltanatları, kavgaları, savaşları; bu meselenin yanında bir hiç mesabesinde kalır.
Onun için ebedi hayatını esenlikte görmek isteyen herkes, imanını ciddiye almalı, hatta dünyadaki her şeyden daha öne almalı, Kur’an-ı Kerim’in ve onu getiren Peygamber (s.a.v.)’in bize öğrettiği şekilde sapasağlam bir imanı tahkiki bir surette elde etmek ve son nefese kadar korumak için çalışmalıdır. Zira Kur’an-ı Kerim’in müjdesi böyle kullar içindir.
Bu kitapta, zamanımızın başlıca problemlerini teşkil eden bilim dünyasındaki inançsızlık akımları, reenkarnasyon, burçlar gibi konulara da gereği kadar temas edilmiş ve bunlar Kur’an-ı Kerim’in ve Hadisi Şeriflerin ışığında değerlendirilerek net sonuçlar okuyucuya sunulmuştur.
Yeni Akit
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.