Risale-i Nur'a karşı aşağılık kompleksine nereden kapıldığı bilinmeyen yazar İsmail Halis, saygısızca ifadeler kullandı.

Halis, milyonlarca kişinin imanının kurtulmasına vesile olan Risale-i Nur hakkında boyundan büyük cümleler kurdu.

Kendisinin "Türk" olduğunu özellikle vurgulayan Halis'in ırkçılık hastalığıyla debelendiği görüldü.

DİYANET'İN ASA-YI MUSA ADIMI ÇILDIRTTI

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Risale-i Nur külliyatından Asa-yı Musa kitabının satışa çıktığı haberini alıntılayan Halis'e buradan bir çağrıda bulunmak istiyoruz:

Hodri meydan! Elinden geleni ardına koyma! İsmet Özel ve bilimum önderlerini topla. Ağababalarınızın yapamadığını yapın. Risale-i Nur'u ortadan kaldırmak için çalışın!

HALİS'İN SEVİYESİZ SÖZLERİ

Üstüme vazife olmayan bu konuda haddimi de aşarak fakat bir okur, bir müslüman, bir Türk olarak kanaatimi - hatta mesuliyetimi paylaşmak isterim.

Fetullahçı terörünün tüm sürecinden bağımlı ve bağımsız olarak; Risale külliyatının devasa bir "boncuk oyunu" olduğu kanaatindeyim.

Ne demek. Şu demek. Modern zaman müslümanlarının bugününe tek 1 lahza ve zerre faidesi olmayan büyük bir bulut hâlesidir Risale.

Risale'nin inşa ettiği tek bir öncü, kurucu, yıkıcı, ihya ve inşa edici figür - insan - portre - model bulamazsınız.

Bu büyük duygu ve dil balonunu, zihin kitaplığından, "Türkiye - Müslümanlık - İslamcılık" literatüründen çıkarmalıyız.

Bu, mugalata labirentinin yıvış - iddiasız - meselesiz - kendine sığınan, analog bir makine insan üretimi dışında tek faydası olmadı Türkiye'ye. Olamaz da zaten.

"Sen o baygın sevgilerin adamı değilsin" diyen İsmet Özel'e selam olsun.

Her şeyin sonrasında Bu baygın senfoni bitsin - bitmeli artık.

GELEN TEPKİLER

İsmail Halis'e verilen tepkilerden bazıları şöyle:

Mehmet Ali Büyükkara: Ülkenin en çorak zamanında büyük 1 iman hamlesi başlatan, bunun bedelini de ne şekillerde ödediği herkese malum olan, bir alim ve dava adamına karşı hadsizliğin zirve yaptığı satırlar. Yıvış vs, ne terbiyesiz sözler öyle. Saygıyı bıraktım, vefânız yoksa bekânız olmaz dostlar.

Fatih Atalay: Yüz sene öncesinden Üstad kendisi cevaplamış. Türklük vurgusu ve İsmet Özel güzellemesiyle hezeyanları bitirmesine bakılırsa üstadın milliyetinden rahatsız. Çok geldi böyle haddi aşanlar... şanslıların isimleri unutuldu, bazı bedbahtlar hala lanetle yadediliyorlar.

Mustafa Ulusoy: Zamanımız insanı olarak varoluşsal sorunlarımın çözümünü risaleye borçluyum. Kur'an'daki iman hakikatlerini inci tanesi gibi dizmiş adam. 3'ü roman 9 kitap yazdım her satırında risalenin tesiri var. Ömrüm yettiğince de risaledeki hakikatleri edebiyatla anlatmaya devam edeceğim inş. Ezcümle. İsmail bey size kötü haberim şu. Baygın senfoni dediğiniz şeyi bitirmek için çok uğraşıldı, olmadı inanın olmayacak. Sizi üzecek haberim de şu. Risale-i Nur'un bırakın bitmesini ileriki yıllarda göstereceği fütuhattan şaşkınlık duyacaksınız.

Metin Karabaşoğlu: Üç paraya kendini pazara çıkaran adamlar, ‘satın alınamayan adam’ları elbette anlayamazlar…

Ahmed Ay: Er yarın Hak divânında belli olur. Çoluk çocuğun twitlerinde değil. Şu tende can durdukça okuyacağız, yazacağız, anlatacağız; sen de, @OmerLekesiz de, sizden kaç tane varsa hatta; gayzınız göğsünüzde küflenmiş şekilde emanetinizi teslim edeceksiniz. Risale-i Nur'un bu milletin sinesinden söküldüğünü Allah göstermeyecek sizlere.

Said Yüce: Halis olmayan ve Lekeli iki adam akıllarınca Risale-i Nur’lara dil uzatmışlar. İslam’dan, iman hizmetinden haberi olmayan rant peşindeki adamlar. Bugün Anadolu topraklarında İslam yaşanabiliyorsa Bediüzzaman ve onun gibi İslam ve Vatan kahramanları sayesindedir. Siz anlayamazsınız

Muhammed Aytimur: Üstüne vazife olmaması ve haddini aşması dışında tamamıyla safsatadan oluşan bir tvit. İçeriği boş, iddiaları temelsiz, risaleleri fetöyle yan yana anacak kadar mevzudan bihaber.

Özel'den alıntıyla muhtemelen yine onun etkisinde kalarak güya risalelerin dilini tahfif ediyor. Meriç'le cevap verelim; "O konuştukça, laikliğin kartondan kaleleri yıkıldı birer birer. Kentler köy, çağdaş uygarlık düzeyi (!) ile Anadolu, tereddütle inanç.. karşı karşıya geldi. (...) Her risale bir çığlık, şuuraltının çığlığı. Zulmün ahmakça taarruzu olmasa, bu münzevi ses böyle sayhalaşır mıydı?

Bir kitap ve müellifi elbette eleştirilir. Ama ömrünü iman hizmetine adamış ve binlerce insanın hidayetine vesile olmuş birini ve kitaplarını sanki muzır bir yayın gibi tiksinç gözle bakarak hiçbir ilmi dayanak sunmadan eleştirmek tam bir aymazlıktır, ahlâkî de değildir.

Her satırı o kadar faşizm yüklü ki yakın tarihi göremeyecek kadar körleşmiş. Baygın senfoni dediği kitap, yüzlerce mahkemede binlerce kez ehl-i vukufun tetkikinden geçtiği hâlde sitayişten öte bahse konu olmadı ve hâlâ yüzbinlerce kişi okuyor.

Türkçülüğü fetişe etmekten önünde bir değer olan ve değer üreten orijinal bir üsluba pespaye bir dille saldıracak kadar alçalıyor. İnanılmaz bir öz güven.

Abdurrahman Cüneyt: Bu twetteki tek doğru ifade İsmail beyin kendisi hakkında söylediĝi "haddimi aşıyorum" tespitidir.

Necmettin Salih: Bakınız bu ibretlik bir sahnedir. Siz siz olun sevgili dostlar, Allah dostlarının kendileri veya eserleri hakkında edebiyat parçaladığınızı zannederek “boncuk oyunu, zerre faidesi olmayan, dil balonu, mugalata labirenti, baygın senfoni” gibi ifadeler sarfetmeyin. İbretle üzülerek okudum sadece. Rabbim şaşırtmasın.

Sadık Tanrıkulu: Küfrün en ceberut yıllarında elli yaşından sonra tam 34 yıl hapis, sürgün, işkence çeker, son nefesini polis baskısı altında verirsin. 14 cilt külliyatın ülke sathını medreseye çevirir, 40 tan fazla dile tercüme edilir, bütün dünya okur, Arap uleması yere göğe sığdıramaz. Hakkında 15 ülkede 50 sempozyum yapılır, en az üç bin makale yazılır..
Devasa bir külliyat ile milyonlar talebe yetiştirme gibi tarihte eşi bulunmayan bir başarıya muvaffak olursun. Rahat zamanların bir tatlı su enteli çıkar seni ve tüm eserini bir kalemde siler geçer. Ne diyelim. Dâvâ adamı olmanın kaderidir bu.

A. Tarık Ömeroğlu: Risale külliyatından 10 sayfa anlayarak okumamıştır. Hadi literatürden de çıkarabiliyorsan çıkart. Ömrü Türk milletine hizmetle geçmiş bir alimden bahsederken insan biraz edepli olur, ar eder.

Selim: Bu yazıya tatlı üslupla cevap verilmiyor maalesef. Çünkü kafamda sorular var dese sıkıntılı görüyorum dese birine sorsa tamam. Sen bu gayya kuyusuna böyle salarsan fitneyi cehaletini sergilemiş olursun maalesef ismail halis

Vedat Yılmaz: "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz"
"Risale'i- Nur'un son derece etkili bir sesi ve üslûbu vardır. Bir bakıma Risale'i- Nur tek başına bir İslam kültürü külliyatıdır.'' (Sezai Karakoç)

Yahyâ Medenî: sen kimsin ve bu din ve millet için ne yaptın! haddini bil, edebini takın! bediüzzaman bu vatan ve milletin dünya ahiret saadet ve selametine hayatını feda etmiş büyük bir islam kahramanıdır. hayatı, mücadelesi ve eserleri meydandadır. peki sen ne yaptın? edeb yahu!

Cemal Çınar: Risaleye bu şekilde yaklaşana bir şey söylemeye gerek yoktur. Okumayıp anlamayan biri olduğu görülüyor. Kimsenin baskısına risale boyun eğmez. Savunmaya gerek yoktur. Çünkü risale kendini savunur.

Kosovalı: İsmail Halis Bey, sizi entelektüel biri zannederdim; bırakın analitik düşünmeyi, bu konuda düz mantıkla bile düşünemeyişinize şaşırdım açıkçası. İsmet Özel değil de Timurtaş Hoca, Yusuf Kaplan, Osman Yüksel Serdengeçti, Eşref Edib size fikir verir sanırım, selametle...

Nimetullah Atal: FETÖ, Üstad Kürt diye yanına gidip elini öpmek istemedi. “Türkçülüğü el vermemiş. Yedirememiş” (kendisi söylemişti) Sizin tüm gareziniz Üstadın Kürtlüğünedir. Başka bir derdiniz yok.