İsmet Özel'den Risale-i Nur'a hakaret!
Defalarca çelişkiye düştü ama hakaretten geri durmadı
Ahmet Bilgi'nin haberi:
RİSALEHABER-Şair İsmet Özel, "Ben öteden beri Risale-i Nur okuyan insanlara hayret etmişimdir. Bu kadar kötü bir Türkçeye tahammül ediyorlarsa insanlar, demek ki hiçbir şey anlamamayı peşin olarak kabul etmişler demektir" dedi.
İstiklal Marşı Derneği'nin Dördüncü Olağan Genel Kurulunda "Fahri Genel Başkan" olarak konuşan Özel, kendi içinde defalarca çelişkili ifadeler kullandı. Konuşmasının son bölümünde, "İnsanlara anlayamasalar bile işin doğrusunu söylemek lazım. Çünkü insanları anlar hale getirmektir amaç, insanları kandırmak değildir" diyen Özel, ardından Risale-i Nur'un Türkçesine laf attı. Çin Komünist Partisi'nin kurucusu Mao'ya "Başkan Mao" şeklinde hitap eden ve sözlerini kendi düşüncesine destek bulan Özel'in sözleri şöyle:
İNSANLARA ANLAYAMASALAR BİLE İŞİN DOĞRUSUNU SÖYLEMEK LAZIM
"Benim aforizmalarımdan birisi, biliyorsunuz: “İyi şeyleri kabul etme, kötü şeyleri reddet.” İyi şeyleri neden kabul etmiyoruz? Çünkü toplumda iyi diye bilinen şeyleri reddediyoruz. Kötü şeyleri niye reddediyoruz? Çünkü sana teklif edilen şey rüşvetten başka bir şey değil. Camiye girdiğimiz zaman içimizi ferahlatan insanlar görmüyorsak ne yapmamız lazım? Camiyi mi terk edeceğiz? Yoksa o insanlarla bu iş senin bildiğin gibi değil diyaloğu mu başlatacağız? Çünkü hakikaten insanlar büyük ölçüde malumat noksanlığından zarar görüyorlar. Neyin malumatını vermeli acaba?
“Şimdi insanlara uzun uzun, işte dünya sistemiydi, yok bilmem ne… Bunları anlatırsak anlarlar mı? Anlamazlar, o halde kestirmeden şöyle diyelim…” diyebilirsiniz. Bu, en kötü yöntem olacaktır. İnsanlara anlayamasalar bile işin doğrusunu söylemek lazım. Çünkü insanları anlar hale getirmektir amaç, insanları kandırmak değildir. “Anlamıyor, bu anlamaz, buna şöyle söyle!” Hayır! Buna doğrusunu söyle ki o doğrusunun ne olduğu konusunda bir şey bilsin. “Bir şey söyledi ama anlamadım.” desin, anlayacağı günü beklesin ya da anlayacağı imkânları araştırsın. Şimdi bu Marksist sanat tartışmalarında ciddi bir problem olmuştur.
"BAŞKAN MAO DERDİ Kİ..."
Biz çok zor ulaşılan sembollerle bir sanat eseri ortaya koyarsak bundan halk bir şey anlamaz, onun için işi biraz sulandıralım diye düşünebilir insanlar. Ama asıl sanat eseri mübdileri bu şekilde, bu formu ortaya çıkarmadığım takdirde hiçbir şey söylememiş olurum derler ve orada ısrar ederler. Başkan Mao derdi ki: “İyi ama su dolu kovayı yukarı kaldırmak için sapına kadar eğilmek gerekiyor.” Şimdi, sanat böyle fonksiyonel bir şey olarak düşünüldüğü zaman haklı gibi görünüyor ama sanat bizim yaşadığımız hayatın tasdiki üzerine üreyen bir şey değildir. Bilakis, yaşadığımız hayatın terk edilmesinin yollarını açar bize. O yüzden insanların yükselmesini beklememiz lazım kendimiz alçalacağımıza. Kendimiz de yükselelim; ama başkaları da yükselsin.
RİSALE-İ NUR OKUYANLAR BU KADAR KÖTÜ BİR TÜRKÇEYE TAHAMMÜL EDİYORLARSA...
"Onun için ben öteden beri Risale-i Nur okuyan insanlara hayret etmişimdir. Bu kadar kötü bir Türkçeye tahammül ediyorlarsa insanlar, demek ki hiçbir şey anlamamayı peşin olarak kabul etmişler demektir. Çünkü bir metin iyiliği yüzünden okunur. Doğru şeyler söylüyormuş gibi olsa bile kötü ifade edilmiş bir şey yanlıştır. Bizim hoşumuza gitmeyen bir ifade olabilir ama o kötü ifade değildir. Anlatabiliyor muyum? Doğru her zaman güzeldir. Yani, bir şey doğruysa mutlaka güzeldir. “Bizle zihnen irtibat kurdun... Ne güzel söyledin!” deriz değil mi? Hâlbuki “ne doğru söyledin” demeyiz. Çünkü güzel olmak zorundadır her şey. Yani insanların da güzelliği, kadınların cilveli, erkeklerin yakışıklı olması manasına gelmez. Güzel bir insan dediğin zaman kendisine itimat edilen bir insan demek istersin, başka bir şey yoktur. Emanete ihanet etmeyen herkes güzeldir.
Kaynak. RisaleHaber.com
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.