İspanya'dan çok yeni Risale-i Nur müjdeleri
İman ve Kur'an hizmetine dair muhteşem haberler
RİSALEHABER
Mehmet Yüceli’nin İspanya hizmet mektubu
Medrese-i Endülüs’ün (İspanya) banisi ve İspanyolca Risale-i Nur Tercümelerinin muharriki Mustafa Sungur (Ra) ağabeyin vefat sene-i devriyesi hatırına…
Bismihi subhanehu wa inmin shey in illa yusebbihu bi hamdihi Esselamunaleykum wa rahmetullahi ve berakatuhu ebeden daima
Muhterem, aziz, sıddık abi ve kardeşlerim.
Rabbimizin inayeti, Peygamberimizin (asm) şefaati, Üstadımızın himmetleriyle Diyar-ı Endülüs'te 7 yılımızı geride bırakmak üzereyiz Elhamdülillah.
Aaa o kitaplardan bende var!
Öyle bir asırda yaşıyoruz ki, “Ben imanın cereyanındayım, karşımda imansızlık cereyanı var” diyen Üstadımız bunu ve neler yazdı ve söylediyse sadece yaşadığı zaman ve mekan için değil, tüm yeryüzü için yazmış, söylemiş olduğu Risale-i Nur'lar nereye giriyorsa, alim, zalim kimler ile muhatap oluyorsa kendini belli ediyor ve şedit ihtiyacını gösteriyor.
Dersanemiz olmadan önceki yıllarda da şehir şehir, kasaba kasaba dolaşarak gerek İspanyolca, Arapça ve diğer dillerden de bıraktığımız eserler yıllar sonrasında nereye gitsek karşımıza çıkmakta ve enteresan olan ise; o kitapları muhafaza edenler bizlerle karşılaşınca sevinçle “aaa o kitaplardan bende var, şu camiden almıştım, falan kişi vermişti..,” gibi duygularını yüzlerindeki mutlu ifadelerle paylaşması.
Arap kardeşlerimiz çok kısa bir sürede beklenenin üstünde...
Madrid’te başladığımız dersanemiz, İspanya’nın da merkezi, başşehri olarak olarak çok sayıda Müslümanın yaşadığı ve gerek İslami konferansların, diğer şehirlerden ve ülkelerden gelen gidenlerin çok olduğu bir yer olarak ve gerekse Türkiye ve diğer ülkedeki cemaatimizin uğradığı bir yer olarak inşaallah çok hizmetlere vesile olmuştur.
Bizim günahkar bir kepçe olmaya ve hizmetten yararlanmaya çalıştığımız sürece derslerimiz devamlı olmuştur. Okuma alışkanlığı olmayan özellikle Arap kardeşlerimiz çok kısa bir sürede beklenenin üstünde performans sergileyerek çay molasına zor geçtiğimiz zamanlar olmuştur. Risale-Nur tarzında dersane ve iman hakikatlerini tefekkür etme, ilim meclisleri tarzını tanımayan bu kardeşlerimiz çok geçmeden öyle alıştılar ki, nerdeyse hergün ders günü oldu.
Facebook gibi sosyal medyadan bizi duyanlar uzak yerlerden çıkıp gelmişler ve gelemeyenler gerek kitap sergileri, gerek konferanslar ve çeşitli etkinlikler vesilesiyle bizleri davet etmişlerdir. Bizler de mümkün olduğu kadar bu davetlere icabet ettik ve gerçekten özel bir ilgi ve sevgi ile karşılaştık. Özellikle Üstadımızı, kitapları önceden tanımış olanların yüzlerindeki sevinci mutluluğu görmeye değer ortamlar unutulmayacak. Hatta, üç günlük bir birliktelikten sonra vedalaşırken göz yaşlarının tutulamadığı anlar ve haller yapılan işin ne kadar gerekli ve önemli ve kutsal olduğunu bize dikte ettiriyordu.
Daha 3. dakikada çarpılmışçasına...
Tanıştığımız bazı kişilere anlatmaya başladığımızın daha 3. dakikasında eline aldığı ufacık kitaptan çarpılmışçasına “Ben bu külliyatın tamamını isterim” demesi bizi şok ediyordu. Çünkü ilk yaklaşımı “İnsan bilmediğinin düşmanıdır” tarzında gözlemlenmesinin ardından dakikalar içinde böyle bir deprem yaşamasının alametini bazen ben şahsen anlayamıyordum.
Tarikat mensubu bazı kişiler Risaleleri dinlediği zaman, “İşte bu benim çocuğumun ders tarzı” diyene “Neden?” diye sorduğumuzda, “Çünkü, zaman tarikat zamanı değil, ilim ile ispat ve açıklama zamanı” diye aynen Üstadımızın “Zaman tarikat değil, hakikat zamanıdır” fikrini birebir ispatlıyordu. O çocuklar şimdi Elhamdulillah, yetişkin oldular ve zaman zaman derslerimize de katılıyorlar.
Biz Said Nursi'ye ve Risale-i Nurlara bayılıyoruz
İspanya ve Avrupa ve hatta Arap ülkelerinde Vehhabilik akımlarının bazı kesimlerde yaygınlığı burada sonradan Müslüman olan İspanyolların aklını karıştırmakta. Bazı meseleleri anlama noktasında limitli davranmaktalar ve zaman zaman uzaklaşmalar yaşanmakta. Ama, bir süre geçince bakıyoruz ki, tekrar geliyorlar ve “Biz Said Nursi`ye ve Risale-i Nurlara bayılıyoruz” diyorlar. Kitap istiyorlar eşine dostuna ulaştırmak için.
“Mehmet, 1 numara Said Nursi'dir”
Okuyan, mudakkik ve bir medresede din dersi öğretmenliği yapan bir kardeşimiz ile tanıştık. Biraz dinden, hal ve gidişten bahsedince bana, “Bak kardeşim, şu anda dünyada 1 numara Sherawi'dir” dedi. Youtube’dan açtı biraz izletti. Ben de yanımdaki İşarat-ul İcaz’ı kendisine verdim ve “Buna bir göz at, sen okumayı, araştırmayı seviyorsun anlaşılan, 3 gün sonra geleceğim, konuşuruz” dedim. Allah şahidimizdir ki üç gün sonra gittiğimizde “Mehmet, 1 numara Said Nursi'dir” dedi ve şehir dışında bir kasabada yaşamasına rağmen zaman zaman iki araba yapıp arkadaşlarıyla derslere gelmişlerdir.
Nasıl geldik buralara?
Üstadımızın “Hayatım hayatıyla devam edecek dediği, fenafinnur rahmetli Mustafa Sungur ağabey sık olarak İspanya ile ilgilenir ve bu pürkusur kardeşinizi ne zaman görse İspanya`da bir dersane hususunun öneminden bahsederdi. Tercüme konusundaki tahşidatları da devamlı olmuştur. Maalesef ancak rahmetli olduktan sonra 2013 Mart ayında Hüsnü ağabeyimizin de bulunduğu bir okuma programının yurtdışı meşveretleri ortamında konu İspanya`dan açıldığı zaman Allah razı olsun Ali İhsan Erdemir abimiz, Sungur ağabeyimizin o tahşidatlarına şahit olan biri olarak şu sözler ile giriş yaptı: “Ağabey, kıymetli ağabeyler ve kardeşler, Sungur ağabeyimiz İspanya`da bir dersane açılması konusunda (beni işaret ederek) bu kardeşimizle ilgilenir ve arzu ederdi. Destek olursak, Sungur ağabeyimizin bu arzusu da gerçekleşmiş olur” demişti. Ve o gün atılan o çekirdek ile Elhamdulillah, akabinde İspanya’ya gidip dersanemizi açtık ve devam ediyoruz.
Bugüne kadar dersanemizin devam ede gelmesinde Risale-i Nur`ların çok kerametini gördük, bu işin benim gibi pürkusur kişilere bakmadan sadece ve sadece inayet ile yürüdüğüne çok konularda şahit olduk Elhamdulillah.
İspanyol polis de şaşırdı
Onlarcalarından sadece bir örnek olarak.. İspanya Şengen ülkelerinden biri olarak kolay kolay vize vermeyen bir yer olduğu herkesin malumu. Çok kısa özetleyeceğim. Ben yine hizmet amaçlı çok uzun yıllar 3’er aylık vizeler ile gittim geldim, İspanya'yı dolaşıp kitaplarımızı belirli yerlere ulaştırmaya çalıştım. Ne zaman Sungur abimizin de arzuladığı dersanemiz açıldı, tam o sene vizeleri artık 1’er senelik ve biri bitince diğerini verdiler ve hizmet inşaallah aksamadan devam etti. Son vize alışımız da, hizmetin enteresan bir kerameti yaşandı ve 3 senelik turistik vize verdiler. Buradaki polis de şaşırdı, danışmanlık işleri yapan bir şahıs kendi tabiriyle yaşanan diğer şeyleri de dikkate alarak adeta mucize olarak değerlendirdi. Ve son senede oturum müracaatımızı da olumlu değerlendirdiler.
Risale-i Nur'lara teveccühün bir sırrı
Burada Risale-i Nur'lara teveccühün bir sırrı da taklidi iman dersleri veriyor olması. Kainata manay-i ismi değil de manay-ı harfi ile baktırması, her mevcudata Allah hesabına baktırması, yüksek bir Tevhid ve Nübüvvet dersi vermesi, imanın önemli rükunlarından Haşir ve Ahirete imanı en basit avama dahi itirazsız ispat etmesi, İslam devrimi değil de iman devriminden bahsediyor olması, Arap ve batıdaki kardeşlerimizin daldığı siyaset vartasının tehlikesi ve gereksizliğinden bahsederken nelere önem verilmesi gerektiğini her kitabında asrımızın fehmine uygun bir şekilde bahsediyor olması, asrın hastalıklarının sadece tespiti değil aynı zamanda reçetesini de vermesi, Endülüs diyarında kuruyan topraklara bir rahmet, solmaya, umutsuzlaşmaya başlayan kalplere bir inşirah, bir iksir gibi yetişmekte.
Kelime-i Şehadet getirenler
Bir buçuk sene önce bir sebeple Barcelona'ya taşındık. Zaten zaman zaman gelip gidiyorduk. Barcelona'da dersane açılmasını da arzu edenler vardı. Burada da aynı şekilde derslerimize, hizmete kabiliyetimiz nisbetince devam etmekteyiz. Barcelona Müslüman sayısı ve hareketi fazla olan bir şehir. Değişik cemaatlar ile de irtibatımızı ve karşılıklı ziyaretlerimizi sürdürüyoruz. Derslerimize çok değişik milliyetten insanlar gelip gitmekte. Bunlara zaman zaman Hıristiyan tabiiyetliler de katılmakta ve okunan hakikatler karşısında hem batıl tezleri çürümekte, hem hayrette kalmaktadırlar. Kelime-i Şehadet getirenler bu işin kaymağını oluşturmakta. Allah sayılarını arttırsın, şuur versin inşaallah.
Üstadımızı düşünürken hesapsız aniden bilgisayarında karşısında görmesi
İspanya'da 2. Dersanemiz Sevilla'da yaklaşık 4 sene önce açıldı. Endülüsün'ün eski başkentlerinden olan bu şehirde de çok güzel hizmetler olmakta, oradaki kardeşimiz çeşitli cemaatler ile güzel ilişkiler içinde, Risaleleri ulaştırmakta ve mesafenin uzaklığına rağmen birbirimizi ziyaret ederek destek ve güç takviyesi yapmaktayız. Madrid`teki kardeşlerimizi de unutmuyoruz tabi ki. Onlara ara sıra ziyaretlerde bulunmak, dersler okumak onları oldukça sevindiriyor ve ısrarla tekrar Madrid'e dönüşümüzü bekliyorlar. Yeni emekli olan ve bir gün Üstadımızı düşünürken hesapsız aniden bilgisayarında karşısında görerek göz yaşlarına boğulan İspanyol bir polis kardeşimiz biz o tarafa dönemez isek, bir dersane açılması için kendilerinin çabalayacağından bahsetmekte. Hatta bazı yerlerde bayanlar dersanesi için bile talep gelmekte.
“Allahım bana dinimi anlayabilmek için yol göster”
Bazı cemaatlerin bazı konferanslarına katıldığımızda, konuşmalar sırasında konuşmacıların Bediüzzaman Said Nursi'den bahsediyor olması, bize sürpriz anlar yaşatıyor. Zaten onlar da kurduğumuz kitap standını görüp gelip bizlerle çok hoş sohbet ediyorlar. Said Nursi hazretlerinin talebesi olduklarını ikrar ediyorlar.
İspanya'nın Afrika kıyılarındaki şehri Melilla'dan bir kardeş bir hafta dersanemizde misafir olduktan sonra şunları söylemesi çok manidar oldu: “Ben daha gecen hafta buraya gelmeden once “Allahım bana dinimi anlayabilmek için yol göster” diye dua ederek yola çıktım. Ve görüyorum ki Allah benim duamı kabul etti ve bu eserleri karşıma çıkardı.”
Muhterem ağabey ve kardeşlerim. Sungur abinin Endülüsünde yaşanan bazı durumları onun vefatının sene-i devriyesinde dile getirmeye çalıştım. Bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da pek kabiliyetli değilim. Affınıza ve anlayışınıza sığınarak sizinle bunları paylaşma hissim oluştu. Hakkınızı helal edin ve dualarınızı eksik etmeyin.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.