İspanyol gençleri Tabiat Risalesi dersi aldı
Risale-i Nur hizmetlerimiz güzel bir şekilde devam ediyor
Esselamualeykum,
Bismillahirrahmanirrahim.
Değerli abilerim ve kardeşlerim. İspanya’daki Risale-i Nur hizmetlerimiz güzel bir şekilde devam ediyor. Herşeyden önce haftalık dersler yine aynı şevk ve iştiyak ile sürüyor. Yeni uygulama ile islam merkezinin kendi hatipleri kendi programlarını da sürdürmek amaçlı ders süresini paylaşıyoruz. Bana 20 dakikalık süre verdilerse de ders yinede 40 dk. İle 1 saat arasında sürüyor. Ders 21 gibi onlar tarafından başlıyor, 21:30’a doğru yatsı giriyor. Namazı kılıyoruz. Ve 23’e kadar onlar devam ediyor. 23’ten sonra kim dayanacak diye düşünüyorum ama gece 24’e kadar yılmadan, hiç bir enerji kaybına uğramadan dinliyorlar, takip ediyorlar, soru soruyorlar.
Dün akşam yine sağolsun Dr. Aıman abdest çeşitlerinden bahsederken 1 saati geçen ve hayatlarında belki de hiç karşılarına çıkmayacakları ihtimalleri açıklayan bir konuşma yaptı ve yine saat 23’e çeyrek varken, dedim heralde bugün 23’ten önce bana buyur diyecek.
O anda bir öğrenci okulda kendilerine herşeyin tabiat denilen gücün kontrolunda olduğunu bahsettiklerini söyleyince Aıman tekrar tebeşiri eline aldı! 15 dakikasını kullanacağını söyledi ve 25 dakikada tabiat denen şeyin yaratıcı olamayacağını bir şekilde anlatmaya çalıştıysa da ne anlatmak istediğini ben anlayamadım. Neyse, sonra bana "bugün risale okuyacak mısın" dedi. Ben de “arzu ediyorsanız, bu amaçla burdayım manasında okuyacağım” dedim. Ve oradaki dolapta bulunan Tabiat Risalesinden bir tane getirmelerini istedim.
Özellikle o öğrenciye (ki onda ve bir kaç kişide yokmuş) Tabiat Risalesini mutlaka okumalarını önererek, Said Nursi’nin (ra) bu risalelerin bu asırdaki insanların ihtiyacı kendisine bildirildiği cihetle yazdırıldığını bu kitapları ve külliyatın diğerlerini okuduğumuzda hiçbir ateistin, materyalistin karşımızda hiçbir fikri savunamayacağına şahit olacağımızı belirttim.
Bu arada ders akşamı sürekli yağmur yağdığından derste 17–18 kişi vardı ve ben yağmur olsa da neden gelmediler ki diye düşünüyordum. Hatta cuma için diğer büyük camiye gittiydim ve yeni birisiyle tanışmıştım ve ders gurubundan da biri vardı. Orada bir ders okuduk, yeni arkadaşın da çok hoşuna gitti ve derse davet ettik. O ve diğeri de “gelicez” dedikleri halde gelmediler. Derken 23’e doğru yani tam risale dersi başlarken birine telefon geldi, 12–13 kişinin kapıda beklediğini, kapının açılmasını istediklerini söylediler.
Her ne kadar kemiyetten ziyade keyfiyet önem taşısa da herkesin risalelerden istifade etmesini arzu ediyor insan. Ve dün akşam sakin bir ders oldu. Zaman zaman yüzlerine bakıyordum ve ilgiyle takip ettiklerini görüyordum. Soru sormalarına alıştığım için mi olacak bilmiyorum, dün gece 24’de biten dersin ardından soru gelmemesi neticesinde acaba aceleden hızlı okudum da istifade yeterli olmadı mı diye düşündüm. Her ne kadar risaleler için ne düşündüklerini çeşitli hareketlerinden çıkarım yapsamda dün gece meraklandım.
Geçenlerde Halid ismini alan Pablo’yu çaya davet ettim. Ne zaman davet etsem geliyor sağolsun. 3-4 senedir takip ettikleri dersleri değerlendirirken şunlardan bahsetti:
“Biz 3-4 senedir buraya geliyoruz ama gerektiği gibi ilerleme gösteremiyoruz. Hep aynı şeyleri tekrar ediyorlar. Sizin gibi birileri gelirse hazine bulmuş gibi oluyoruz. O nedenle artık gitmek anlamsız gibi geliyor. Ama risaleleri dinlediğimiz zaman bir zevk alıyoruz, yeni ve enteresan tarzda birşeyler öğreniyoruz.”
Bunu demesi nur derslerinin böyle hazır bir guruba bir ikram-ı ilahi tarzında gelmesi inşaalah nurların intişarında bereket olacağına müjde gibi görünüyor. Dersanemiz henüz olmasa da ders yapacağımız bir yer gurubuyla birlikte ikram edildi!
Aıman, Harun Yahya’nın darwinizm hakkındaki yazılarını bugün banada gönderdi. Şöyle bir bakayım dedim. Ve bu maili herkese gönderdi, risaleleri mi okuyacaklar yoksa Aıman’ın bastırarak reklamını yaptığı H.Yahya’yı mı okuyacaklar deyip, yanılmıyorsam 80’er sayfadan oluşan yazıya istemeyerek sadece 5 dakika göz atmam neticesinde gecikmeden anladım ki, bu insanlar Risale-i Nur’ları okuyacaklar.
Orada şunu hemen görebildim ki, “15 senelik medrese eğitimine karşılık risaleler 15 haftada netice veriyor” o nedenle biri eline 150 sayfa civarında Yahya’nın eserini alsa ve (her ne kadar külliyatın bir çok yerinde Halık’ın özelliklerinden ayrıntılarla bahsediyorsa da) diğer eline sadece Tabiat Risalesini aldığında yüzlerce demirden kılınç yerine Kur’an’ın elmas bir kılıncı olduğunu anlayacak.
Bediüzzaman’ın hayatının meyvesi olan Risale-i Nurların üslubunun milyonları cezbetmesinin nedenlerinden en birincisi de, müellifinin Kur’andan başka bir eserden istifade etmeyişidir. Ama Yahya’nın kitabına baktığımızda bir ton ecnebi kitaptan alıntılar görüyoruz. Övünür gibi bu kaynakları eserin arkasına da koymuş. Her neyse.
Bir dahaki dersimizde Tabiat Risalesini okuyacağımızı ve okuyarak gelmelerini söyledim. Ve dün gece meraklandığım meseleye bugün bir yerden cevap geldi! Bir televizyonda çalışan ve 2004’ten beri tanıştığımız ve zaman zaman tercümelerde yardımcı olan ve bundan sonra da gerektiğinde ve vakti elverdiğince yardımcı olacağını söyleyen Silvia hanımla msn'de görüşüyorduk. Derslere katılan ve öğrenci olduğunu söyleyen bir arkadaşının Estrecho’da yapılan risale derslerinin çok güzel olduğunu, çok hoşlarına gittiklerini ona söylemiş. Onun da bana msn'de daha konuşmaya başlar başlamaz ondan bahsetmesi hoşuma gitti.
Geçen hafta sonu İspanya imamları “Vaizler (islamın öğütçüleri) ve iletişim becerileri” adlı 3 günlük bir konferans düzenlemişler. Haber bana da ulaştı. Cumartesi ve pazar 2 gün yatılı olarak katıldım. Konferansın yapılacağı yere nasıl gidilebileceğini uzun uğraştan sonra internetten bulduk ve cumartesi sabah oradaki bir durakta otobüsten indim ama çevre orman gibi ağaçlık, aşağı mı yürüyeceğim yukarı mı, ne yapsan diye düşünürken Üstadımızdan himmet istemek maksatlı 3 İhlas 1 Fatiha okudum ve ortalıkta hiçbir canlı görünmezken ileride ağaçların içerisinde tel örgüyle çevrili bir kamp yeri gibi yerde bir binadan birilerinin çıktığını gördüm ve o tarafa gittim. (Konferans oturum arası imiş).
Arap kıyafetleri içindeki bu insanları görünce rahatladım ve ıslık çalıp nereden girileceğini sordum. Bana konferansı haber veren kişinin kendisi İspanyol ve Madrit’li olduğu halde, aslında o gün o da oraya gelmiş ama yeri bulamadığı için geri dönmüş! Ben de o araya denk getirilmeseydim belki ben de çevrede dolaşıp geri dönecektim.
Ve yanlarına vardığımda yetkili kişiye sadece kitap dolu olan çantayı gösterip konferansa gelenlere verebileceğimizi söyledim. "Ben onları alayım bir inceleyim" dedi. Diğer arada yanıma geldi, vakıf başkanlarının ve diğer bir zatın da risaleleri bildiğini ve uygun bir zamanda bir masaya koyup kontrollü bir şekilde vereceklerini söyledi. O arada Luis isminde Pamplona bölgesinden gelmiş cildiyeci bir zat ile tanıştık. İspanyola benzettiğim için ilk diyaloğum onunla oldu, beraber yemek yedik.
Her fırsatta risalelerden bahsedince o da içini döktü. 18 senedir İslamiyeti gözlemlemiş ve 8 sene önce müslümanlığı kabul etmiş. Beni, odam henüz belli olmadığı için kendi yatakhanelerinde boş bir yer olduğunu ve biraz siesta (kaylule) yapalım, dün gece geç yattık 5’te kalktık deyip davet etti.
Her fırsatta risalelerden konuştuk. Sabah namazdan sonra millet kahvaltıya kadar istirahate çekildi ve biz dışarıda bayağı bir serinlik olmasına rağmen kahvaltı saatine kadar yaklaşık 2 saat kadar onun sorusuna karşılıklı sohbet ettik. Sorusu dünkü sohbetlerimiz neticesinde şu oldu: “Bana Said Nursi’den bahset.” 8 senedir bir şeyler aradığını, bilgiye ulaşmak istediğini ama eserlerin çoğunlukla ya Arapça ya da İngilizce oduğundan yakınıyordu.
İspanya’da yapılan ve İspanya’da İslamiyeti tanıtma görevine soyunmuş imamların adına yapılan şu konferansın dahi Arapça yapıldığına dikkat çekerek İspanyolca risaleler için çok sevindiğini söyledi. Bu arada 2 gün boyunca özellikle genç Cezayirli ve diğer yerlerden kardeşlerle tanıştık. Özellikle Cezayirli kardeşlerle güzel bir diyaloğumuz oldu. İnşaalah onlarla da ayrı bir gurup olarak sıcağı sıcağına ders günü koymayı düşünüyorum. Ama dersanemiz olması lazım…
O konferansa Valencia'dan katılan eskiden tanıştığımız bir muhterem bir sonraki hafta Barcelona bölgesinde benzer bir etkinlik olacağını söyleyince İspanya’da islamiyetin temsilcileri hükmünde imamlara ve diğer zatlara topluca ulaşmak adına sevindim. Ama Barcelona’daki İslamik konseyin başkanı Cemal ile irtibat kurduğumda o konferansın da diğeriyle eş zamanlı olduğunu söyledi. O da katılamamama üzüldü. Yine de Barcelona’ya beklediklerini söyledi. Aslında gidip oradaki irtibatları elden geçirmek gerekli. Diğer yandan da Granada bekliyor.. Ve Valencia… ve dualarınız bekleniyor.
Aıman’dan Allah razı olsun, kapısını bize açtı, ve dün gece nezaket icabı “önümüzdeki haftaya risale okuyacak mıyız?” diye sorduğumda “burada olduğun sürece ne zaman istersen başımız üstüne” diye cevap verdi. Ama yine de gerek şimdiki gurup ve gerekse yeni tanışacağımız kişilerle 20 dakika ile sınırlandırmadan derslerimizi yapabileceğimiz bir dersaneye en yakında kavuşmak dileğiyle.
Risale okumalarımızı rahatça yapabileceğimiz, Türkiye’den gelecek kişileri karşılayabileceğmiz, Hıristiyanların evlerinde domuz ürünleriyle yan yana olmak durumunda olmayacağımız bir dersaneye en yakın zamanda kavuşabilmek umuduyla.
Geçen hafta gönderdiğim mektupta belirttiğim gibi İslamiyetin henüz birinci kuşağının yetiştiği İspanya’da risalelerin okunacağı, insanların İslamiyeti en doğru ve en etkili kaynaktan öğrenmeleri için bunun bizim de bir sorumluluğumuz olduğunun bilincinde ve idrakinde olabilmemizi ve ona göre niyetlerimizi ve dualarımızı harekete geçirmeyi Allah bizlere nasip etsin.
Tercümelerin devam edebilmesi için sabit bir yer manasında kimseye bağlı kalınmadan sakin bir şekilde tercüme çalışmalarının yapılabileceği bir dersanenin kiralanması veya satın alınması için ızdırari duaların bir an evvel Müslüman İspanya için yapılmasını idraklere havale ediyoruz…
Bizim belki kuvvetini idrak edemeyeceğimiz özellikle maddi manevi dualarından ötürü Allah başta Üstadımızın mutlak vekil tayin ettiği Sungur ağabeyimize ve diğer ağabeylerimize acil şifalar versin, başımızdan eksik etmesin, kendilerinden istifade edebilmemizi sürdürsün ve bizleri bu hizmette daim ve hizmetkar eylesin.
Avrupa’da bir çok ülke İslamiyeti 4. kuşağıyla yaşarken, İspanya’da daha 92 yılına kadar İslamiyetten bahsedilemiyor ve Müslümanlığı din olarak seçmenin yasak olduğu bu ülkede henüz 20 senelik geçmişi bulunan 1. kuşak Müslümanların İslamiyeti politik ve farklı amaçlarla kullanmasına meydan vermeden yüce Allah (cc) Risale-i Nur’a kalpleri ve akılları musahhar eylesin, amin.
İspanya’da dersane için dualarınızı bekleyen aciz kardeşiniz Mehmet Yüceli.
nurnet-RisaleHaber
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.