İsrail'in 'bomba var' dediği gıda tünelleri!
Gıda gibi hayati malzemelerin taşındığı tünellerin yüksekliği bazı yerlerde 100 santime düşüyor
Kutup Dalgakıran'ın haberi:
İsrail'in "Silah taşıyorlar" diye sık sık bombaladığı Gazze'deki tünellere SABAH girdi. Gıda gibi hayati malzemelerin taşındığı tünellerin yüksekliği bazı yerlerde 100 santime düşüyor. Değil yürümek nefes almak bile zor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Güney Afrika'da, İsrail'in dışişleri görevlisine tepki gösterirken, "O tünellerden atom bombası geçmez. Nükleer silah geçmez, fosfor bombaları geçmez" diye bahsettiği Gazze tünellerinden birine Sabah ekibi girdi. Filistinliler, İsrail'in 2007'de başlattığı kuşatma ve ambargoya, bu tüneller sayesinde direnmeye çalışıyor. Mısır sınırında bulunan yaklaşık 3 bin tünelin çoğu, İsrail uçaklarının bombardımanı sonucu kapanmış. Şu anda kaç tünel kaldığı tam olarak bilinmiyor. İsrail'in geçişine izin vermediği inşaat malzemesi ve gıda gibi günlük hayatta kullanılan birçok ürün, 350 metreyi bulan bu tünellerden Gazze'ye taşınıyor. Burada çalışan sayısının da 10 bin civarında olduğu söyleniyor.
'HAMAS BİLE İZİN VEREMEZ'
İsrail, tünelleri bombalamadan önce Kızılhaç'a haber veriyor. Kızılhaç da Mısır'a... Mısır yetkilileri de Filistinliler'i uyarıyor. Bombalanacak tünel boşaltılıyor. Fakat "sistem" bazen hızlı işlemiyor. Kaçmakta gecikenler oluyor. Tünellerde son bir yıl içinde yaklaşık 50 kişi hayatını kaybetmiş. Bazıları İsrail uçaklarının bombardımanı sırasında, bazıları da yeni tüneller açarken yaşanan çökmeler sonucu... İçine girdiğim tünelin de daha önce 2 kez bombalandığını öğreniyorum. Ancak, dışarı çıktıktan sonra! Tünele girmek hiç de kolay olmuyor. Rehberim Gazzeli bir mimar. Aylardır işsiz. Adını vermemi istemiyor. Birlikte Gazze'nin can damarı tünellere nasıl girilebileceğini araştırıyoruz. Öğreniyoruz ki mümkün değil. Güvenlik nedeniyle gazetecilerin bölgeye girip fotoğraf çekmesi yasaklanmış. Her yer duvar. Yine de şansımızı deniyoruz. Ana girişteki askerler izin vermiyor. Rehber, nereden izin almamız gerektiğini sorduğunda, "Hamas bile izin veremez" cevabını alıyoruz. Çaresiz geri dönüyoruz. Gidiş dönüş 100 kilometreye yakın.
'POLİS SORARSA DİLSİZ OL'
Gazze'de yaşayan bir arkadaşımdan yardım istiyorum. Bir ayı aşkın süredir Gazze'de bulunan Anadolu Ajansı muhabirlerinin de tünele girme çabalarının başarısız olduğunu öğreniyorum. Arkadaşım, "Haber gönderdim, bekliyoruz. Bölgede İsrail uçakları nedeniyle telefon kullanamıyorlar. Uygun olunca beni ararlar" diyor. Bir gün sonra, akşama doğru telefon geliyor. "Hemen gelin!" Arkadaşım, şoför, rehber ve ben yola koyuluyoruz. Refah'ta toz duman içinde bir sokağa giriyoruz. Bizi bekleyen başka bir araca biniyoruz. Ardından bir başka sokağa... Orada siyah camlı bir başka araca binerek yola koyuluyoruz. Fotoğraf makinelerimi siyah bir poşete koyup ayaklarımın altına saklıyorlar. Bir de tembihliyorlar: "Polis sorarsa dilsiz ol." Tozun dumanın içinde çadırların olduğu bir yere geliyoruz. Branda ile kapalı bir çukurun başında duruyoruz. "İşte tünel" diyorlar. Bir vinç... Çengele asılı halat.... Bu bir tünel asansörü. Ortalarda fazla dolanmamı istemediklerinden beni hemen aşağıya sallandırıyorlar. 5 metre kadar iniyorum. Aşağıda beni karşılıyorlar.
İÇERİSİ ADETA MEZAR GİBİ
İlerlemeye başladığımızda, tünelin yüksekliğinin 170 santimetre civarında olduğunu fark ediyorum. Sonra 100 santime kadar düşüyor. İki büklüm ilerlemeye çalışıyorum. Bu şekilde 200 metre yürüyoruz. Zor nefes alıyorum. Sıcak, havasız ve rutubetli bir ortam. Mezar gibi... Tam zamanında küçük bir istasyona geliyoruz. Burada iki tünel birbirine bağlanıyor. İşçiler kendilerine dinlenme mekânı yapmış. Mısır tarafından sepetlerle inşaat malzemesi taşıyorlar.
GÜNLÜK KAZANÇ 25 DOLAR
Sigaralarını yakıp çaylarını hazırlayan tünel işçileri ile sohbet ediyoruz. "Günde yaklaşık 25 dolar alıyoruz. Koşullar kötü ama yapacak başka işimiz yok. 10-12 saat çalışıyoruz. En fazla çimento, demir ve diğer inşaat malzemesi geliyor" diyorlar. Mısır tarafına 50 metre kaldığını da ekliyorlar. O sırada rehberim "Daha fazla dayanamıyorum" deyip dönmek istediğini söylüyor. Ben de perişan durumdayım. Peşinden gidiyorum. Toplam bir saat kaldığım tünelden can havliyle çıkartılıyorum. Ve o tünellerde, Gazze'ye hayat vermek için yıllarca köstebek gibi çalışan işçilerin halini düşünüyorum...
Sabah