İşte Türkiye'de öğretmenlerini en coşkulu dinleyen okul türleri
Öğrencilerin duyguları, yaşama bakışları, başarısızlık korkuları, okula yönelik aidiyetleri…
Bu kez öğrencilerin derslere değil hayata verdiği anlam araştırıldı. OECD ülkelerine kıyasla Türkiye’de öğrenim gören öğrenciler, hayatı daha anlamlı bulurken, başarısızlık korkusunu daha çok yaşıyor.
Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM ise 2018 PİSA sonuçlarından yola çıkarak Türkiye’deki öğrencilerin hayatı anlamlandırma durumlarına göre bir rapor hazırladı.
İşte rapordan Türkiye özelinde çıkan bulgular…
ZORBALIK EN FAZLA MESLEK LİSELERİNDE, EN AZ FEN LİSELERİNDE
Zorbalığa maruz kalma indeksi ortalamasının pozitif olduğu okul türleri 0,03 ile mesleki ve teknik Anadolu lisesi ve 0,02 ile çok programlı Anadolu lisesidir. Bu okul türlerindeki öğrenciler OECD ülkelerindeki ortalama bir öğrenciye ve diğer okul türlerindeki akranlarına kıyasla zorbalığa daha fazla maruz kalıyor.
Zorbalığın en az olduğu okul türleri ise fen lisesi, sosyal bilimler lisesi, Anadolu lisesi ve Anadolu imam hatip lisesi. Bu okul türlerindeki öğrenciler OECD ülkelerindeki ortalama bir öğrenciye kıyasla zorbalığa daha az maruz kalıyor.
EN DİSİPLİNLİ OKUL TÜRÜ: SOSYAL BİLİMLER LİSELERİ
Eğitimlere göre tüm okul türlerinden en sık karşılaşılan disiplin sorunu öğrencilerin ders başladıktan sonra uzun bir süre dikkatlerini derse verememeleri. Bu durumun gerçekleştiğini bildiren öğrenci oranının en düşük olduğu okul türü yüzde 25.1 ile sosyal bilimler lisesi, en yüksek olduğu okul türü yüzde 41.6 ile mesleki ve teknik Anadolu lisesi.
BU OKULLARDAKİ ÖĞRENCİLER, ÖĞRETMENLERİNİ DAHA COŞKULU DİNLİYOR
Fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve Anadolu imam hatip lisesi için ortalama öğretmen coşkusu indeksi pozitif çıktı. Buna göre, bu okul türlerindeki öğrenciler OECD ortalamasındaki ve diğer okul türlerindeki akranlarına kıyasla Türkçe/Türk Dili ve Edebiyatı dersi öğretmenlerini daha coşkulu algılıyor.
Öğretmeni coşkuyla dinleme oranının en düşük olduğu okul türleri; Anadolu lisesi, mesleki ve teknik Anadolu lisesi ve çok programlı Anadolu lisesi.
TÜRKİYE’DEKİ ÖĞRENCİLERİ OKULA AİDİYET DUYGUSU DAHA DÜŞÜK
Peki öğrenciler kendini okula ne kadar ait hissediyor? Araştırma sonucuna bakıldığında; okul türü fark etmeksizin Türkiye’deki öğrencilerin OECD ortalamasındaki bir öğrenciye kıyasla okula aidiyet hissi daha düşük çıktı.
Okul türlerine göre kıyaslama yapıldığında ise kendini okula ait hisseden öğrencilerin bulunduğu okul türü fen lisesi. Ancak fen lisesinde dahi her beş öğrenciden biri “kendimi aykırı ve okula ait değilmiş gibi hissederim” ifadesi için katılıyorum seçeneklerinden birini işaretledi.
ÖĞRENCİLERİN YARISINDAN FAZLASI YAŞAMINDAN MEMNUN DEĞİL
Tüm okul türlerinde öğrencilerin yarısından fazlası yaşamından memnun olmadığını belirtti ve ortalama puan memnuniyet düzeyinin altında kaldı. Buna karşın Türkiye’deki öğrencilerin hayatı anlamlandırma oranı yüksek. Okul türü fark etmeksizin Türkiye’deki öğrenciler OECD ortalamasındaki bir öğrenciye kıyasla hayatı daha anlamlı buluyor. Araştırmada her beş öğrenciden dördü “Hayatı anlamlandırma” ile ilgili şıklara katıldığını söyledi.
“ÖĞRENCİLER OLUMLU DUYGULARI DAHA SEYREK HİSSEDİYOR”
Araştırma sonucu ne yazık ki istenen cevabı vermedi. Okul türü fark etmeksizin Türkiye’deki öğrenciler OECD ortalamasındaki bir öğrenciye kıyasla olumlu duyguları daha seyrek hissediyor. Mutlu olduğunu söyleyen öğrencilerin en fazla bulunduğu okul türü fen liseleri iken, en düşük olan okul türü çok programlı Anadolu liseleri.
Tüm okul türleri için öğrencilerin en seyrek hissettiği olumlu duygu “yaşam dolu” oldu.
Ayrıca Fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve Anadolu lisesinde öğrenim gören yaklaşık her iki öğrenciden biri kendisini “bazen” veya “her zaman” endişeli hissettiğini bildirdi.
TÜRKİYE’DEKİ ÖĞRENCİLERDE BAŞARISIZLIK KORKUSU VAR
Buna göre, Türkiye’deki öğrenciler OECD ortalamasındaki bir öğrenciye kıyasla başarısızlık korkusunu daha güçlü hissediyor.
Tüm okul türlerinde, yaklaşık her üç öğrenciden ikisi “başarısız olduğum zamanlarda, diğer kişilerin hakkımda ne düşündüklerini merak ederim” ifadesi için katılıyorum seçeneklerinden birini işaretledi.
ZEKA VE BECERİ DOĞUŞTAN MI? SONRADAN GELİŞTİRİLEBİLİR Mİ?
Öğrencilerin “gelişim zihniyeti” de araştırıldı. Yeni bir kavram olan “gelişim zihniyeti” bir kişinin beceri ve zekâsının zamanla gelişebileceğine dair inancı ifade ediyor. Karşıtı olan “sabit zihniyet” ise insanların belirli bir beceri ve zekâyla doğduğunu, bunun zamanla ve tecrübeyle çok fazla değiştirilemeyeceğini savunuyor. Bu kapsamda
Gelişim zihniyetine sahip olan öğrenci oranı en düşük olan okul türü yüzde 52.5 ile fen lisesi. Gelişim zihniyetine sahip olan öğrenci oranının en yüksek olduğu okul türü yüzde 61.9 ile Anadolu Lisesi.
HaberTürk
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.