Hüseyin ÖZTÜRK
İstiklal Madalyalı Şehirde İstiklal Şairi
Her milletin, her ırkın, her toplumun ve hatta küçük küçük kabilelerin, aşiretlerin kahramanları vardır.
Bu kahramanların bir kısmı devlet eliyle büyütülür ve halka; “İşte size bir kahraman, itirazsız kabul edeceksiniz” denilir.
Genelde böyle kahramanlar; makam, mevki ve rant kapısı olarak kullanılırlar. Bu tür kahramanlar; vicdanlara değil cüzdanlara hitap etmek için yaşatılır.
Bir de halkın özgür iradesiyle, yüreğiyle, kalbiyle, vicdanıyla benimsediği kahramanlar vardır ki onlar; vatanına, dinine, diyanetine, insani tüm değer yargılarına sahip çıkan halk tarafından, ilelebet özde ve sözde yaşarlar.
Bunlardan birisi de İstiklal Şairimiz Mehmet Akif’tir. Belki de Akif’in doğumundan ölümüne kadar aklına getirmediği tek şey, kendisinin bir kahraman olmayacağı idi.
Çünkü bütün ömrünce elinden geldiği kadarıyla kahraman olmamaya, övülmemeye, değerli olmamaya gayret etmiş, bu halini şiirleriyle de deklare etmişti.
Kadirşinas halkımız; göğsündeki imanının ve vicdanının sesine kulak vererek gönlünde; “iman” yerine “fitne” taşıyanların baskı ve ötelemelerine rağmen, kahraman olmaktan kaçan bu aziz insanı; “Fatihasız, duasız” bırakmamış ve yalnızlığa terk etmemiştir.
*
Bugün sevinilecek ve övünülecek bir durum vardır ki Merhum Akif, son dokuz yıldır, devlet ve millet ittifakıyla anılmakta ve hakkında programlar icra edilmektedir.
Devlet ve millet kaynaşmasının çok önemli bir örneği olarak, 2011 yılı da yine devletimiz tarafından “Akif Yılı” ilan edilmiştir.
Daha düne kadar CHP’li çevreler; “Bu nasıl İstiklal Marşı, içinde dini ifadeler var, üstelik Akif de Türk değil” diye reddediyor ve hatta “İstiklal Marşı değiştirilmeli” diyorlardı. Gerçi halen de söylüyorlar.
Bugün ise İstiklal Marşı şairimiz devlet ve millet bütünlüğü içerisinde anılmakta ve yurdun her yanında anma toplantıları, sempozyumlar, seminerler, konferanslar düzenlenmektedir.
İşte böyle güzel sempozyumlardan birisi de; kahramanlığın, dayanışmanın, paylaşmanın ne demek olduğunu; tırnaklarıyla, elleriyle, alın terleriyle toprak kazanmanın ve düşmandan kurtulmanın nasıl olduğunu bilen, dünyaya kahramanlığı madalyasıyla anlatan Kahramanmaraş’ta yapıldı.
Merkezi İstanbul’da bulunan ve bütün Maraşlıları kapsayan “Kahramanmaraşlılar Derneği’nin” organizesinde gerçekleşen sempozyum, Kahramanmaraş’ta Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde icra edildi.
Sempozyumun danışma kurulu başkanlığını Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Komitesi Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa yaptı.
Sempozyum, her yıl yapılan 12 Şubat Kahramanmaraş’ın Kurtuluş Günü kadar anlamlı geçti. Çünkü Kahramanmaraş adına büyük bir birlik ve beraberlik vardı.
Maraşder Genel Başkanı Av. Şaban Kurt başta olmak üzere, K.Maraş dışında bulunan ne kadar ünlü Kahramanmaraşlı akademisyen, sanatçı, yazar, gazeteci varsa Akif’e sahip çıkmak için Maraş’taydılar.
Bir millet, kendi içinden çıkan kahramanlarına sahip çıktığı ölçüde geçmişe ve geleceğe karşı vefa borcunu ödemiş olur. Hepimizin Akif’e vefa borcu vardır.
Yeni Akit
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.