İzmir'de başörtülülere Apartheid uygulaması
İzmır Adalet Girişimi, İzmir’de başörtülü öğrencilere yönelik uygulanan paso ayrımcılığının durdurulmasını istedi
İzmir Adalet Girişimi’nden yapılan açıklamada, bütün açılım ve demokratikleşme çabalarına rağmen başörtüsü yasağının devam ettiği kaydedildi. Hatta kamu gücünü kullanan ayrımcı kişi ve makamlar tarafından yasağın alanının sokağa doğru genişletildiği belirtilen açıklamada, “Başörtülü kadınlar, okullardan kamu kuruluşlarına, sürücü kurslarından hastanelere kadar kamusal hayatın pek çok alanında, bazen yasakçı mevzuata dayanılarak, bazen de o mevzuatta dahi yer almayan ve sırf kamu gücünü kullanan kişilerin önyargılarından kaynaklanan nedenlerle ayrımcılığa ve gayri insanî muameleye maruz bırakılıyorlar; hakları ellerinden alınıyor. Yasağın keyfiliği ve bu alandaki ihlâllerin cezalandırılmayışı ayrımcı önyargıyı harekete geçiriyor ve başörtülü kadınlara karşı nefret suçu işlemek isteyen herkes için elverişli bir ortam oluşturuyor” denildi.
Açıklamada, son olarak İzmir’de yaşananların, sorun çözülmedikçe yasağın nasıl yayılma eğilimi taşıdığını göstermesi kadar, bu konudaki akıl ve vicdan tutulmasının ulaştığı boyutu yansıtması bakımından da önemli olduğu vurgulandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni
n, orta öğretim ve üniversite eğitimi alan başörtülü kız öğrencilere “başı açık” fotoğraf getirmedikleri için yıllardır öğrenci kartı (paso) vermediği ve onların diğer öğrencilerle aynı indirimden yararlanmalarının engellendiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bu durumda öğrencilerin önünde iki yol kalıyor: Başı açık fotoğraf vermek veya öğrenci arkadaşlarının ödediği rakamın iki katına yakın bir parayla seyahat etmeyi göze almak. Ancak bu öğrencilerin mağduriyeti, başı açık fotoğraf vermeye zorlanmakla ve vermekle de bitmeyebiliyor. Başörtülü öğrenciler sık sık şoförlerin kimlik sorgulamasına ve hatta zaman zaman ‘bu fotoğraf sana benzemiyor’, ‘başını aç’ türünden muamelelerine maruz kalıyorlar. Belediye yetkilileri ise öylesine pişkin ve rahat davranıyorlar ki, uygulanan yasağın hukukî gerekçesini bulma ve belirtme ihtiyacı dahi duymuyorlar. Bu uygulamayla belediye, özel hayata müdahale ediyor, din, vicdan, düşünce ve ifade özgürlüğünü ihlâl ediyor, onları cinsiyet ve inanç temelli ayrımcılığa uğratıyor, seyahat özgürlüğünü engelliyor. Bütün bu hak ihlâllerine imza atan belediye yetkilileri ise görevlerinin başında kalmaya devam ediyor. Bu uygulama ayrımcılık yasağını, öğrencilerin eğitim ve seyahat özgürlüklerini ihlâl ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir an önce bu ayrımcılıktan vazgeçmesini ve bu utanç verici ‘Apartheid (*) uygulaması’na son vermesini bekliyor; hukukun uygulanmasından sorumlu olan bütün yetkilileri bu açık hukuksuzluğa göz yummamaları konusunda uyarıyor ve adalet duygusuna sahip herkesi bu haksızlığı ortadan kaldırmak için çaba sarf etmeye çağırıyoruz.
CHP’Lİ BAŞKAN: İNDİRİMLİ KART İSTEYEN BAŞINI AÇSIN!
Geçtiğimiz günlerde CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sorunu “marjinal bir grubun meselesi” olarak tanımlayıp ve uygulamayı “Yürürlükte bulunan Kılık Kıyafet Yönetmeliği’yle ilgili bir konu. Üniversite ve lise öğrencileri zaten fotoğraflarını açık çektiriyor, kimliklerini alıyor. Sadece Açık Lise’de okuyan üç-dört öğrenci... Lisede başlığını çıkarıp fotoğraf çektiren kadın, dışarıdan lise bitirmede de bunu uygularsa bir problem kalmayacaktır” şeklinde savunmuştu.
Yeni Asya
(*) Apartheid (Afrika dilinde "ayrılık" anlamına gelmektedir), Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 1948 - 1994 yılları arasında, Ulusal Parti hükümeti tarafından uygulanan ırkçı ayrımcılık sistemidir.
Uzun yıllar boyunca beyaz ırkın yönetiminde olan Güney Afrika'da zencilere uygulanan ayrımcılık, 1948 yılı genel seçimlerinden sonra resmileşerek sürdü. 1958 yılından itibaren yasalarla da desteklenen Apartheid sistemi, insanların derilerinin renklerine göre sınıflandırılmaları sonucu, beyaz azınlık dışında kalanların vatandaşlık hizmetlerinden daha az yararlanmaları, devletin sağladığı sağlık hizmetleri, eğitim vb.lerinden daha az yararlanmaları gibi ırkçılıklara zemin olmuştur.
Güney Afrika'da apartheid'a karşı Anti-Apartheid Hareketi oluşturulmuş, Nelson Mandela iktidarıyla ırkçı-ayrımcı uygulamalar durdurulunca Apartheid'ın ortadan kalkmasıyla bu hareket te son bulmuştur. (Wikipedia)