Kaç tane kainat var?

Kaç tane kainat var?

Evrende yalnız olup olmadığımız zihinleri kurcalarken, çoklu evren modelleri bilim kurgunun ötesinde hayal gücünü zorluyor.

Dünyada 21 Aralık kıyamet çılgınlığı iyice ayyuka çıkmışken, çoklu evren düşüncesi bilimin “sınır” teorilerinden sayılıyor. Ünlü bilimkurgu dizisi “Fringe”de sıklıkla işlenen bu temanın arkasında birçok bilimsel teori yatıyor.

Önemli bilim sitelerinden Space.com’un editörü Clara Moskovitz, “Çoklu evrende yaşadığımıza dair 5 neden” başlıklı haberinde, bu bilimsel teorileri topladı. Moskovitz’in derlediği 5 bilimsel teori ise şöyle:

1- Sonsuz Evrenler

Bilim adamları uzay ve zamanın şekli konusunda net bir fikre sahip olmasa da genelde düz ve sonsuza uzandığı kabul ediliyor. Eğer uzay-zaman sonsuzsa evrenin bir noktada yeniden başlaması gerekiyor zira uzay-zamanda parçacıkların düzenlenmesi için sadece sonlu yollar mevcut.

Bu teoriye göre eğer yeterince uzağa bakabilirseniz kendinizi sonsuz versiyonu görebilirdiniz. Bazıları sizinle aynı şeyleri yaparken, bazıları çok daha radikal şekilde yaşıyor olabilirdi.

Bunun nedeni ise gözlemlenebilen evrenin sadece ışığın gidebildiği mesafe kadar olmasıdır. Büyük Patlama’dan itibaren 13,7 milyar ışık yılı mesafenin ardındaki uzay ve zaman ayrı bir evren olması gerekir. Bu şekilde birçok evren bir tür uzay-zaman yaması gibi bir arada var olabilir.

2- Balon Evrenler

Sonsuza uzanan uzay-zamanın oluşturduğu çoklu evrenlere ek olarak, “sonsuz şişme” adı verilen teoriye göre başka kainatlar da mümkün olabilir. Şişme kavramı ile Büyük Patlama’nın ardından evrenin geçirdiği hızlı büyüme evresi kastedilir.

İlk olarak Tuft Üniversitesi’nden Alexander Vilenkin’in önerdiği modele göre bazı uzay ceplerinde şişme durdu ancak bazılarında aynı bizimki gibi şişme devam etti. Bunun sonucunda da sayısız “balon evren” oluştu.

Bizim evrenimizde şişme durmuşken, şişme başka evrenlerde şu an devam ediyor olabilir. Bu teorinin diğer ilginç bir özelliği de diğer balon evrenlerde bizim bildiğimiz fizik kanunlarından farklı kanunların geçerli olabileceği.

3- Paralel evrenler

Sicim Teorisi’nden hareketle “zar” yani “paralel” evrenler, bizimkinin hemen üzerinde yer alır. İlk olarak Princeton Üniversitesi’nden Paul Steinhardt ve Ontario Perimeter Enstitüsü’ünde Neil Turok’un önerdiği bu modelde, bizim bildiğimiz 3 uzay ve 1 zaman boyutu dışında farklı boyutlar da mümkündür. Bizim 3-boyutlu “zar” uzayımıza ek olarak daha yüksek-boyutlu evrenlerde başka 3-boyutlu zarlar bulunabilir.

Columbia Üniversitesi’nden fizikçi Brian Greene bu teoriyi şu sözlerle açıklıyor: “Evrenimiz yüksek-boyutlu uzaydaki sayısız ‘dilimden’ biridir. Tıpkı büyük kozmik bir ekmeğin dilimleri gibidir”.

4- Kerime Evrenler:

Atomaltı parçacıkları açıklayan kuantum teorisi, başka bir çoklu evren modeli daha sunuyor. Kuantum dünyasına göre olaylar kesinlikten ziyade bir olasılıktır. Bu teorinin matematiğine göre de bir durumun tüm olasılıkları farklı evrenlerde yer alır.

Örneğin bir yol ayrımına gelip sağa döndüğünüzde başka bir kerime evrende sola dönen bir siz daha bulunur. Siz yaşadığınız gerçekliği “tek” sanırken aslında farklı evrenlerde farklı gerçeklikler de yaşanıyor olabilir.

5-Matematik Evrenler:

Matematiğin evreni tanımlamak için bir araç mı yoksa bir gerçeklik ve evrenimize dair gözlemlerimizin bu gerçek matematiksel doğanın gayri-mükemmel algıları mı olduğu uzun zamandır bilim insanlarını meşgul ediyor.

Eğer matematik bir gerçeklik olduğu doğru ise evrenimizi şekillendiren özgün matematiksel yapı tek seçenek olmayabilir. Bu da tüm olası matematiksel yapıların farklı evrenlerde var olabileceği anlamına geliyor.

MIT’ten Max Tegmark bu çoklu evren modelini şöyle açıklıyor: “Matematiksel yapı insani yükten tamamen bağımsız olacak şekilde tanımlayabileceğiniz bir şeydir. Benden bağımsız olarak bir evrenin var olabileceğine ve hiç insan olmasa da var olmayı sürdürebileceğini kesinlikle inanıyorum”.

Space.Com