Kadın derviş de olmuş, hoca da esnaf da!
‘Kadın ve Tasavvuf’ konulu konferansta kadınların sosyal hayattaki yerine vurgu yapan yazar Sibel Eraslan, ‘kadınlar tasavvuf kültürü ve sosyal hayatın inşasında etkin bir şekilde rol aldılar’ dedi.
Ümraniye Belediyesi’nin düzenlediği ‘Tasavvuf ve Kadın’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan yazar Sibel Eraslan, önemli tespitlerde bulundu.
Eraslan, Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa, Hacı Mehmed Zihni Efendi’nin ‘Tarihte İz Bırakan Meşhur Kadınlar’ isimli kitabından bilgiler vererek başladı. Eserde Osmanlı tarihinde sosyal yaşamın inşasında kadınların yoğun bir biçimde yer aldıklarına dair geniş ayrıntılar olduğunu ifade eden Eraslan, daha sonra kadınların tasavvuf kültüründeki rolüne değindi.
‘KADINLAR HOCALIK, DERVİŞLİK, ESNAFLIK YAPTI’
Tasavvuf kültürünün mütevazılık anlayışı ile inşa edildiğini söyleyen Sibel Eraslan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Tasavvuf kültürü ile yoğrulmuş isimlerin ortaya çıkması zordur. Bu nedenle tasavvuf kültüre ait sanat eserlerinin altında ‘la edri’ imzası vardır. Yani eserin sahibinin adı bilinmez. Pek çok hat eseri vardır, la edri’dir. Ya da gazel, deyiş, şiirdir ama altında la edri imzası vardır. İsmi mütevazılıkle, aldığı tasavvuf terbiyesi ile ismini söylemez. Bir de kadın olduğunu düşün. Bu iki kere alçak gönüllük gerektirir. Bu nedenle tasavvuf düşüncesine ait eserlerde çok az kadın ismine rastlarız.
Bunun yanında tarihimizde esnafların bir araya gelerek oluşturduğu Ahilik teşkilatında kadınların etkin bir biçimde rol aldıklarını biliyoruz. ‘Bacıyan-ı Rum / Anadolu Bacıları’ adıyla anılırlardı. Ahi teşkilatının kurucusu Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacı’ya bağlıydılar. Deri işlerler, halı dokuma, iplik elde etme, boyama sanatında hayli ileriydiler. Bunun da ötesinde, Sivil savunma işleri öğrenir, öğretirlerdi. At binme, mızrak kullanma, kılıç kullanma gibi sanatların Bacıyan-ı Rum tarikatı tarafından öğretildiğini biliyoruz. Tarikat deyince miskinlik, dervişlik, tespih çekmek, zikir yapmak gelir akıllara. Ama tarikatların önemli bir sosyal tarafı da vardır. Aynı zamanda tarikat mensuplarının hepsinin meslekleri var. Mesela, Mevlana’nın Konya’daki müritleri içerisinde keçecilik işiyle uğraşanlar, yorgan, seccade yapanlar vardı.
Yazar Sibel Eraslan, konferansın bitiminde, dinleyicilerden gelen soruları yanıtladı.
Haber 7