'Kadınlar size Allah'ın emanetidir' hadisinin izahı
Son günlerdeki tartışmayı nasıl anlamalıyız
Bu konuyu en güzel açıklayan rivayetlerden biri şöyledir:
Veda haccı sırasında Enceşe isimli sahabi, bazı ezgiler okumuş develeri iyice hızlandırmıştı. Kervandaki kadınları rahatsız edecek derecede develerin hızlı gittiğini gören Peygamber Efendimiz (asm) Enceşe’ye seslendi:
“Ey Enceşe dikkat et, ağır ol, Pırlantalara, Kristal parçalarına dikkat et, onları rahatsız etme.” (Buhari, Edep, 90, 95, 111)
Dinimizde kadının canı, onuru ve hakları dokunulmazdır ve emanettir.
Arapçada “güvenmek, korku ve endişeden emin olmak” manasındaki emn masdarından gelen emanet kelimesi hıyanetin karşıt anlamlısı olarak isim şeklinde kullanıldığı gibi “güvenilir olmak” anlamında masdar şeklinde de kullanılır. (bk. Müfredât, Lisânü’l-Arab, “emn” md.)
Allah’ın, "Kadınlarla iyi geçinin." (Nisâ, 4/19) emrine göre, onlarla iyi geçinmek için önce onlara güzel ve tatlı söz söylemek, sonra da elden geldiğince iyi ve nazik davranmak gerekir. Peygamber Efendimiz (asv)'in ortaya koyduğu ölçüye göre insanların en hayırlısı, aile fertlerine karşı iyi davrananlar, onlarla iyi geçinenlerdir.
Bu ölçüyü iyice pekiştirmek isteyen Resûl-i Ekrem aleyhissalatü vesselam, "aile fertlerine en iyi davranan kimsenin kendisi olduğunu" belirtmiştir. (Tirmizi, Menakıb 63)
Hadislerde;
- yapılan vaatlerin,
- özel meclislerde konuşulan sözlerin,
- verilen sırların,
- evlenilen kadınların
- ve aile mahremiyetinin birer emanet olduğu belirtilmiştir. (bk. Wensinck, el-Muʿcem, “emn” md.)
“Emanet zayi olduğunda kıyameti bekle” (Buhari, İlim 2) anlamındaki hadiste, hangi türden olursa olsun emanete hıyanetin yaygınlaşması ve güvenin ortadan kalkmasının toplumsal bir felâket olduğu anlatılmak istenmiştir.
Kuran-ı Kerîm’de emanete riayet müminlerin başlıca meziyetleri arasında zikredilmektedir. (Müminûn 23/8; Mearic 70/32)
Hz. Peygamber (asm) de emanete hıyanet etmeyi münafıklık alametleri arasında saymış (Buhari, Îmân, 24) fakat emanete hıyanet eden kişiye hıyanette karşılık vermeyi de yasaklamıştır. (Ebu Davad, Büyu, 79)
Peygamberimiz (asm), yirmi üç yıllık Nübüvvet mesajlarını özetlediği, özelde yüz binden fazla insan seline, genelde ise tüm insanlığa irad ettiği Veda Hutbesinde, kadınları, Allah’ın emanetleri olarak nitelemiş ve onları bu şekilde ümmetine emanet etmiştir:
Ey insanlar!
Kadınların haklarınızı korumanızı ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim.
Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız.
Onların iffet ve namuslarını Allah adına söz vererek helal edindiniz.
Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır…"
Demek ki kadınlar, Allah’ın emaneti, herhangi bir kimsenin değil de O’nun emanetidir. Onlar emanettir bizlerin yanında, hem de Yüce Allah’ın emanetidir.
Şimdi bu gerçeği göz önünde bulunduran bir erkek, kendisine emanet edilen bu Allah emaneti kadına nasıl bakacaktır. Bu gerçeğin farkında olan bir mümin erkek, Allah’ın emaneti olan kadına sövüp hakaret edebilir mi, ona el kaldırıp dövebilir mi, onu kapı dışarı koyabilir mi, sokak ortasında saçından sürüyerek onu dövebilir mi, ona kurşunlar yağdırabilir mi, onu bıçakla delik deşik edebilir mi, onun haklarını gasp ederek mehir ve miras haklarından onu men edebilir mi?
İnsanlık, İslam’ın ölçülerini doğru bir şekilde anlayıp gereklerini yerine getirdiği zaman her hak sahibi hakkına kavuşacak ve herkes huzura erecektir. Aksi takdirde ezenler ve ezilenler, sömüren ve sömürülenler, inleyenler ve inletenler olmaya devam edecektir!
Aslında emanetin kapsamında, insanın Rabbine, nefsine ve topluma karşı sorumluğu vardır:
Rabbine karşı; O’nu birlemek, ortak koşmadan ibadet etmek, her zaman O’nu görüyormuş gibi davranmakla sorumludur.
Nefsine karşı; Allah’ın emrettiği yerde kullanmak, yasaklardan uzaklaşmak, dünya ve ahiretteki tehlikelerden uzak tutmakla sorumludur.
Topluma karşı; Toplumun hakkını gözetmek, insanları aldatmamak, eşyaya zarar vermemek, başkasının hukukunu zayi etmemekle sorumludur.
Özetle emanet, emniyet ve güven içinde olmak, başkasının hukukuna riayet etmek gibi anlamlara sahiptir. Kişinin yapmakla sorumlu olduğu vazifelerin şuurunda olmasıdır.
Bu yönüyle sahip olduğumuz tüm maddi ve manevi değerler, vazifeli olduğumuz tüm sorumluluklar emanet kapsamı içerisindedir.
Sorularla İslamiyet
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.