Afife ARTIK
Kastamonu Lahikası Düsturları–16 ‘Hakikatbîn olmak’
Bu yazımızda “Uhuvvet Risalesi”ne göre hakikatbîn olmanın ne manaya geldiğini madde madde incelemeye gayret edeceğiz.
Uhuvvet Risalesi’ne göre nedir hakikatbîn olmak?
•Tarafgirlik, inat ve hasedi terk etmektir hakikatbîn olmak. Zira bunlar nifak, şikak, kin ve adavete sebebiyet verir.
•Şahsî hayat, içtimai hayat, manevi hayat ve en mühimmi de İslamiyet’e zarar veren şeyleri terk etmektir hakikatbîn olmak.
•Bir fertte bulunan iman, İslamiyet, komşuluk gibi pek çok masum sıfatı bize zararlı olan bir sıfata feda etmemektir hakikatbîn olmak.
•Kalbimizde her dâim muhabbeti hakiki, adaveti mecazî tutmaktır hakikatbîn olmak.
•Mü’min kardeşini sevmek, fenalığı için ona adavet etmeyip lütuf ile ıslahına çalışmaktır.
•Her ne olursa olsun mü’min kardeşi ile konuşmayı üç günden fazla kesmemektir hakikatbîn olmak.
•Riyakârlıktan uzak durmaktır.
•Kâbe hürmetinde olan îman ve Uhud Dağı azametinde olan İslamiyet’i her dâim küçük taşlar hükmünde olan küçük kusurlara tercih etmektir hakikatbîn olmak.
•Îmanımız bir ise kalblerimizin de bir olmasıdır.
•Esma-i İlahiyye adedince vahdet alakaları ve ittifak rabıtaları ve uhuvvet münasebetleri olduğunu bilerek buna muvafık hareket etmektir hakikatbîn olmak.
•Bir mü’minde bulunan câni bir sıfat yüzünden sâir masum sıfatları mahkum etmemektir.
•Nurların sirâyet ve in’ikasına yol açmak; zulmetlerin yayılmasına sed çekmektir hakikatbîn olmak.
•Sevmediğin bir adamın sevimli masum kardeşlerine ve alakadâr olduğu zâtlara adavet etmemektir.
•Mesleğini ve fikirlerini hak bildiğinde; mesleğim haktır veya daha güzeldir demeye hakkı olduğunu bilmek, hak olan yalnız benim mesleğimdir deme hadsizliğinde bulunmamaktır hakikatbîn olmak.
•Her dâim hakkı söylemek fakat, her hakkı söylemeye hakkı olmadığını bilmektir.
•Kalbindeki adavete, nefs-i emareye ve hevâ-i nefse adavet etmek ve nefsinin ıslahına çalışmaktır hakikatbîn olmak.
•Kendisine en çok zarar veren kendi nefsinin hatırı için mü’minlere adavet etmemektir.
•Fenalığa karşı iyilikle mukabele etmektir hakikatbîn olmak.
•Kin ve adaveti terk ederek; nefsine, mü’min kardeşine ve Rahemet-i İlahiyyeye zulmetmeyi bırakmaktır.
•Hased etmeyi bırakarak kendini mahvedip yandırmaya son vermektir hakikatbîn olmak.
•Kaderi tenkit ve Rahmet-i İlahiyyeye itiraz manasına gelen; hasmına gelen fenalıklara memnun nimetlerden mahzun olmayı bırakmaktır.
•Mü’min kardeşinden kendisine gelen fenalıkta; kader ve kazanın hissesini bilerek râzı olmak, kardeşinin nefsi ve şeytanın da payı olduğunu hatırlamak ve kendi nefsinde görmek istemediği kusurunu da görmektir hakikatbîn olmak ve bu payları ayırdıktan sonra kalan küçük hisseye de afv ve safh ve ulüvvücenablıkla mukabele etmektir.
•Adavet ve intikam fikrinin kalbine girmesine yol vermeyerek dünyanın çekişmeye, üzerinde boğuşmaya değmeyecek bir şey olduğunu derk etmektir.
•Dostlarına mürüvvetkarane muaşeret ve düşmanlarına sulhkarane muamele ile iki cihan saadetini yakalamaktır hakikatbîn olmak.
•Allah için sevmek, Allah için buğzetmek ve hükmün ancak Allah’a ait olduğunu idrak etmektir.
•Allah için yapmaya niyet etiği bir fiili, nefsinin hissesi karışmakla terk etmektir İmam-ı Ali radiyallahu anh misillü.
•Hâricî düşmanların hücumu ânında dâhili çekişmeleri terk etmektir hakikatbîn olmak.
•Uhuvvet-i İslamiye siperine ve kal’asına sığınmaktır, mü’minler ancak kardeştir hükmü altına girmektir.
•Mü’min kardeşleri ile; birbirine sımsıkı yapışmış, aralarında hiç boşluk kalmamış taşlar gibi; yeknesak bir duvarın tuğlaları gibi tutunmaktır hakikatbîn olmak.
•İhlas ve adaleti hayatının merkezine almaktır hakikatbîn olmak vesselam…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.