Kemalizm bir Ergenekon yapılanmasıdır

Kemalizm bir Ergenekon yapılanmasıdır

Münazarat Sempozyumun son oturumunda "Anayasa ve Kürt meselesi" başlığı altında tartışıldı

Mardin Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen ve 3 gün süren Bediuzzaman Said Nursi'nin Münazarat adlı eserindeki Kürt Reçetesi başlıklı Sempozyumun son oturumunda "Anayasa ve Kürt meselesi" başlığı altında tartışıldı.

Oturumu Prof. Dr. Gürbüz Aksoy yönetti. Yazar Süleyman Çevik, Yrd. Doç. Dr. Murat Tümay, Mehmet Ali Bulut, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Bilgi ve iş adamı Mehmet Emin Değer konuşmacı olarak katıldı.

Sempozyumun son gününde masaya yatırılan "Anayasa ve Kürt meselesi" konusu katılımcılar tarafından enine boyuna tartışıldı. M. Ali Bulut" Kemalizm yerli bir yaklaşım değildir. Bir tür Ergenekon yapılanmasıdır."dedi.

Konuşmasında Kemalizm'in yerli bir yaklaşım olmadığını belirten Gazeteci Bulut, "Mevcut olan birliktelik zeminini yok sayarak bir ittihat yapmanın imkânı yoktur. Müfsit bir komitenın bu zemin içinde nefes alınmaz hale getirmiş olduğu bir gerçektir. Kemalizm yerli bir yaklaşım değildir. Bir tür Ergenekon yapılanmasıdır. Hepimiz birlikte sevr sıra dağları ile çevrilmiş o ağıla sokulmuşuz. Her birimiz değişik ikna odalarında birbirimize karşı kışkırtılmış ve güven bunalımına uğratılmışız." dedi.

Üstad'ın, özelde münazarat, genelde Risale-i Nur ile cesim bir hadiseyi tamir eden bir müceddid olduğunu işaret eden Bulut, "Onu bir kavmin milliyetçisi veya sosyal dokusu bozulmuş bir toplumun tamircisi yahut sıradan bir İslam alimi saymak cidden haksızlık olurdu. Bediüzzaman tevhid inancının yeniden ihyası noktasında kitap ehlinden inanlara bile yüreğini uzatırken İslam ailesi içinde hal ayrılıkların olması anlaşılır değildir. Ben dilerim ki, bu sempozyumda Ermenilerle dostluktan tutunda Şii, Sunni meselelerinin yeni açılımlarına Alevilere olan yaklaşımlarına kadar birlik çatısı içerisinde pek çok mesele incelensin diyorum" şeklinde konuştu.

munazarat_son2.jpg

Sempozyumun, yükselen Kürt milliyetçiliğinin meşruiyet arama zemin olmasından, birilerinin bu zemini kendi amaçları doğrultusunda manipüle edeceğinden korktuğunu ifade eden Bulut, "Münazarat sempozyumu yalnızca Kürtlerin reçetesi gibi algılama fanatizmine yönelmedi. Bediüzzaman, hiçbir zaman Kürt'ten arınmış bir Türk istikbali, Türk'ten arınmış bir Kürt geleceği tasarlamamıştır. O her ikisini de birlikte düşünmüştür. İkisinin selameti ve huzuru esastır. Biri birinden tefrik edilemez. Sizi temin ederim ki Türk mutsuzsa Kürt Muzdariptir. Kürt mutlu olmadan da Türk mutlu olamıyor. Bunu tecrübe ile sabit yaşayarak gördük." dedi.

"TÜRKLER, BİRAZ DAHA MÜSAMAHA GÖSTERİLMELİDİR"

Sempozyumun düzenlenmesinde önayak olan işadamı Mehmet Emin Değer ise, Sempozyum davetiyesini vermek üzere gittiği bir aşiret liderinin kendisine "Said-i Nursi mi?, Said-i Kurdi mi?" diye soru sorduğunu hatırlattı.

Mehmet Emin Değer, Üstad Bediüzzaman'ın bütün kökenlerin ortak zenginliği olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "O hem Said Nursi'dir, hem Said-i Kürdi'dir, hem Said-i Arabi'dir hem de Said-i Farisi'dir. O hepimizin ortak zenginliğidir. Ben buradan Türk kardeşlerime seslenmek istiyorum. Kendini Türk hisseden bütün kardeşlerime seslenmek istiyorum. Eğer Doğu ve Güneydoğu'da ister İslami kimliğiyle ister İslam dışı kimliğiyle konuşan ve bazen de ölçüyü biraz kaçıranlara nazar-ı müsamahayla yaklaşmalarını rica ediyorum. Çünkü yaralıdırlar, bir asırdır yaralıdırlar. Haksızlığa maruz kalmışlardır bunu açık ve net söylüyorum, Türklerin de, Arapların da, Farsların da tarih boyunca Kürtlere bir borcu vardır. Neden borçları vardır? Çünkü bin senedir bu unsurlara katkıları vardır. Fazla bir şey de talep etmemişler, bir asırdır bir şey talep ettikleri için zulüm görüyorlar, bunun için de müsamahayla bakmalarını rica ediyorum."diye konuştu

ANAYASA'DA YOL HARİTASI BELİRLENMELİDİR

Yeni Anayasanın, Türkiye halkları için çok önemli olduğunu belirten Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr, Mazhar Bağlı, Türkiye'deki sorunun çözümü, Demokrasi, İnsan Hakları ve Özgürlüklerden ödün vermeden çözülmesi gerektiğine inandığını ifade etti. Bağlı, "Uzun zamandır şu konuyu içinde barındırmak gerekiyor. Farklılıkları bir arada nasıl yaşatabiliriz. Farklılıklarda sosyolojik dönemsel olarak değişiyor. Farklılıklardan kast ettiğimiz şey köylüler ve şehirlilerdir. 1980'lerde belli ideolojik fikirlerle sahip olanlarladır. Ama bu dönemlerde kendi dini ve etniklerini öne çıkaran insanlar kendi farklılıklarını ortaya koymuşlardır. Dolayısı ile iki temel sorun vardır. Farklılıkları tanımlamak ve bu farklılıkları tanımlamak ile birlikte bu farklılıkları birlikte yaşamalarının sağlayacak bir formülü bulup uygulayabilmektir. Farklıları bir arada barış ve kardeşlik içinde ayrıştırmalarını sağlayacak bir yol haritası yapmak gerekir. "dedi

80 YILDIR MİLLİYETÇİ TORTULARLA BURAYA KADAR GELDİK

Konuşmasına Suriye'de yaşanan katliamlar kınayarak değinerek başlayan Harran Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Levent Bilgi ise, "Elhamdullillah Risale-i Nurun bize öğrettiği çok güzel bir şev vardır. Biz talebeyiz. Birbirimizden öğreneceğimiz çok güzel şeyler var. Bu anlamda bu toplantıyı önemsiyorum. Bu toplantıyı birlikte düşünerek doğruyu arama toplantısı olarak algılıyorum Aynı zamanda Nurcuların Kürt konusunda yüzleşmesi toplantısıdır. Aslında bu toplantı bütün ezber bozma toplantısıdır. 100 yıl önce Münazarat'ta bu ezberler bozulmuştur. Ama maalesef 80 yıldır milliyetçi tortularla buraya kadar geldik. Kemalizmin tortusu ile geldik. Ulus devletin tortuları ile geldik. Ama şu toplantı ile şunu gördük birazda Risale-i Nur okuyan insanlar insaf sahibidir. Hakkın yanındadır doğruyu gördüğünde biz sabreden insanlarız. Bu anlamda da ben öğrencilerime şunu söylüyorum. Evet bizim ırkımızdan gelen Türk olan milletin size zulmetmişse özür borcumuz vardır. Bu konuda ben sizden özür diliyorum" dedi.

Nubihar Dergisi yayın yönetmeni Süleyman Çevik ise bugüne kadar Kürtlerin hak taleplerine gerekli özenin gösterilmediğini söyledi. Kürtçe yayınlar yaptıklarını hatırlatan Çevik, "bizi her gören neden bu çalışmaları yaptığımızı soruyordu. Biz de uzun uzun bunları anlatmak zorunda kalıyorduk. Ama şimdi artık kimse bu soruları sormuyor" dedi. Çevik konuşmasını Said Nursi'nin Kürtçe yazdığı bir yazısını okuyarak bitirdi.

Yrd. Doç. Dr. Murat Tümay, anayasa yapılmasındaki gerekliliğe işaret etti. Tümay eski anayasanın çöpe bile atılmamasını yok edilmesi gerektiğini vurguladı.

Son konuşmayı ise Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay yaptı. Katılımcılara teşekkür eden Omay, Artuklu Üniversitesinin benzer yeni projelerinin olduğunu söyledi.

Sempozyum sonunda katılımcılara birer plaket verildi.

Haberfx-RisaleHaber

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.