Kimsesiz çocuklara medya bilinci aşılanacak
Türkiye'de iletişim araçlarının özellikle de televizyon ve internetin istenmeyen olumsuz etkilerinin kaygı uyandırıyor
Mehmet Şahin'in haberi
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Adana Bölge Müdürü Sevgi Coşkunserçe, medyanın gücünü çoğu zaman istismar ettiği bir Türkiye'de iletişim araçlarının özellikle de televizyon ve internetin istenmeyen olumsuz etkilerinin kaygı uyandırdığını söyledi. RTÜK Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'yle 13-18 yaş arası koruma ve bakıma muhtaç çocuklara yönelik "Medyamızı Tanıyalım Projesi'ni" yürütüyor. RTÜK'ün 'Medya Okuryazarlığı Projesi' kapsamında düzenlediği organizasyonda Sevgi Evleri ve Kız Yetiştirme Yurdu'nda barınan kimsesiz çocuklara "medya bilinci aşılanması" hedefleniyor.
ÇOCUKLAR SEÇİCİ DAVRANMIYOR
RTÜK Bölge Müdürü Sevgi Coşkunserçe koruma altındaki çocukların boş vakitlerini televizyon seyrederek geçirdiğini kaydetti. Çocukların televizyon programlarında seçici davranmadığını belirten Coşkunserçe, sunulan program ve reklamların doğruluğunu sorgulamadığını ifade etti. Bu projenin uygulanması sonrasında gençlere medyada sunulana karşı eleştiren ve sorgulayan bir 'bakış açısı geliştirmesi' amaçlandığını vurgulayan Coşkunserçe, izlenen program ve okunan haberlerin akıl süzgecinden geçirilmesinin önemine değindi. Genç veya yaşlı, mutlaka dinleyici ve izleyicilerin öğrendikleri her şeyi sorgulamaları gerektiğini anlatan Coşkunserçe, "Gençlerin bilerek TV izlemesini istiyoruz. Eğer bilinçli bir kişi televizyon seyrediyorsa tercihlerinde daha fazla seçici olur. İçi boş bir program seyretmez. Bu da otomatik olarak medyayı daha kaliteli, daha güzel, halka ve çocuklara zarar vermeyecek programlara yönlendirir."dedi. Medyamızı Tanıyalım" projesinde televizyon karşısında etkiye en açık grubu oluşturan çocukların ekranda izlediklerini, 'gerçeklik' ve 'kurgu' bakımından ayırt etme becerisini de kazanacaklarını belirten Coşkunserçe, "Medyanın olayları ve olguları nasıl ve neden belli yönleriyle yansıttığı çocuklara anlatılacak. Böylece bu kitle medyaya eleştirel bakabilen, bilinçli alıcılar olarak yetiştirileceklerdir." diye konuştu.
Yapılan araştırmalar da medyanın yetişkinlere nazaran daha savunmasız olan çocukları şiddete yönlendirdiğini ortaya koyduğunu hatırlatan RTÜK Bölge Müdürü, ülkede televizyonun çok fazla izlendiğine işaret etti. Coşkunserçe, bu kadar yoğun televizyon izlenen bir ortamda verilen mesajlara karşı çocukların belli bir bilince kavuşturulması gerektiğinin altını çizdi.
MEDYA ARAÇLARININ FİZİKSEL ETKİLERİ
Medya araçlarının fiziksel yöndeki olumsuz etkilerini, "kilo sorunu, yorgunluk, görme ve işitme bozuklukları, halsizlik, baş ağrısı, uyku ve psikosomatik bozukluklar" şeklinde sıralayan Sevgi Coşkunserçe, şunları söyledi: " 6-14 yaş grubunda 100 çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada, ekran başından ayrılmayan çocuklarda ders dinleme kabiliyetinden, olayları kavramaya kadar varan çeşitli sosyalleşme olayları için gerekli olan fonksiyonlarda gerileme ve zeka derecesinde düşüş görüldüğünü gözlenmiştir. Bu çocuklardan günde 50 dakikadan fazla ekrana bağlı kalanların dikkatlerini uzun süre bir noktaya toplamalarından ötürü günlük hayatın şartlarına uymakta güçlük çektikleri belirlenmiştir. Televizyonda görüntülerin, imgelerin çok hızlı değişmesi çocukların gündelik hayatta da her şeyin televizyon ekranındaki gibi hızla değişmesini istemelerine neden olabilmektedir. Bu durum günümüzde giderek yaygınlaşan 'Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunu' tetikleyici bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır."
MEDYA ŞİDDET İLİŞKİSİ
Medya-şiddet ilişkisine dikkat çeken Coşkunserçe, doğrudan şiddet üzerine kurulu olduğu söylenebilecek kan davası, mafya-devlet ilişkilerini konu alan programların yanında, aşk temalı dizilerde de şiddet unsuru yoğun olarak kullanıldığını vurguladı. Televizyonda 'iyiyi' temsil edenlerin uyguladığı şiddetin 'meşru' olarak sunulduğunu ifade eden Coşkunserçe, şu bilgileri verdi: "Gelişim dönemine uygun olmayan sakıncalı yayınlar içeren programlar ve bilgisayar oyunları çocukları ve gençleri olumsuz etkileyebilmektedir. Etkileme şekli ve düzeyi, yaşa ve kişilik özelliklerine göre farklılık göstermektedir. Bu oyunların oynanması, çocuklarda nefret ya da suçluluk duygusunun oluşumuna neden olabilmektedir. Bu projenin amacı gençlerimizi televizyon, video, sinema, reklamlar, yazılı basın, internet vb. ortamlardaki mesajlara ulaşarak bunları çözümleme, değerlendirme ve iletme yeteneği elde etmesidir. Yazılı, görsel, işitsel medyaya yönelik eleştirel bakış açısı kazanmasıdır.
Projeye destek veren Adana Valisi İlhan Atış, bu programın okullara taşınması gerektiğini kaydetti.