'Kıskanmayan erkekte hayır yoktur' sözü hadis midir?
İşittiğime göre kadınlarınız çarşı ve pazarlarda erkekler arasında gezip dolaşıyorlar. Sizde kıskançlık duygusu yok mu?
Bu söz hadis değildir. Hz. Ali'ye (ra) izafe edilmektedir: Hz. Ali (r.a.) halka şöyle buyurmuştur:
"İşittiğime göre kadınlarınız çarşı ve pazarlarda erkekler arasında gezip dolaşıyorlar. Sizde kıskançlık duygusu yok mu? Şunu bilin ki kıskanmayan kimsede hayır yoktur. Kıskançlığın iki çeşidi vardır: Birincisi güzel olanıdır ki insan onunla aile efradını ıslah ederek onların kötü yollara düşmelerine engel olur. İkincisi de kötü olanıdır ki bu, sahibini cehenneme götürür." (1)
Dinî metinlerde kıskançlık anlamında kullanılan Arapça "gayret" kelimesi "kişinin kendi mahremini koruması yönünde gösterdiği aşırı duyarlılık, izzet-i nefsine, şeref ve namusuna zarar verecek durumlardan sakınıp korunmasını sağlayan duygusal tepki", daha özel olarak da "erkek veya kadının başkasının cinsel ilgisine karşı kendi eşini koruma ve savunma duygusu" manasına gelir. (2)
Bir kimsenin eşini ve kendine ait olan bir hak ve menfaati, başkasından kıskanması haset değil gayret olarak nitelendirilir. Çünkü bu tabii ve fıtrî bir eğilimdir. Kişinin sevip bağlandığı, değer verdiği bir kimseyi ve bir şeyi koruma altına alması, esirgemesi sonucunu doğuran kıskanma duygusu ve bundan kaynaklanan eylemler, yükselme, ilerleme, olgunlaşma, namus ve iffetin, hak ve menfaatlerin muhafazası için gerekli bir tutum ve davranış özelliği olarak kabul edilir. (3)
Bu sebeple İslâm ahlâk kültüründe dengeli bir kıskançlık duygusu asalet, namus, iffet ve mertliğin temeli sayılmış ve bir onur ifadesi olarak kabul edilmiştir.
Kıskançlığın olumlu ve olumsuz yönlerini birbirinden ayırt etmek önemlidir. Bazı kıskançlık belirtileri vardır ki görünüşte dinî-ahlâkî endişe ve hassasiyetin dışa vurumu gibi olsa da çok defa şahsî zaaf ve bencilce dürtülerden kaynaklanır. Gerek Resûl-i Ekrem'in (asm) hadislerinde gerekse Müslüman âlimlerin açıklamalarında, kıskançlık duyguları arasındaki bu ayırıma dikkat çekildiği görülmektedir.
Nitekim bir hadiste Allah'ın sevdiği ve sevmediği kıskançlık çeşitlerinin bulunduğu belirtilerek birincisinin haklı bir şüpheye dayanan kıskanma, ikincisinin ortada şüphelenecek bir durum yokken ortaya konan kıskançlık olduğu ifade edilmiştir. (4)
İffet ve namusu koruma yönündeki kıskançlığı, kocaya düşen bir görev olarak gören Gazzâlî, bu konuda aşırı gitmeyi de doğru bulmamakta ve orta yolu tavsiye etmektedir. Ona göre sonu kötülüğe varacak davranışlara göz yummamak gerekir; fakat kadınla ilgili haksız bir kanaatin oluşmasına yol açacak şekilde gereksiz yere vesveseye kapılmak da doğru değildir.
Meselâ, kadınların gizli hallerini araştırmaya (tecessüs) varacak kadar kıskançlıkta aşırılığa sapmak yanlış ve zararlıdır. Ayrıca bu Allah'ın Kur'an'da açıkça yasakladığı (5) suizanna girer. (6)
Allah Teâlâ'nın dininde belirlemiş olduğu özel durumlarda kıskançlık gereklidir. Bu sınırları aşan her kıskançlık aklın sınırlan dışında olup yersiz duygulardan kaynaklanan bir davranıştır. İnsanın kıskançlık duygusunun tesiriyle eşinin sırlarını açığa çıkarmaya kalkışması da yanlıştır. Kıskançlıkta aşırı giden kişi, Allah'ın kötülük saymadığı bir konuda kendisinin Allah'tan daha duyarlı olduğunu İddia etmiş sayılır.(7)
Dipnotlar:
1. Kenz, II/161; M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü's-Sahabe, .3/276.
2. İbnü'l-Esîr, III, 401; Lisânü'l-'Arab, "ğyr" md.; Râgıb el-İsfahânî, s.347.
3. Elmalılı, IX, 6405-6406.
4. İbn Mâce, Nikâh, 56; ayrıca bk. İbn Kayyim el-Cevziyye, s. 82.
5. el-Hucurât 49/12.
6. İhya, II, 38-39.
7. el-Yevakit ve’l-Cevâhir, 11, 42.
Sorularla İslamiyet
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.