Kocam, namaz kılmıyor ona nasıl davranmalıyım?
Namazını kılmayan kocama nasıl davranmam gerekir? Onun namaz kılması için ne yapmalıyım?
Karı-koca ilişkisi sadece bu dünya ile sınırlı bir beraberlik değil, ahiret hayatında da devam edecek ebedi bir yol arkadaşlığıdır.
Bu uzun seferde eşler ne kadar çok Allah’ın rızası dairesinde bir hayat sürerlerse, hem dünya hem de ahiret saadetine o kadar çok mazhar olurlar.
Bunun için Allah’ın gösterdiği tarzda yaşamak ve ebedi hayat arkadaşımız olan eşimizin de bu doğrultuda yaşamasını istemek eş olarak en büyük arzumuz ve duamız olmalıdır.
Bediüzzaman Hazretleri bu konuda evli çiftlere şöyle seslenir:
“Bahtiyardır o adam ki, refika-i ebediyesini kaybetmemek için saliha zevcesini taklit eder, o da salih olur.
Hem bahtiyardır o kadın ki, kocasını mütedeyyin görür, ebedî dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur, saadet-i dünyeviyesi içinde saadet-i uhreviyesini kazanır.
Bedbahttır o adam ki, sefahete girmiş zevcesine ittibâ eder, vazgeçirmeye çalışmaz, kendisi de iştirak eder.
Bedbahttır o kadın ki, zevcinin fıskına bakar, onu başka bir surette taklit eder.
Veyl o zevc ve zevceye ki, birbirini ateşe atmakta yardım eder. Yani, medeniyet fantaziyelerine birbirini teşvik eder.” (bk. Lemalar, 24. Lema)
Görüldüğü gibi bir kadının kocasını kaybetmemek ve onu ateşten korumak için çaba göstermesi onun adına büyük bir bahtiyarlıktır. Bu çaba içinde olmanızdan dolayı da sizi tebrik ediyoruz.
Ancak burada takip edilecek yöntem konusunda çok hassas olunmalıdır. Çünkü yaratılışı gereği ailesini korumakla yükümlü olan erkek, her zaman onların nazarında güçlü, mükemmel ve başarılı görünmek ister. Eşinin söz ve davranışlarından da kendisinin bu duygularını güçlendirecek veya onaylayacak mesajlar gelmesini bekler.
Aksi durumda, yani herhangi bir eksikliği, noksanlığı, beceriksizliği, hatası ve günahından dolayı erkek, karısı tarafından eleştirilir veya cezalandırılırsa, az önce ifade ettiğimiz duyguları rencide olacağından kendisini ve benliğini korumak için tepki verebilir. Bu durumda hatasının veya günahının farkında olup düzeltmek istese bile, bazen maalesef, duygularına yenik düşerek, sırf eşinin zorlamasıyla değişmediğini göstermek için direnebilir veya değişmeyebilir.
Bunun için yapılması ve yapılmaması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz.
1) Namaz kılmayan bir kocayı, asla eleştirmemek, özellikle çocuklarının ve diğer akraba veya arkadaşlarının yanında ona bu eksikliğini hatırlatmamak gerekir.
2) Diyanetindeki eksikliğinden dolayı, kocayı cezalandırmaya kalkmamak. Yani onu, kocasına karşı olan sorumluluklarını yerine getirmemek, ev işlerini aksatmak veya yatakları ayırmak gibi ceza yöntemleriyle düzeltmeye çalışmamak.
3) Namaz konusunu, erkeğin zaman açısından rahat olduğu ve iyi bir ruh halinde bulunduğu bir zaman diliminde baş başa konuşmak
4) Konuya girmeden önce, iyi özelliklerini takdir edip, konuşmaya öyle başlamak gerekir. Özellikle hanımı, çocukları ve diğer aile bireylerine olan katkısı, yardımı, sevgisi ve öneminden söz etmek. Ama abartmadan ve sadece gerçekten var olan özelliklerini dile getirmek.
Mesela: “Evimin direği! Senin ailene, çocuklarına ve bana olan düşkünlüğünü çok takdir ediyorum, ne iyi ki varsın. Allah seni başımızdan eksik etmesin” vb. gibi.
5) Eşin namaz kılmadığını bir şikayet, sitem, azarlama veya aşağılama gibi ona eksiklik duygusunu yaşatacak şekilde değil de, sadece ben-diliyle ve arzu/istek şeklinde dile getirirsek, Allah’ın izniyle onun bunu daha kolay kabul etmesini sağlarız.
Mesela “Seni çok beğeniyorum, takdir ediyorum, ancak namazlarını aksatmana/kılmamana çok, ama çok üzülüyorum. Senin cehennemde yanmana dayanamam. Rabbimin seni bundan dolayı hesaba çekmesini istemiyorum. Namazını kılarsan hem Allah senden razı olur hem de ben çok mutlu olurum” gibi ifadeler kullanmak.
6) Namaz ve diğer ibadetleri yerine getirmemek, iman zayıflığından kaynaklanır. Bunun için imanı güçlendirecek eserleri ailecek birlikte okumak son derece faydalı olur.
Ancak mümkünse doğrudan namaz mevzuları olmasın. Çünkü namaz kılmayan eş, kendisini eğitmek veya mesaj vermek için okunduğunu anlarsa, tepki verip dinlemeyebilir.
7) İbadetlerdeki ihmalkarlık bazen tembellikten ve de sinema, dizi, sosyal medya, aşırı spor izleme, aşırı haber ve oturum takip etme gibi “medeniyet fantaziyeleri” ile çok fazla ilgilenmekten de kaynaklanabilir.
Bediüzzaman, “hayatını güzelce medeniyet fantaziyesiyle geçirmek” iştahını bu asrın bir hastalığı olarak tarif eder. (bk. Emirdağ Lâhikası 2, s. 246)
“Kalbin gıdası ve ruhun ab-ı hayatı” olan namaz, bir mümine ağır geliyorsa, ondan manevi haz almıyorsa, zevk ve haz duygularını, medeniyet fantaziyeleri ile doldurmuş demektir.
Bunun için mümkünse bunları azaltmak, en asgari düzeye indirgemek gerekir ki, manevi hazza yer açılsın
8) İnsanın kendi eşine veya yakınına tesir etmesi her zaman kolay olmadığı için en güzeli, kocanızın namaz kılan ve bu konularda duyarlı dostlar edinmesi ve onlarla sık sık bir araya gelerek sohbet ve dostluğu devam ettirmesi de çok faydalı olacaktır.
9) Tüm bunları yaptıktan sonra, sabırla duaya devam ederek, neticeyi Allah’tan beklemek gerekir. Çünkü “Her şeyin anahtarı Onun yanında, her şeyin dizgini Onun elindedir. Her şey Onun emriyle hâlledilir.” (Bediüzzaman, Mektubat, s. 224)
Sorularla İslamiyet
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.