Misafir Kalem
Kolomb mu keşfetti dediniz? Yok artık!
Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Amerika’yı Müslümanların keşfettiğini söyleyen insanlar, dışarıdaki ve içerideki Kolombçular tarafından “bilim düşmanı” ilan edilecek neredeyse!
Bilimin değişebilir bulgularını şüphe duyulmaz tabular olarak kabul eden modern bir taassubun varlığıyla da tanışmış oluyoruz böylece.
Gerçeğin Kolomb’un şahsında, batılıların keşfedip gördüğünden başkası olamayacağını kabul eden, Batı kaynaklı görüşlerin dışındaki iddiaları ne kadar inandırıcı da olsalar reddeden bir seküler taassup bu!
Sanki daha önce Amerika’yı Müslümanların ya da başka halkların keşfettiğini iddia eden hiçbir batılı olmamış gibi taassupla sahip çıkıyorlar bu iddialara.
Amerikalıların Ay’a ayak basıp basmadığının bile hararetli bir şekilde tartışıldığı bu dünyada, Amerika kıtasının ilk kâşiflerinin kim olduğu konusunda da şüpheci olmak oldukça normal kabul edilmeli.
Asıl normal olmayan anlamsız bir inatla Kolombçulukta ısrar etmek. Asıl normal olmayan Amerika kıtasının zaten binlerce yıl önce “insanlar” tarafından keşfedildiği gerçeğini yok saymak.
Kolombçu bakış açısı, dünya tarihini seküler Batı’nın kurguladığı gibi algılamamız gerektiğini öğütlüyor bize.
Bir yer ancak Batılılar tarafından keşfedilir ve ardından Batılılar tarafından istila edilirse “keşfedilmiş” sanıyorlar herhalde. Bir de bu yerin Batılılar tarafından adlandırılması zaruridir.
Peki sorarım size ey çok bilmiş Kolombçular! Kolomb efendi gemileriyle Amerika kıtasının varlığını fark etmeden binlerce yıl önce Bering boğazından Amerika’ya insanlar geçmemiş miydi?
Kolomb ve onun izinden gidenlerin katlettikleri yüz binlerce, milyonlarca Kızılderili Amerika kıtasında değil de, okyanusun dibinde ya da bulutlarda mı yaşıyorlardı?
Bu insanları insan olarak kabul etmiyor musunuz ki, Amerika’yı ilk olarak Kolomb keşfetmiştir diyorsunuz sarsılmaz bir taassupla!
Kızılderili olarak adlandırdığımız Amerika yerlileri Kolomb’dan çok önceleri bu kıtaya gelip, bu kıtada yaşadıklarına göre, Batılılardan binlerce yıl önce bu kıtayı keşfetmiş olmuyorlar mı azizim?
Neymiş efendim neymiş? Amerika’yı Kolomb keşfetmiş, bundan başka herhangi bir iddia bilimsel olamazmış!
İşte bu bakış açısı, “şeyleri” sadece Batılılar görür, algılar ve keşfederse “var olur” sanan kompleksli bir bakış açısından başka bir anlam ifade etmez.
Eşyanın hakikati sabitedir yerine, eşyanın hakikati sadece Batı’dadır diyorlar var güçleriyle!
Ve bu gerçek, bugüne kadar objektif olduğunu sandığımız bilimin gerçekte nasıl da “Batı zihniyeti” ve “seküler felsefe” hesabına çalıştığını açıkça gösteriyor.
Ben iddia filan etmiyorum ve kesin bir bilgi olarak söylüyorum bu hakikati. Amerika kıtası kesinlikle Kolomb tarafından keşfedilmemiştir!
Bu gerçeğin ispatı o kadar basittir ki… Bu gerçek o kadar da apaçıktır ki… Bu gerçek o kadar inanılması gerekendir ki…
Amerika’ya Avrupa’dan giden kâtillerin suçlarını örtmek zorunda mıyız bizler? Acımasızca katlettikleri milyonlarca “yerli”nin cansız bedenlerini çiğneyerek, gururla “Amerika’yı biz keşfettik” diyenlerin avukatlığına mı soyunmak zorundayız?
Kolomb bu kıtaya gelmeden binlerce yıl önce orayı keşfedip de bu kıtaya yerleşen insanları ne çabuk da unuttuk?
Kolomb ve sonrasındaki göçmenlerin katlettiği yüz binlerce “yerliden” bahsediyorsak eğer, Amerika’nın çok önceleri birileri tarafından keşfedildiğini ve o birileri tarafından da vatan olarak sahiplenildiğini kabul ediyoruz demektir.
Hayır, kesinlikle Amerika Kolomb tarafından keşfedilmemiştir. Amerika orada yaşayan insanlar tarafından binlerce yıl önce keşfedilmiştir.
Yan apartmandaki komşunuzun evine girip “burasını ben keşfettim o halde burası benim evimdir” demeniz garabetinde saçma bir iddiadır Amerika’yı Kolomb’un keşfetti iddiası.
Eğer Amerika kıtasında yaşayan insanlar olmasaydı, bu insanlar binlerce yıl boyunca bu kıta üzerinde medeniyetler kurmasaydı, bu iddianızda haklı olabilirdiniz belki.
Orada insanlar vardı çünkü o insanlar o kıtayı çok önceleri keşfetmiş, sevmiş ve yerleşmişlerdi. Bunun aksi asla düşünülemez.
Amerika kıtasını Kolomb keşfetmiştir demek, bu kıtayı keşfedip orada binlerce yıldır yaşayan insanların aslında “şuursuz birer hayvan” olduğunu iddia etmek kadar saçma ve aşağılayıcıdır ki, Avrupa tarihi bu saçma iddianın saçma örnekleriyle doludur.
Amerika adı verilen bu yeni kıtanın, sonradan oranın yerlisi olacak halkların ataları tarafından keşfedildiğini anladıktan sonra, Müslümanların bu kıtaya ne zaman geldiği sorusunu sorgulayabiliriz sanırım.
Şu da kesindir ki Müslümanlar Amerika kıtasına Kolomb’dan çok önceleri gelmişlerdi. Hatta öyle bir gelişti ki bu, Amerikan yerlilerini katletmek yerine onlarla kaynaşmışlar, zamanla onların arasında eriyip gitmişlerdi.
Bu böyle olmasaydı Kızılderili dillerinde karşılaştığımız Arapça, evet yanlış okumadınız, Arapça kökenli kelimelerin kaynağını asla bulamayacaktık.
Mesela Çereoke dilinde halen yaşamakta olan Allah lafzının ya da saat, dua, din, mâ (su), deve (gemili) kelimelerinin bu dile nereden geldiğini anlayamayacaktık.
Bütün bu delilleri bir kenara bırakacak olursak, Meluncanlar gibi Amerikalı halkların Akdeniz’deki Müslüman halklarla olan lisan ve DNA benzerlikleri bile Müslümanların bu kıtaya çok önceleri göçtüğünü kanıtlıyor.
Yine Amerika kıtasında bulunan onlarca Arapça kitabe parçaları da bu kıtaya Müslümanların çok önceleri geldiğini gösteriyor açıkça.
KUR’ÂN-I KERİM’DE AMERİKA KITASI
Bu konuyla ilgili araştırma yaparken Kur’ân-ı Kerim’deki birkaç âyetin Amerika kıtasına işaret edebileceğini fark ettiğimi de ifade etmek isterim.
Rabbimiz Ra’d suresi 4. Âyette mealen şöyle buyuruyor:
“Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır.”
Bu âyetin lafzında geçen وَفِي الأَرْضِ قِطَعٌ مُّتَجَاوِرَاتٌ (Ve fi’l ardı kıta’un mütecâvirâtun) ifadesi bence açık bir şekilde Amerika kıtasına işaret etmektedir.
“Dünyadaki komşu kıtalar” anlamına gelen bu ibarede “komşu kıtalar” tabirinin Arapça cemi’ sigasıyla buyrulması çok dikkat çekicidir.
Bilindiği üzere Arapça’da cemi’ (çoğul) en az 3 varlığı ifade eder. Bizim anladığımız manada 1’den çok olan varlıklar çoğul değildir bu dilde.
Bu dilde sayısı 2 adet olan varlıkları ifade etmek için ayrı bir bab bulunur. Tesniye (ikil) babı olarak adlandırılan bu babda kelimenin sonuna –eyn, -âni gibi bazı ekler eklenir.
Bu gerçek sayesinde ayette en az 3 komşu kıtadan bahsedildiğini hemen anlayıveririz. Mesela bu komşu kıtalardan ikisi Asya-Afrika kıtasıdır.
Ayette sadece bu iki komşu kıtadan bahsedilmediği çoğul babın kullanımından anlaşılmaktadır. Asya ve Avrupa kıtaları ise komşu kıtalar değil, aslında tek büyük bir kıtanın (denizden kesik kara parçasının) farklı yönleridir.
Geriye Kuzey Amerika-Güney Amerika ve Amerika-Asya kıtaları kalmaktadır ki bu kıtalar ayetteki “komşu kıtalar” işaretine en mutabık örnekleri teşkil etmektedir.
Durum böyle olduğuna göre Rabbimiz Amerika kıtasının varlığından 1400 yıl önce mûcizevî bir üslupla bahsetmiştir.
Nisa suresi 97 ve Zumer suresi 10. ayetlerde “Allah’ın arzının geniş” olduğu açıkça vurgulanır.
Bu gibi ayetlerde o döneme kadar bilinen toprak parçalarının dışında bir genişliğe de işaret edildiği düşünülürse, Amerika, Avustralya gibi o döneme kadar bilinmeyen kıtaların varlığına işarette bulunulduğu da düşünülebilir.
Yine Lokman suresi 27. ayette geçen 7 deniz ibaresiyle Rabbimiz 7 kıtaya da neden işaret etmesin?
“Eğer yerdeki ağaçlar hep kalem olsa deniz de mürekkeb, arkasından yedi deniz katılsa, Allahın kelimeleri tükenmez, gerekten Allah, Azîz’dir Hakîm’dir.”
Bu ayetteki ibarelerin mecazi değil de gerçek anlamda olduğunu kabul edip, her bir kıtanın etrafında bir deniz olduğunu var sayarsak, dünyada o güne kadar bilinenler dışında 2 kıtanın (Amerika, Avustralya) ilavesiyle bugün bildiğimiz 7 kıtaya işaret edildiğini düşünebiliriz. Tabii ki her şeyin en doğrusunu Rabbimiz bilir.
http://www.cyberistan.org/islamic/sequoyah1.htm
http://en.wikipedia.org/wiki/Cherokee_syllabary
http://my1worldcommunity.blogspot.com.tr/2011/05/indian-of-america-was-muslim.html
The Muslim Discovery of America- pg. 53-54 (Frederick William Dame) (OD)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.