Dr. Selçuk ESKİÇUBUK
Koronavirüsü ‘dabbetül arz’ mıdır?
“Dâbbe “ kelimesi "canlı, hareket eden varlık" anlamında kullanılır. Ayetlerde ve hadislerde geçer. “Dâbbe" kelimesi Kur'anda 14 defa, bu kelimenin çoğulu olan "devâbb" ise 4 defa kullanılır. Neml suresi 82. ayette geçen "dâbbetü'l arz" ise, din alimlerince genelde kıyamet işaretlerinden biri olarak kabul edilir.
Kur’an son indirilen kitap olması nedeniyle her asra her tabakaya hitap eden özelliklere sahiptir. Hadislerin bazılarının da ifade ettiği manalar böyledir. Bilimsel gelişmelerin ortaya koyduğu tespitlere göre ayet ve hadislere verilen manalar onların içinde nice hakikatlerin saklandıklarını göstermiştir.
Bazı ayetlerden örnek verecek olursak:
“Allah hareket eden her canlıyı bir sudan yarattı. Bunlardan kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimi de dört ayak üzerinde yol alır. Allah dilediğini yaratıyor, Allah her şeye kādirdir.” (Nur,45)
“Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimizde, öldüğünü ancak asâsını kemiren ağaç kurdu sayesinde anlamışlardı. Süleyman’ın cesedi yere yıkılınca ortaya çıktı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı o aşağılayıcı eziyete katlanıp durmazlardı.” (Sebe 14)
“Söylenen (kıyamet) başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir yaratık çıkarırız da insanların âyetlerimize kesin bir şekilde iman etmedikleri konusunda onlarla konuşur.” (Neml,82)
Hz. Ali, Neml 82’deki “dabbe”den söz ederken şöyle diyor: “O, kuyruğu olan bir “dabbe” değil, sakalı olan bir “dabbedir”. Mikroskobun keşfiyle gözle görülmeyen bir dünyaya kapılar açılmıştır. Mikrobiyoloji bilimi mikropları bulup sınıflandırma yaptığında “Flagellalı(kamçılı) bakteriler” diye bir grup vardır. E.Coli, Salmonella grubu bakteriler ve Pseudomonas türleri böyle mikroplardır. İşte o ayetin asrımıza bakan bir tefsiri bu mikroplardan bir grubun mutasyona uğramış cinsine bağlı olabilir. Geçmiş asırlarda bu bilgiler olmadığı için ayetin bu asra bakan tefsiri o zaman yapılamazdı. Demek ki Kur’an’ın ayetleri ve onların açıklamaları olan bazı hadisler her zaman gençliklerini koruyorlar. O Dabbetülarz’ın konuşması hakiki değil mecazi bir ifadedir, lisan-ı hal ile bir konuşmadır. Mesela bazen bizler de dilimiz yerine beden diliyle konuşuruz, hakimler kararıyla konuşur. Aynen onlar gibi.
Bazıları “Dabbetül arz” kelimesinin ebced hesabıyla toplam sayısal değerleri üzerinden yapılan hesaplamalarla (Hicri 1441 –Miladi 2020) şu an ortaya çıkan Korona virüsünün dabbetül arz olduğunu iddia etmektedir. Geçmişte de AİDS mikrobu için aynı iddialar ortaya atılmıştı. Ama bunlar gerçekçi değildir.
Bediüzzaman ise “gaybı ancak Allah bilir” diyerek dünyanın ömrünün sonuna doğru ortaya çıkacak “Dabbetül arz” hakkında; bütün vücutta kemiklerinden, dişine tırnağına kadar bütün organlara yerleşen ve ağaç kurtları onu kemirip yiyip bitiren bir canlı olabileceğini söyler.
*Amma "dabbetülarz": Kur'anda gayet mücmel bir işaret ve lisan-ı hâlinden kısacık bir ifade, bir tekellüm var. Tafsili ise; ben şimdilik, başka mes'eleler gibi kat'î bir kanaatla bilemiyorum. Yalnız bu kadar diyebilirim: “ Gaybı ancak Allah bilir” Nasıl ki kavm-i Firavun'a "çekirge âfâtı ve bit belası" ve Kâ'be tahribine çalışan Kavm-i Ebrehe'ye "Ebabil Kuşları" musallat olmuşlar. Öyle de: Süfyan'ın ve Deccalların fitneleriyle bilerek, severek isyan ve tuğyana ve Ye'cüc ve Me'cüc'ün anarşistliği ile fesada ve canavarlığa giden ve dinsizliğe, küfür ve küfrana düşen insanların akıllarını başlarına getirmek hikmetiyle, arzdan bir hayvan çıkıp musallat olacak, zîr ü zeber edecek. Allahu a'lem, o dabbe bir nev'dir. Çünkü gayet büyük bir tek şahıs olsa, her yerde herkese yetişmez. Demek dehşetli bir taife-i hayvaniye olacak. Belki “illâ dâbbetu-l-ardi te/kulu minseeteh(u) ”(Sebe,14) âyetinin işaretiyle, o hayvan, dabbetülarz denilen ağaç kurtlarıdır ki; insanların kemiklerini ağaç gibi kemirecek, insanın cisminde dişinden tırnağına kadar yerleşecek. Mü'minler iman bereketiyle ve sefahet ve sû'-i istimalâttan tecennübleriyle kurtulmasına işareten, âyet, iman hususunda o hayvanı konuşturmuş. (Şualar,5.şua,2.makam,20.mesele)
Şimdi bir konu daha kaldı. “Dabbetül arz” ın kemikleri bir ağaç kurdu gibi yemesi meselesi. Buna da örnek bir hastalık var, Multipl Myeleom. Kemik iliğindeki Plazmosit adı verilen bağışıklık hücrelerinin kanseri. Kemikleri bir ağaç kurdu gibi yiyor. Kafatası ve leğen kemiği ile uyluk kemiklerini ağaç kurdu gibi kemirmiş gibi fotoğraflarına bakınca bunu görebiliyoruz.
Kur’an’ın her ayeti bir gerçeği açıklar, bazılarının anlaşılması için zaman geçmesi gerekebilir, bu da onun mucizevi yönüdür. Asırlar sonra bilinecek şeyleri çok önceden söyler ama gizli olduğu için ifadelerin gerçek anlamı, zamanı gelince anlaşılır.
Öyleyse dabbetül arz nasıl bir varlık olmalı? Hz. Ali’nin “Neml,82.” ayetinin tefsirinden ve Bediüzzaman’ın “Sebe,14.” ayetlerinin tefsirinden anladığımız gibi yeryüzüne ahir zaman denilen bir zaman diliminde ortaya çıkmalı. “Flagellalı bir mikrop” olmalı, insanların dişinden tırnağına kadar bütün vücuda ya bizzat yayılmalı ya da toksinleri(zehir) ile yayılmalı .“Multpl myelom” hastalarında görülen tabloya benzer şekilde bir ağaç kurdu gibi başta kemikler olmak üzere her organı kemirmeli.
Sefahatten uzak duranlar, suiistimal etmeyenler yani kendilerine verilen vücut nimetlerini kötüye kullanmayanlar, içki, kumar, zina, gece hayatından uzak duranlar ve hijyene dikkat edenler bu hastalıktan korunmuş olmalı.
Sonuç: Solunum yoluyla bulaşan ve bütün dünyayı korkutan Korono virus hastalığı ayet ve hadislerde adı geçen “Dabbetül arz “ değildir. Çünkü bu bir virüstür ve kamçılı bir canlı değildir. Solunum yoluyla inanan inanmayan herkese bulaşabilmektedir. Akciğerleri tutarak ağır zatürreler ile ölümler yapmaktadır. Halbuki ”Dabbetül arz“ muhtemelen sindirim sistemi ve diğer yollarla bulaşacak, her organı ağaç kurdu gibi kemirecektir. Sefahatten, suiistimalden uzak duran ve inanan insanlar bu hastalıktan kendilerini kurtarmış olacaklar. Bunlar da ilgili ayetlerin asrımıza bakan yönüne bizim bakış açımız. Amma…
Gaybı Allah’tan başka kim bilebilir ki!
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.