Küffar, 'Yetim-i Ebu Talib'in sihri semâya da tesir etti' dediler
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
MU'CİZÂT-I AHMEDİYE (asm)
...
Şakk-ı kamer yüzünden bu evham bulutlarını dağıtacak çok noktalardan, şimdilik Beş Noktayı dinle:
BİRİNCİ NOKTA
O zaman, o zemindeki küffârın gayet şedit derecede inatları tarihen malûm ve meşhur olduğu halde, Kur'ân-ı Hakîmin وَانْشَقَّ الْقَمَرُ 1 demesiyle şu vak'ayı umum âleme ihbar ettiği halde, Kur'ân'ı inkâr eden o küffardan hiçbir kimse, şu âyetin tekzibine, yani ihbar ettiği şu vakıanın inkârına ağız açmamışlar.
Eğer o zamanda o hâdise o küffarca kat'î ve vaki bir hâdise olmasaydı, şu sözü serrişte ederek gayet dehşetli bir tekzibe ve Peygamberin iptal-i dâvâsına hücum göstereceklerdi.
Halbuki, şu vak'aya dair siyer ve tarih, o vak'a ile münasebettar küffârın adem-i vukuuna dair hiçbir şeyini nakletmemişlerdir.
Yalnız, وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُسْتَمِرّ 2 âyetinin beyan ettiği gibi, tarihçe menkul olan şudur ki: O hâdiseyi gören küffar "Sihirdir" demişler ve "Bize sihir gösterdi. Eğer sair taraflardaki kervan ve kàfileler görmüşlerse hakikattir. Yoksa bize sihir etmiş" demişler. Sonra, sabahleyin Yemen ve başka taraflardan gelen kàfileler ihbar ettiler ki, "Böyle bir hâdiseyi gördük."
Sonra küffar, Fahr-i Âlem (a.s.m.) hakkında—hâşâ!—"Yetim-i Ebu Talib'in sihri semâya da tesir etti" dediler.
Dipnot-1: "Ve Ay yarıldı." Kamer Sûresi, 54:1.
Dipnot-2: "Bu daimî bir sihirdir' derler." Kamer Sûresi, 54:2.
Bediüzzaman Said Nursi
Mektubat