Mehmet PAKSU
Kur'ân cenneti nasıl anlatıyor?
Hocam, cenneti sormak istiyorum. Belli başlı cennet nimetleri nelerdir? Kur'ân en çok hangi nimetleri anlatıyor? (Murat Akkuş)
Cennet tasviri Kur'ân'da birçok surede anlatılırken, bazı surelerde daha genişçe yer alır. İnsan olarak hemen herkesin arzu ettiği nimetler sıralanır. Şöyle ki:
"Yaptıklarınıza karşılık sıra sıra dizilmiş koltuklara kurularak afiyetle yiyin ve için. Onları iri gözlü hurilerle evlendiririz. Onlara canlarının çektiği meyveleri ve etleri bol bol ikram edeceğiz. Orada neşe ile birbirlerinden kadeh alıp verirler ki, onu içenler ne boş bir söz söyler, ne de günaha girer. Etraflarında sedeflerinde saklı inciler gibi tertemiz hizmetçiler dolaşır. Birbirlerine dönüp dünyadaki hallerinden sorarlar.
Derler ki: Biz dünyada ailemiz arasında iken Allah'ın azabından korkardık. Allah bize lütufta bulundu ve iliklere kadar işleyen cehennem azabından bizi korudu. (Tûr Sûresi, 19-27)
Rahman Sûresi'nde ise her ayetin sonunda, 'Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz' ayeti tekrar eder.
"Rabbinin huzurunda hesap vermekten korkan kimseye gelince, onun için iki cennet vardır. O iki cennetten her biri çeşit çeşit bahçeler, bostanlarla doludur.
O cennetlerde iki pınar akar. O cennette her türlü nimetten çiftler vardır. Onlar, o cennetlerde astarları ipekten döşeklere kurulurlar. İki cennetin meyveleri de onların yanı başındadır.
O iki cennetten başka iki cennet daha var. O cennetler ki yemyeşil. İçlerinde iki pınar fışkırır. Onlarda her çeşit meyveler, hurmalıklar ve nar ağaçları vardır. Onlar o cennetlerde yeşil yastıklar ve güzel yaygılarla süslü cennet koltuklarına kurulurlar." (47-76)
Vâkıa Sûresi"nde ise cennetin o güzelim nimetleri şöyle sayılır:
"Onlar mücevherlerle işlenmiş koltuklardadırlar. O koltuklara karşılıklı kurulurlar. Pınarlardan fışkıran şaraplarla dolu testiler, ibrikler ve kadehlerle, etraflarında ebediyen yaşlanmayacak çocuklar dolaşır. O şaraptan ne başları ağrır ne de sarhoş olurlar.
Beğendikleri meyveler ve canlarının çektiği kuş etleriyle o çocuklar onların etrafında dolaşırlar. Orada sedefinde saklı inciler gibi iri gözlü huriler vardır. Bütün bunlar onların yaptıklarına bir mükâfattır. Orada ne boş bir söz işitirler ne de günaha sokacak bir şey. İşittikleri söz selamdır, selamettir.
Onlar dikensiz meyve ağaçları altındadırlar. Salkım sakım muzlarla dolu ağaçlar altındadırlar. Daimi gölgededirler. Çağlayıp duran su başlarındadırlar. Ardı arkası kesilmeyen ve kendilerinden esirgenmeyen bol meyveler arasındadırlar. Yükseltilmiş döşekler üzerindedirler.
Dünya kadınlarını Ashab-ı Yemin için Biz orada yeni bir yaratılışla yaratılmış ve kocalarına düşkün, yaşıt bakireler yapmışızdır." (10-38)
Bugün
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.