Kur'an'daki tekrarların mucizeliğini beyan eden altı nokta
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
ÜÇÜNCÜ KATRE: Tekrarat-ı Kur’âniyedeki i’câzın bir lem’asını beyan zımnında altı noktadan ibarettir.
Birinci nokta: Kur’ân bir zikir kitabı, bir dua kitabı, bir dâvet kitabı olduğuna nazaran, sûrelerinde vukua gelen tekrar, belâgatça ayn-ı isabet ve ayn-ı hikmettir. Çünkü, zikir ve duadan maksat sevaptır ve merhamet-i İlâhiyeyi celb etmektir. Malûmdur ki, bu gibi hususlarda fazlasıyla tekrar lâzımdır ki, o nisbette sevap kazanılsın ve merhamet celb edilsin. Hem de zikrin tekrarı kalbi tenvir eder. Duanın tekrarı bir takrirdir. Dâvet dahi, tekrarı nisbetinde tesiri, tekidi vardır.
İkinci nokta: Kur’ân bütün beşerin tabakatına hitap ve deva olduğu için, zeki-gabî, takî-şakî, zâhid-gayr-ı zâhid, bütün insan tabakaları şu hitab-ı İlâhiyeye mazhar ve bu eczâhane-i Rahmâniyeden ilâç almaya hakları vardır. Halbuki, Kur’ân’ı tamamen ve daima okumak herkese müyesser değildir. Bunun için, lüzumlu olan maksatlar, hüccetler bilhassa uzun sûrelerde tekrar edilmiştir ki, herbir sûre hemen hemen bir küçük Kur’ân hükmünde olsun ki, herkes suhuletle istediği vakit istediği sûreyi okumakla tam Kur’ân’ın sevabını kazanabilsin. Evet,
1 وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْاٰنَ لِلذِّكْرِ olan âyet-i kerime bu hakikatı ispat ediyor.
Üçüncü nokta: Cismanî ihtiyaçlar vakitlerin ihtilâflarıyla tebeddül eder, noksan ve fazlalaşır. Meselâ, havaya olan ihtiyaç her anda var. Suya olan ihtiyaç, midenin harareti zamanlarında olur. Gıdaya olan hâcet, her günde olur. Ziyaya olan ihtiyaç, alelekser haftada bir defa lâzımdır. Ve hâkezâ...
Kezalik mânevî ihtiyaçlar da vakitleri muhtelif ve mütefavittir. Her anda Allah kelimesine ihtiyaç vardır. Her vakit Besmeleye, her saatte Lâ ilâhe illallâh’a ihtiyaç vardır. Ve hâkezâ...
Binaenaleyh, âyetlerin, kelimelerin tekrarı, ihtiyaçların tekrarından ileri geliyor. Ve keza, o gibi hükümlere olan ihtiyacın şiddetine işarettir.
Dördüncü nokta: Bilirsiniz ki, Kur’ân bu metin din-i azîmin esasatını ve İslâmiyetin erkânını tesis ettiği gibi, içtimâat-ı beşeriyeyi tebdil eden bir kitaptır. Mâlumdur ki, müessis olan zât, vaz ettiği esasları güzelce yerleştirmek için tekrarlara çok ihtiyacı olur. Evet, tekrar edilen şey sabit kalır, takarrur eder, unutulmaz.
Ve keza, Kur’ân beşerin muhtelif tabakalarından kalî veya hâli yapılan suallere lâzım olan cevapları veren umumî bir mürşîd-i mûcîbdir. Malûm ya, sual tekerrür ederse cevap da tekerrür eder.
Beşinci nokta: Bilirsiniz ki, Kur’ân pek büyük meselelerden bahseder. Ve kalbleri iman ve tasdike dâvet eder. Ve çok ince hakikatlerden bahis açar. Akılları, mârifete, dikkate tahrik eder. Binaenaleyh o mesâilin, o ince hakaikin, kalblerde, efkârda tesbit ve takriri için suver-i muhtelifede türlü türlü üslûplarla tekrara ihtiyaç vardır.
Altıncı nokta: Bilirsiniz ki, her âyet için bir zahir var, bir bâtın var; bir had var, bir muttala’ var. Ve herbir kıssa için çok vecihler, hükümler, faideler, maksatlar vardır. Binaenaleyh, muayyen bir âyet her yerde öbür münasip bir vecih için, bir faide için zikredilebilir. Bu itibarla, zahiren tekrar görünse bile hakikatte tekrar değildir.
1 : “And olsun ki düşünülmesi, anlaşılması ve ezberlenmesi için Biz Kur’ân’ı kolaylaştırdık.” Kamer Sûresi, 54:32.
Bediüzzaman Said Nursi
Mesnevi-i Nuriye